• toplumun eğlenmeyi en iyi bilen kesimini oluşturmaktır.
  • dün, eşcinsel olduğunu öğrendiği oğlunu, sığındığı evden yaka paça alarak 14 kurşunla öldüren babanın varlığına tanık oldum.

    bugün de hayatımın bir dönemini paylaştığım çocuğun intiharını öğrendim. mezarına gittim. gece saat 3'te gömmüşler. belli ki utanmışlar. namazını kılmamışlar, selasını vermemişler. ablası, babası, amcası varlığına tahammülsüzmüş. hemen işi bitirmek istemişler. yaşasaydı pera tiyatro okulundan mezun olacaktı, çok gülecektiniz ona. tanısaydınız zaten istemeden gülerdiniz, eğlenirdiniz. ama babası utanıyordu. beş parasız yaşıyordu. sadece annesi seviyordu onu, ana yüreği işte...
    gitti. gördüm mezarını, hafriyat dökmüşler sanki bi köşeye. onu da sevgisizlik öldürdü.

    türkiye'de eşcinsel olmak; kaderinin sevgisiz insanların elinde olması demektir. annenin, babanın gözünün içine bakıp anlayış beklemek, kıvrana kıvrana yaşamaya çalışmak, beceremeyince intihar etmek, farkedilince öldürülmektir.

    bu ülkenin tepesinde o kadar çok kayıp, yarım kalmış hayatların ruhları geziyor ki, anlatamam bile. umarım bizleri affederler.
  • sevgiden yoksun bir millete aşkın, sevginin cinsiyeti olmadığını öğretmeye çalışmaktır.
    can güvenliğiniz tehlikede demektir.
  • bu başlığı "türkiye'de eşcinsel olamamak" diye açsaydın daha inandırıcı olurdu
  • delikanliliktir; tasak ister.
  • tu kakadır, mide ister.
  • çok kötü bir şey olsa gerek. az tanıdığım eşcinsel arkadaşlarıma normal davrandığım zaman çok garip tepkiler veriyorlar. alışık değiller herhalde. üzücü lan...

    edit: olayı yazayım dedim. üniversitemdeki klüpten bir eleman var çok da severim kendisini. ilk tanıştığımız zamanlarda "abi" kelimesini çok kullanıyordum (hacı moruk tarzında). neyse işte ona şaşırmıştı.
  • ikiyüzlülerin dışlamalarına maruz kalmaktır.

    hemcisinizin elini tutarak sokakta dolaşamazsınız. anne babanıza eşcilsel olduğunuzu söylerseniz dayak yer, belki de öldürülürsünüz. eğer kendinizi doğduğunuz şekilde hissetmiyorsanız ve ameliyat olmak isterseniz arkadaş çevreniz, akrabalarınız, devlet büyükleri, iş yeriniz, herkes tarafından dışlanırsınız.

    ama aynı gelenekçi anne babanız bunu yapmış birini zevkle izleyebilir. sizin karşınızda olan devlet, aynı durumdaki başka bir kişiyi kendi televizyonunda yılbaşı programına çıkarabilir. hatta ve hatta başbakanınız onu makamına kabul edip kendisinden sayın diye bahseder.

    ama siz saygı duyulması gereken biri değilsinizdir. sizi görmez. siz yoksunuzdur. olmamanız gerekir. çünkü yeterince ünlü değilsinizdir. toplum tarafından sizinle aynı konumda biri kabul edilirken, sizin doğmanız bile yanlıştır. siz bu yüzden katledilirsiniz ve çok değerli gazeteciler bunu haber yapmaya bile gerek görmezler.

    sokakta o insanı gören biri gidip fotoğraf çektirir ama sizi görünce döver.

    bu ülkede paran kadar, ünün kadar yaşayabilirsin cinsel kimliğini. bu ülkede statün kadar aşık olacağım cinste özgürsündür. bu ikiyüzlülüğünün farkına varamayacak kadar küçük beyinli insanlar yüzünden o iğrenç bakışlara maruz kalırsın. para, şöhret ve statüye bu kadar önem veren kişilerin, ahlaktan, eşitlikten, insanlıktan batsetmesi ve insanların buna inanmasını izlersin sadece. bu ülke bir gün inandıkları insanların aslında o iğrenç bakışları hak ettiğini anlayacak. umudum var.
  • zor bir durumdur.
    uzaktan bir kuzenim,erkek cinsiyeti tercih etti.rüzgarın röportajını okumuştum,ama cansu-dan,veya can dan haberim yoktu.her ismide tercih ediyor bu arada,umrunda değil.onun umrunda olan sevdiği kızın elini erkek gibi tutmak,kendini erkek hissetmek.isim sadece detay dedi geçti sorduğumda.

    dışarıdan hakikaten kolay,ki bende dışarıdayım ona aslında.yıllar önce evlerimiz yanyana idi,ortaokulu birlikte okuduk.ananesinin yanında kalırdı.hep örgülü,hep sımsıkı idi saçları,asla açmazdı.başka bir model yapmazdı,bizimle çoğu ortaokullu kızın yaptığı gibi kolkola gezmezdi,bizim gibi gökhan özen 'e hayranlık duymazdı,futbol oynardı,lanlı lunlu konuşurdu.

    yıllar geçti,ben üniversiteye başladım,gençkızlığımı keşfettim,makyaj yaptım.erkek arkadaşım oldu.ne giysem diye kırk kez düşündüm o düşünmedi.onun olmadı,saçlarının örgüsünü bir kez bile açık görmedim.giyimi hep aynıydı,siyah bir tşört,bol,hiç bir hattını belli etmeyen,özensiz öyleydi işte,farklıydı.hep hissederdik,bir şey demezdik.o da öyleydi işte.

    sonra paris e gideceğim diye tutturdu.annemlerden öğreniyordum haberlerini,nispeten iyi bir ailesi vardı maddi durum konusunda.yemedi,içmedi,ne yapsalar dinlememiş.geçiş yaparak bir üniversiteye başladı pariste.

    ve bir gün facebookta,yıllarca açmadığı örgülerinin olmadığını gördük,kesmiş,kısacık,gömleğini giymiş,deri ceketini giymiş,çapkın bir bakış.istediği olmuş.hiç birimiz şaşırmadık biliyor musunuz? hiç birimiz şaşırmadık ama birimiz bile sormadık,neyin var senin diye,şimdi bu ikiyüzlülüğümüze kızıyorum.benim aileme değil ama yıllarca onu görmezden gelenlere,ısrarla kestirmek istediği saçlarını kestirmeyen ailesine kızıyorum.

    onu düğününe davet etmeyen amca kızına kızıyorum.yalandan doğum gününü kutlayıp iki gülümseyip arkasından,sonra bana pretium haberin var mı,taktırmış mı diyenlere kızıyorum.

    gittiği hastahane psikologunun onu kadınlığı var mı diye acaba taciz ettiği için kızıyorum.babasının maddi desteğini ondan çektiği için kızıyorum.

    bilmiyordum zor olduğunu,anlıyordum evet ama bu kadar yakından görünce çok farklıymış gerçekten.
    önceden göremediğim için şimdi kendime kızıyorum.

    kısacası,çok zordur.
hesabın var mı? giriş yap