• tecrübeyle sabittir. kişisel tecrübelerime etraftan duyduklarım, sözlükte şirketler hakkında okuduklarım da eklenince vardığım sonuçtur.

    şimdi basitçe,bu şirketlerin işi, a, b, c, d... noktaları arasında paket taşımak. ciddi planlamalar, organizasyonlar gerektiren bir iş. çok basit olduğunu iddia etmiyorum. ama neticede adam gibi bir sistem oturtmakla işin iyi sayılabilecek bir şekilde yürümesi lazım mantıken. aksiliklere de açık bir iş, kabul ediyorum. kamyon gecikir, uçak gecikir, işin içinde insan faktörü var, tabii ki gecikmeler, hatta hatalar olacak. (paxera iyimserliği bunlar kesinlikle benim karakterim değil)

    ama kardeşim bu kadar da olmaz ki. artık birisi "kargoyla göndereceğiz" deyince tüylerim diken diken oluyor. bir iş bu kadar sallapati yapılmaz. 3 gün kargo dağıtıcısının cebinde dolaşan kredi kartı mı istersin, yoksa aşağıdaki zilde farklı soyadı görünce "adres yanlış" deyip çekip giden mi (farklı soyadlı insanlar aynı evde olamaz ya), yoksa yoğun olup o gün uğrayamayınca, merkeze "gittik bulamadık" diye rapor veren mi? paketleri kaybolan, açılan, içindeki telefon vs kaybolan pek çok kişi de cabası, benim başıma gelmedi ama her an olabilir tabii

    içlerinde bugüne kadar sorun yaşamadığım (ve en az kullandığım) ups. ama ups'te de benzer problemler yaşayan çok.

    sorun şu ki, hizmet alacağınız firmayı (alıcı konumundaysanız) kendiniz belirleyemiyorsunuz. göndericinin anlaşması kiminleyse ona mahkumsunuz. hatta internetten alışveriş, kredi kartı gibi konularda "kargoya vermeyin ben gelip alırım" deme şansınız bile yok. bir kaç km mesafeden kargo gelcek diye 3 gün beklemeniz gerekebiliyor. ben gidip alsam bir saat sürmez halbuki. hatta kargo firmasına "bugün 3. gün, ben gelip şubeden alayım artık" deyince de "ama arkadaş yanına almış çıkmış, akşama kadar şubeden de alamazsınız" cevabı alıyorsunuz. telefonla ulaştığınız şube elemanlarının verdiği saçma sapan cevaplar konusuna girmiyorum bile, o tamamen ayrı bir başlık konusu

    tahmin edeceğiniz gibi, bu entry kargo beklerken yazılmıştır. tüm kargo firmalarından birilerinin okumasını dilerim.
  • kendi kendilerine iş çıkarmalarından dolayı daha da beter hale gelmeleri kaçınılmazdır.

    cuma akşam kargoya verilen siparişimin akıbeti:

    cuma
    20.47 kadıköy bürosundan yola çıktı
    cumartesi
    00.47 boğaziçi transfer merkezinde araçtan indi
    03.26 boğaziçi transfer merkezinde araca bindi
    07.26 cevahirde araçtan indi *
    08.40 cevahirde teslim şubesi değişti
    09.04 cevahirde araca bindi
    11.58 boğaziçi transfer merkezinde araçtan indi
    12.15 boğaziçi transfer merkezinde araca bindi
    pazartesi
    07.30 gültepede araçtan indi

    metrocity adresine teslim edilmesini istediğim kargom cuma gecesi sabahı etmiş, cumartesi cevahirde alışverişe gidip muhtemelen carl's jr yiyip bir sinema yapmış, pazar dinlendikten sonra pazartesi sabahın köründe işe gitmeye hazırlanmış durumda. halen ofise gelmedi gerçi, gelince hesabını sorucam.
  • 5 büyük kargo sirketine sebeplerini sordugumda asagıdaki yanıtları aldıgım durum.

