• ülkemizde oldukça yaygın görülen, özellikle kitapları basılan, tanınan yazarlar tarafından dile getirilmediği için gündem konusu olamamış, maalesef artık normalleşmiş bir durumdur.

    telif vermesi gerekirken vermeyen herhangi bir kurumun bu konuda haklı olamayacağını düşünüyorum. öte yandan bu işin içinde bir özveri var, anlıyorum. yine de bir dergi çıkarılırken planlamasının yazarları bedavaya getirmek üzerinden yapılmasını yanlış buluyorum. üzerine düşünülüp konuşulması gereken hem yazarlara telif verip hem de bir edebiyat dergisini nasıl çıkarabiliriz sorusu olmalı.

    (bkz: öykü gazetesi/#73829822)
  • amannnnnn
    mısırlar saçak saçak
    alçak boylusun alçak
  • peki bu satılan dergilerin parası nereye gidiyor? diye sormamız gereken olaydır. dergi sahipleri aldıkları reklamlar sattıkları dergiler ile köşe olurken bazıları kendini adamak istedikleri işle kendini sürdürebilme şansı olmadığından bırakmak zorunda kalıyor. dostoyevski gibi birçok önemli rus yazarı, romanlarını para karşılığında dergilerde parça parça yayınladılar. yapılan işten, yazılan yazıdan para kazanmak zorunlu. bu yazının kendisine profesyonel bir ciddiyeti de daha fazla getirecektir.
  • telif vermeyi geçtim; kullandıkları alıntıların ya da bölümlerin kime ait olduğunu bilseler dedirtmiş başlıktır.

    google terk, arabeks bir sözü turgut uyarınmış gibi kapağında paylaşıp kendine hâlâ edebiyat dergisi diyebilen yayınları gördü bu gözler!
  • simgesel olarak bir telif verilmesi gerektiğini düşünüyorum. bu zorunlu hale getirilebilir. bir sayfada yer alan yazıya 50 tl verilse mesela işler daha düzgün, daha işleyişli, daha göze hoş gelen bir yapıya erişir. geri kalan her şey için internet medyası.
  • dergilerin telif vermeleri ile ne gibi yeteneklerin kendilerini gösterme fırsatı yakalacağı ve yazmayı birincil meslekleri haline getirebileceğini stephen king isimli adı sanı duyulmamış yazarın (!) on writing isimli çöp (!) eserinde okuyabilirsiniz.

    ne yetenekler "bu işte para yok" diyerek yazmayı bırakıyor ve bankada kasiyerlik yapıyor bir bilseniz...

    para sırf motivasyon sağlamaz, karnımızı da doyurur.
  • ot mu kafa mı birinde (edebiyat dergisi imasında olanlardan biri) atilla taş'ın olduğunu görmemle konunun değersizleştiğini bildirmek isterim.

    öptüm.kib.bye.
  • madem dergiler az çok gelir elde ediyor, yazarlar ve dergiye bir şekilde katkıda bulunanlar neden o gelirden pay alamıyorlar.

    birincisi; bu işten para kazanan dergiler. yani migrosta ve d&r'larda bulabildiğiniz dergiler hangileridir? söyleyeyim; kafa, ot, cins, tuhaf, izdiham vs. bu dergiler arasında izdiham hariç hepsi yazarlarına telif veriyor. zaten izdiham haricinde yazarlara baktığınızda hepsinin hasbelkader ünlü kişiler olduğunu görüyoruz. öyle emeği sömürülecek olan genç yazarlar falan barınamıyor o dergide, ben de bir önceki entyrmde o konuya değinmiştim. izdiham dergisi ise her yerde bulunabilmesine rağmen para kazanamadığını iddia etmektedir. yazarlarımıza para veremiyoruz ama onların kitaplarını basıyoruz hatta bu uğurda borca bile giriyoruz demektedirler.

    öteki dergilere, yani benim de başında bulunduğum tarzdaki edebiyat dergilerine gelecek olursak; bizim gibi dergilerin tirajı zaten ortalama olarak 1.000. benim dergim bazen 1.500 basıyor. ama bu 500'ü yurtdışı için basıyoruz. şimdi şunu itiraf etmekte beis görmüyorum. son sayımız için ben cebimden 1.500 tl extradan verdim. yani bırakın para kazanmayı, eksiye düşüyoruz. ticari bir kuruluş olmadığımızdan bu bize dokunmuyor. harici gelir kaynaklarımız var.

    ben dergimden para kazanamıyorum, neden? çünkü anadoludaki kitapevlerinden paramı geri alamıyorum. oradaki paramı alabilmem için eski usül pazarlamacıların yaptığı gibi anadolu turu yapıp tahsilata çıkmam lazım. ve bir kitapevinden alacağım ortalama parayı size açıklayayım mı? 20 tl. evet şaka değil 20 tl. zaten genelde kitabevleri %30 ila % 50 arasında pay alıyorlar. bir kitabevine 5 dergi gönderiyoruz, ben oradan kaç para kazanabilirim? bazı kitabevleri var ki abi 5 fazla 3 dergi gönder diyor. biraz büyük şehirlerdeki kitabevlerine 10 tane gönderiyoruz. yani bu işler böyle arkadaşlar.

    parayı en çok istanbuldan kazanabiliyoruz, çünkü istanbuldayız. gidip alıyoruz. tahsil ediyoruz. ve takdir edersiniz ki dergiler en çok istanbul'da satılıyor. internet satışlarında ise anlaşmalı siteler ücretin yarısını alıyor bize yine suyunun suyu kalıyor. kendimiz gönderiyoruz bazen. o zaman da kargo bizden olunca ele geçen para 3 lira 4 lira. kısacası bu işi para kazanmak için yapmıyoruz. fuarlar para kazanmak adına ideal oluyor. orada biriktirdiğimiz para ile dergiye bir takım yatırımlar yapabiliyoruz. web sitemizi sağlamlaştırıyoruz. roll-up alıyoruz, poster ve baskı tarzı şeyleri yapıyoruz. anca bu yani. yani burada elde edilen maddi bir gelir yok arkadaşlar. eğer dergimize ortak olmak isterlerse buyursunlar borcumuzu birlikte paylaşalım. ona açğığız yani *

    yani bizim tarzımızdaki dergiler özelinde para kazanabilen hatta kendini döndürebilen yok.

    neredeyse bütün dergilerin kaç tiraja sahip olduğunu, aşağı yukarı kaç sattığını, kimler tarafından fonlandığı gibi gereksiz bir çok bilgiye haizim. dileyen sorabilir.
  • telif veren- vermeyen dergiler/gazeteler listesi. knut hamsun şu listeyi görseymiş malum roman kesin türkiye'de geçerdi.
  • belki 30'dan fazla dergide yazdım, hiçbir telif almadım.

    en son yazdığım bir dergiden de çok az bir telif dönüşü geldi, az veren candan verendi ama başka şartlardan dolayı orası ile da bağ koptu.

    yazmak bana hiç maddi dönüş yapmadı ama manevi hazzı anlatılmazdı. önemli olan da biraz da buydu.
hesabın var mı? giriş yap