• hic sahsi tecrubem olmasa da sahit oldugum kadariyla midemi bulandiran hayattir.

    birbirinin ardindan atip tutan, dedikodudan baska birsey ogrenmeye cabalamayan, takim calismasindan bihaber, kiskancligini insanin yuzune soyleyebilen, atilan maile, hatirlatma mailine 20 gun cevap vermeyip "aa gormemisim" diyebilen kidemlilerle doludur. koca koca insanlar, akil sir erecek gibi degil.

    gittigim yerde kalasim hep bundan.
  • bu platformda başarılı olmanın onlarca aşağılık yöntemi vardır ama en geçerlisi "katlanabildiğin kapris ve kaldırabildiğin saçmalık kadar kazanırsın" kuralıdır.

    çünkü bizde başarı, yapılan işten çok ciğeri beş para etmezlere kendilerini ne kadar önemli hissettirebildiğinle ölçülür. bunun en kestirme yolu da "eyvallah ederek" iyi bir çalışan olma yolunda emin adımlarla ilerlemektir. "kıroyum ama para bende" diye övünenleri kahraman yapan bir toplumda ancak bunu alırsınız.
  • gerek işçisi, gerek işvereni, gerekse arasında yer alan iş ve işçi bulma acentası görevi gören kuruluşlarıyla (gerçeküstü dünyalarda beyin avcısı olarak da anılıyorlar) çok fantastik bir yapılanmadır. türkiye toplumu gibi büyük bölümü menfaatçi ve iki yüzlü olan bir toplumun iş hayatının da aynı karakteristiklere ve dinamiklere sahip olmaması düşünülemez aslında ya, neyse.. özetle, rekabet, dalkavukluk ve kurumsal çirkef dinamiklerinin had safhada olduğu dürüst, net ve açık sözlü olmanın ise pek kar etmediği bir dünyadır bu alem. bir de "iş"in hem kölelikle, hem verimsizlik ve büyük zaman kayıplarıyla başabaş gittiği, "takım" hüviyetinin oluşturulmasının katiyen mümkün olmadığı bir türdür..
  • yandaş değilsen olmayandır.
  • şerefsizlik, hak hukuk tanımamak, yalakalık, fırsatçılık, bencillik ve umut tacirliği üzerine kuruludur.
  • yalakalık olmasa daha güzel olur herşey.
  • senin yaptığın projeleri , çizimleri patronun sahiplenmesi ve projeleri yapılan şirketlerden parayı patronun alması..
    sizden daha tecrübeli olan diğer çalışanların patron edasıyla size emirler vermesi (sabrediyorum inanın emir kipleriyle konuşan bir çalışma arkadaşım var bir dosyayı 5 kere değiştirmişliğim oldu bu kevaşe beğenmedi diye)
    patronların bütün gün oturup telefonda hay day vb. oyunlar oynaması bütün işleri sizin yapmanız ( sanki o kadar emeğin karşılığını alabiliyormuşsunuz gibi)
    öğle yemeğinde en ucuz kalitesiz ev yemekleri şirketinden gelen yemekler (köfte adı altında içinde et olmayan değişik bir şey yemiştim ve hepsini kustum patrona söylediğimde hadi ya deyip gülmüştü mesela)
    kosgeb işkur gibi saçma salak kurumların güya çalışanı desteklemek amaçlı aslında bedavaya insan çalıştırmaya yöneldikleri kurslar var şimdi patronlar çok mutlular çünkü maaşı işkur ve kosgeb veriyor. üstelik işkur sigortada yapmıyor.
    velhasıl bu ülkede üniversite okumuş ameleler yaşıyor. beni örnek alırsak işkurdan alıyorum maaşımı 2 ay oldu ve hala maaşım yatmadı çok yoğunlarmış bisürü böyle çalışan varmış . bekleme mod on. bu şehire yeni taşındım evim kira işe otobüsle gidiş geliş yapıyorum bir insan çalışanına sormaz mı sana da 2 aydır maaş vermedik ne yiyon ne içiyon sen geçinebiliyon mu diye . yazıklar olsun ya insanlık vasfınız kalmamış işverenler allah bildiği gibi yapsın sizi

    çok karışık yazdım kusura bakmayın ...
  • esneklik diye bir şey yoktur, sömürü zaten allah'ın emri de; bazen bu kadar salakça ve katı kurallarla bu işler nasıl yürüyor merak ediyorum. insanların enerjisini ve zamanını çalıp verimlilik elde ettiklerini sananlarla doludur.
  • bok gibidir.

    çalışanı ayrı müşterisi ayrı orospu çocugudur.her gün istifa etmeyi hayal edersin iş bulamadıgından çalışmak zorunda kalırsın.cesur olup istifa etsen iki ay sonra aç susuz kalırsın.
  • yırtıcı hayvanlarla dolu vahşi doğa diyelim.
hesabın var mı? giriş yap