    1-türkiye'de dogru düzgün kargo mu var lannn.
    2-alıcı siz misiniz? referans numaranız kac?
    3-alo?
    4-bi saniye beyefendi.
    5-arkadaslar yoldalar, birazdan gelir kargonuz.
    6-10 ytl.

    ayrıca gönderen ve alıcının ayrı adreslerde oturması cok zorluyor sirketleri. buna bir cözüm bulunması lazım. devlet bulsun dediler.
  • bulunduğum şirketin yaklaşık 5 ayda bir yeni kargo şirketine geçme nedenidir. yurtiçi, mng, ups, varan, aras arasında sürekli yer değiştirip duruyoruz.
  • nedenini bilmiyorum ama olmadığına kesinlikle inanıyorum. siz herhangi bir yerden kargo bekliyorsunuz, adamlar getiriyorlar ve sizi evde bulamayınca kapıya not bırakıyorlar. sen kargo değil misin, yoksam beni arayıp istediğim zamanda tekrar getireceksin. sana biz ne için para ödüyoruz. gelip notu bırakıp, biz kaçtık artık sorumluluk bizden gitti. bir defa şansın var. artık bizi sen bulacaksın, bak 3 günde de gelmezsen geri de yollarım. ee neden para ödedim o zaman ben size. tenezzül edip telefonla bile aramıyor arkadaşlar, not bırakıyorlar.

    adamlar böyle yapıyorlar, daha sonra da bize normali buymuş gibi gösteriyorlar. kargo efendim geldik yoktunuz, yapacak birşeyimiz yok diye. özel şirketsin sen kardeşim, zarfa koyup mektup atınca bile millet postaneye gitmiyor, evine bir şekilde geliyor. herkes keşke tartışsa da bu adamlarla düzelse biraz..
  • türkiye'de yaşadığım ve ağırlıklı olarak türkiye'deki kargo şirketlerinden hizmet aldığım için türkiye ile sınırlamak zorunda kaldığım fikirdir. ayrıca bir iki ülke gördüm diye "tüm dünyada, dünyanın hiçbir yerinde" diye başlayan cümleler kurmayı pek uygun bulmuyorum. yoksa ben de isterdim bir yurtiçi kargo, bir ups sponsor olsun, göndersin beni dünyanın dört bir yanına, kargo sistemlerini denetleyeyim... ama olmadı işte, kısmet.

    (bu entry bir zamanlar yukarıda yer alan, "başka ülkeleri bilmiyorsunuz, konuşuyorsunuz" temasıyla ayar verme çabasındaki bir entry'nin verdiği ilhamla yazılmıştır. evet eskiden buralar hep entrydi)
  • aramaya inanıp buraya geldim, iki kelam edip gidesim var.

    türkiye'de düzgün çalışan bir kargo şirketini geçtim, türkiye'de çalışan bir kargo şirketi yok. benim nihai çıkarımım bu yönde arkadaşlar. çünkü bu kadar organizasyon eksikliğini, sallapatiliği, "koy götüne rahvan gitsin"ciliği, "amaaaan nolcak"çılığı, yasak savar gibi iş yapmayı ancak ve de ancak bir devlet dairesinde görebileceğinizi umarken, bunların tamamını türkiye'deki herhangi bir kargo şirketinde doyasıya gözlemleyebilirsiniz.

    ben lojistikten anlamam. mesleğim bu değil. ama yaşı 30'a gelmiş bir adam gecenin köründe kendi kendine "kargo şirketleri neden bu kadar boktan?" diye düşünüp yanıt aramaya çalışıyorsa, asıl meslek sahiplerinin oturup biraz düşünmesi lazım bence.

    yurtiçi, aras, mng falan filan. net konuşuyorum: al birini vur ötekine, hepsinin canı çıksın. hani tek bir şirket olsa (ttnet gibi) "abi adamlar tekel, kafalarına göre takılıyorlar" diyeceğiz ama 3 şirket birden tekel gibi davranıyor, üçü birden pis bıyıklı, kel ve şişko mahalle esnafı gibi kucağını açmış bekliyor; afedersiniz "gelirsen ekime gelmezsen sikime" der gibi.

    niye? çünkü doğru dürüst başka alternatifimiz yok. örneğin "ups var, dhl var, fedex var" diyeceksiniz; ben de size bu şirketlerin türkiye'ye adım attığı andan itibaren türkleştiğini söyleyeceğim. önceleri ups'ten son derece memnunken, 1 (bir) adet dangalağın kurumsal imajı yer ile yeksan edebildiğini bilmenizi isterim.

