• anayasamızda sahip olduğumuz özgürlüktür.
    madde 24. – herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
    ancak gerçek hayatta durum biraz farklıdır. size cehenneme bileti kesin olarak kesilmiş insan gözüyle bakılabilir, ya da avrupa özentisi hep bunlar denilebilir veya (bkz: bunlar hep amerika'nın oyunları) diye düşünülerek size türkiye'yi bölmeye çalışan bir misyoner gözüyle bakılır ve amerika'dan bu görev karşılığı para aldığınız söylenir (bizzat biliyorum ki böyle bir şey yok çoğu kilise hristiyan gönüllülerin bağışlarıyla yürütür işlerini).
    genelde ülkesini sevmemekle suçlanırlar ama hristiyanlığın kurallarından biri de(kural demek pek doğru değil aslında onlarda çoğu şey inisiyatif ile ilgili)yaşadığı ülkeye, o ülke topraklarının yönetimine itaat etmektir:
    “herkes, baştaki yönetime bağlı olsun. çünkü tanrı'dan olmayan yönetim yoktur. var olanlar tanrı tarafından kurulmuştur. bu nedenle, yönetime karşı direnen, tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur. karşı gelenler yargılanır. iyilik edenler değil, kötülük edenler yöneticilerden korkmalıdır. yönetimden korkmamak ister misin, öyleyse iyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın. çünkü yönetim, senin iyiliğin için tanrı'ya hizmet etmektedir. ama kötü olanı yaparsan, kork! yönetim, kılıcı boş yere taşımıyor; kötülük yapanın üzerine tanrı'nın gazabını salan öç alıcı olarak tanrı'ya hizmet ediyor. bunun için, yalnız tanrı'nın gazabı nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime bağlı olmak gerekir. vergi ödemenizin nedeni de budur. çünkü yöneticiler tanrı'nın bu amaç için gayretle çalışan hizmetkârlarıdır. herkese hakkını verin: vergi hakkı olana vergi, gümrük hakkı olana gümrük, saygı hakkı olana saygı, onur hakkı olana onur verin” (romalılar 13: 1-7).
    türkiye'de herkes müslüman olmak zorunda değildir, unutulmaması gereken (ki bu sadece hristiyanlar için değil her din mensubu insan için geçerlidir); bilmek ile inanmak arasında çok küçük gibi görünse de çok büyük bir fark vardır. bildiğiniz bir şey sonra değişebilir, doğru olmadığını öğrenebilirsiniz, bilmek geçicidir. ama inanmak böyle değildir, inandıklarımızdan kolay kolay vazgeçemeyiz, inandıklarımız her zaman bildiklerimizden güçlüdür. bu yüzden bir insanın bilgisini sorgulayabilirsiniz ama onun inandığı şeyleri sorgulayamazsınız. yürekten bağlı olduğunuz ve hayatınızı bu yönde şekillendirdiğiniz inancınız, tanrıyı bu şekilde memnun ettiğinize inandığınız, ruhunuzun bu şekilde huzur bulduğu inancınız hakkında sırf türkiye'nin geneli müslüman diye yani buna güvenerek önüne gelen herkesin bir şeyler söylemesi, saçma sapan iddialarda bulunması, bunu komik bir muhabbetmiş gibi orada burada anlatarak sizi dalga konusu yapmalarının ne demek olduğunu bir düşünmek gerekir. üstelik bir müslümanın veya bir yahudinin kendi inancını yüceltmek için başka bir inancı karalama politikası izlemesi ne kadar doğrudur? buna tezat olarak ise hemen hemen her dinde (yahudilik dışında) denir ki başka bir dine mensup bir insana hoşgörülü olacaksın, onu da seveceksin ama neden hiç gerçek hayatta böyle olmaz?
    bazı insanlar var ki birer küçük tanrıya dönüşüp kimin cehenneme kimin cennete gidebileceğine kadar karar veriyorlar, dünyanın en büyük şirketinin hem ceo'su hem sahibi bir adamın karşısına iş başvurusu için gelmiş bir temizlikçinin(genelde karşısına gelemez bile ama olmuş bir şekilde), birden 'bence şunu işten çıkar onu al', 'aa bak bu olmamış' v.s demesi gibi komiktir :) birazcık duracağın yeri bilmekte fayda var. ahirette bir müslümana sen kaç hristiyanın yoluna taş koydun diye sorulmayacaktır eminim, haliyle bu işleri bırakıp esas görevlerini bir hatırlamaların da fayda var, bunun 5 vakit namazıydı, zekatıydı, haccıydı, orucuydu; bunlar tamam mı da etrafa sataşmaya başladın biri sana artık evliyasın mı dedi? bunları sorgulasınlar.
  • trakya bölgesi için geçerli olan bir konuşmayı aktarayım ben de.malum ülkemizin doğu ve batısında hıristiyan kültürü oldukça yaygın olduğundan bu bölgelerde hıristiyan kimselere daha bilinçli yaklaşılır.yani öyle 'ajan mı bu?'/'cehennemde yanacak putperest' demezler.hıristiyan olduğunu öğrenen bir arkadaşa,teyzenin biri gelip, 'hıristiyansın ama nerenin hıristiyanı' diye sormuştu.aslında sormak istediği hangi kiliseye bağlı olduğunu merak ettiğindendi, yani mezhebini sormak istemişti ama o bölgede ortodoksluk yoğun olduğundan da kiliseler ülkelere bağlı gibi bir algı var(ortodoksluk için yani, rus ortodoks, bulgar ortodoks vs.) böyle bir soru sormuştu.çocuk koreliydi ama bayağı yarılmıştık bu soru üzerine.
  • her ne kadar ince bir kitap olsa da türkiye'de hıristiyan olmak ve eski kıtada da nedir ve ne değildir minvalinde kitabın içeriğindeki konunun anlatımı ve anlamlarından dolayı james joyce nin eseri ulysses aratmayacak bir etkiye ve alegorik anlatımlara sahip olan uzun sürmüş bir günün akşamı adlı kitabın ilk iki hikayesinin okunması açısından fayda vardır.
  • müslüman olmaya yeğdir. bir hristiyan rahatlıkla istavroz çıkarabilir, bir yahudi rahatlıkla kipa giyebilir ama allah'ın bu konudaki açık ruhsatına rağmen bir müslüman'ın hayatında birden fazla kadın olamaz.
  • türkiye'de sünni müslüman dışında bir şey olmakla aynıdır.
hesabın var mı? giriş yap