    ---

    yahu örneklendirecek olsak madde numarası yetmez, gerçel sayılara geçmek gerekir:

    * evde bulamadığı(nı iddia ettiği) müşterinin apartman kapısına not yapıştırıp siktirip gitmek (ki evdeydim).
    * evde bulamadığı(nı iddia ettiği) müşteriye "biz geldik, sıra sizde" deme yüzsüzlüğünü göstermek.
    * taşıdıkları hiçbir şeye özen göstermemek. kutunun içinde ne olduğunu umursamamak.
    * kendileriyle aynı kokuşmuş zihniyeti paylaşan e-ticaret siteleriyle mükemmel bir işbirliği içinde olmak (örneğin kapıda ödeme seçeneğinin sadece 100 - 5000 tl arasında seçilebilmesi. beyaz eşyayı kapıda ödeme ile getirmeyi kabul etmemeleri [çünkü zarar görürse müşteri almayabilirmiş. aynen böyle dedi amcık ağızlı] vb)
    * aynı şehirde verilmiş bir adrese göt kadar kutuyu 3 günde teslim edememek.
    * farklı şehirde ölümcül önemli bir kargoyu vip seçeneğiyle yollandığı (ve ücreti haşırt diye nakit olarak tahsil edildiği) halde normal süreden de uzun sürede getirmek, bir de para iadesini reddetmek.
    * ...

    ek olarak bir de bonus vereyim: * bütün (ama bütün) tatil günlerinde dibine kadar tatil yapmak. sanki devlet dairesi dedik ya, al işte. ramazan bayramında 4 gün doyasıya tatil yapmış dayılar. bu arada senin kargon mu var, gitmezse sana ne olacak, karşı taraf ne hale düşecek... çok da umurlarındaydı.

    az daha uzatırdım ama bunu okuyan da benim gibi düşünenlerden gayrısı değil. muhatabına ulaşacak olsa daha verecek ne örnekler var...
  • yıllardır yaptıkları işi iyi yapmayı beceremeyen şirketlerin karantina dönemi sonrası iyice sıçması ve laçkalaşmasıyla tekrar gündeme gelen konudur.

    hayır düzelmek için adım attıkları da yok. hepsinin (işini düzgün yapmayan çalışanlar dahil) aldıkları para haram olsun
  • (ara: kargo) denildiğinde karşımıza çıkan 100 başlıktan 99'unun eleştiri üzerine olmasından mütevellit türkiye'de kargoculuğun kepaze durumda olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

    yapmakta olduğu işin kutsal bir meslek olduğunun bilincinde olmayan personel, düşük maaş, talebin azlığı, gereksiz rekabet gibi sebepleri olan tablo.
  • türkiye'nin perakende kargo hacminin %90'ını ellerinde tutan büyük firmalarla 15 yıldan fazladır süren çalışmalarımın hemen hepsinde bir arıza çıkmış olduğu için vardığım kanı.

    üzerinde yazan adrese paket ya da evrak teslim etmekte bu kadar zorlanılmasını anlamıyorum. paket şubeye gelir, adrese dağıtıma çıkması günleri alır, şubeden cep telefonumu ararlar, ulaşamadıklarında paketi dağıtıma çıkartmazlar ve karda kışta gidip almak zorunda kalırım, paketin ağzı yüzü kaymış, içindekiler patlamış olarak gelir, alıcı ödemelidir ancak kapıma gelen kurye 50 liranın üstünü veremem, gel şubeden al der ve kıçını dönüp gider, boyum kadar koliyi eve getirmeye üşendikleri için sessiz sedasız "geldik bulamadık" mesajı atarak ölü taklidi yaparlar, daire 10'u kendileri etiketlerine basarken 1'i üst satıra 0'ı alt satıra atmayı başarırlar ve daire 1'e gidip geri dönerler... daha hangi birini yazsam bilemedim.
hesabın var mı? giriş yap