• kısaca şöyledir;

    -ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum
    -bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem
    -benim bedenim, benim kararım diyenler feminist
    -evlenirken çok seçici olmayın
    -kadına şiddet abartılıyor
    -kürtajı bir cinayet olarak görüyorum
    -makyaj yapan kadının kaportası bozuktur (1995'te kayseri'de refah partisi'nin düzenlediği bir gecede)
    -yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya
    (bkz: recep tayyip erdoğan)

    -tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum
    -tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı. bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular
    akp milletvekili, insan hakları komisyonu başkanı (bkz: ayhan sefer üstün)

    -kızlarına sahip çıksalarmış (münevver karabulut cinayeti hakkında)
    polis akademisi mezunu bürokrat (bkz: celalettin cerrah)

    -evdeki işler yetmiyor mu? (kendisinden iş isteyen kadına)
    akp li vekil (bkz: veysel eroğlu)

    -kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek
    akp li maliye bakanı (bkz: mehmet şimşek)

    -medya olayları abartıyor. kadına yönelik şiddet algıda seçicilik
    akp li eski aile ve sosyal politikalar bakanı (bkz: fatma şahin)

    -çocuğunuza çığlık atmayı öğretin
    aile ve sosyal politikalar bakanı (bkz: ayşenur islam)

    -anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? anası ölsün
    -kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın
    ankara büyükşehir belediye başkanı (bkz: melih gökçek)

    -kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor
    akp il genel meclis üyesi (bkz: erhan ekmekçi)

    -cumhuriyet artıkları haber
    ak parti milletvekili (bkz: mehmet metiner)

    -tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar
    akp li sağlık bakanı (bkz: recep akdağ)

    -anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamalıdır
    akp li sağlık bakanı (bkz: mehmet müezzinoğlu)

    -erkeğin, kadın haber spikerini izlemesi sakıncalıdır
    islamcı yazar (bkz: nurettin yıldız)
    spiker ece üner'in cevabı "böylelerini doğurmamak bizim elimizde"

    -80 yaşında bir adam 40 yaşında biriyle evleniyor. 60 yıl devlete yük biniyor. kadın sırf adamın evine ve maaşına konmak için evleniyor
    çalışma ve sosyal güvenlik bakanı (bkz: faruk çelik)

    -mahallenin namusu diye bir şey geliştirebiliriz. birine bir şey yapılıyorsa herkes ona sahip çıkar, yapanı yok eder
    akp'li vekil (bkz: ismet uçma)

    -türk kadını evinin süsüdür
    akp li eski milli savunma bakanı (bkz: mehmet vecdi gönül)

    -karı koca arasına polis giremez
    özerk diyanet vakıf çalışanları birliği sendikası (din-bir-sen) genel başkanı (bkz: lütfi şenocak)

    -sizde mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın
    bir tür ada enimılı (bkz: nihat doğan)

    -erkek zampara olmayacak. eşine bağlı olacak. kadın ise, iffetli olacak. herkesin içerisinde kahkaha atmayacak
    -vajina kelimesinden utandım
    akp li başbakan yardımcısı (bkz: bülent arınç)

    -bir hanım, aşırı dekolte ile bir yere giderse kabul edilebilir mi? bir sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz böyle kardeşim.” diyerek gözde kansu’nun işsiz kalmasına neden olmuştu
    akp genel başkan yardımcısı (bkz: hüseyin çelik)

    -kendisine tbmm kulisindeki fotoğraflarını soran kadın gazetecilere “ben de sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam"
    akp tokat milletvekili (bkz: zeyid aslan)

    -kadınların tesettürlü olsa dahi erkeklerle aynı ortamda çalışması günah
    (bkz: cübbeli ahmet hoca)

    -2006 yılında akp çankırı milletvekili (bkz: hikmet özdemir) tbmm'de "kadınların cehennemlik" olduğunu anlatan dini bir kitap dağıttı. tüm akp kadın milletvekilleri sessiz kaldı

    -2011 yılında akp ünye tanıtım ve medya başkanı sosyal medya üzerinden başı açık kadınlar için "örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır" diye yazdı. hepsi de başı açık olan akp'li kadın vekiller sessiz kaldı, hiçbir açıklama yapmadılar

    -2012 yılında başbakan yardımcısı (bkz: bülent arınç) chp'li aylin nazlıkaya'ya tbmm kürsüsünden "bir evli, çocuklu olan milletvekili kendisiyle ilgili cinsel organını nasıl böyle açıkça konuşabilir, yüzü kızarmaz" diye konuştu.

    *
    *
    *

    bir de bunlardan farklı olarak;

    -ey kahraman türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

    -bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.

    -milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.

    -bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!

    -kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! ben muhterem hanımlarımızın avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.

    (bkz: mustafa kemal atatürk)
  • türkiye büyük millet meclisindeki kadın milletvekili oranı siyasal hayata ilk katılım gösterdikleri 1935 yılında %4,5 idi. 2015 yılı haziran seçiminde 98 kadın tbmm'ye girebilmişken, kasım ayında yapılan son genel seçimle bu sayı 81'e indi. şu an ise toplam 543 milletvekili içerisinde sadece 76 kadın bulunuyor. yerel yönetimlerdeyse daha büyük bir eşitsizlik söz konusu. 2014 yılı yerel seçimlerinde kadın belediye başkanı oranı %2,9, muhtar oranı ise %2 seviyelerinde kaldı.

    2018 kadın istatistikleri
  • alt başlıklara inebilmek için öncelikle çerçeveyi çizmek lazım. cumhuriyet tarihinin başlarından beri türk siyasetinde birtakım belirleyici unsurlar mevcut. bunlar zamanına göre karizma, zorbalık, ekonomik krizler, mağduriyet (en çok iş yapanı), din ve askeri vesayetin bıraktığı izlerdir. siyaset neticede bir iktidar mücadelesi olduğu için de siyasetin araçları kabaca dava/hikaye, kadro ve projelerdir. demin bahsettiğim belirleyici unsurlar ise dava/hikayenin yapı taşlarıdır. bu araçların tümü ise kültür ile harmanlanıp halka arz edilir; zira en önemli husus oydur. kültüre hitap etmeyen araçların kamuoyu nezdinde değeri ise düşüktür.

    türk kültürü yüzyıllar içerisinde gerek yerleşik hayat, gerek toplumsal etkileşimler, gerek din etkenli olarak köklü değişimlere uğramıştır. bu değişimler neticesinde de ataerkil bir kültüre dönülmüştür. - bu paragrafa muhalefet eden arkadaşlar olabilir, saygı duyarım. bunlar benim okuduklarımın ve araştırdıklarımın neticesidir. -

    kadın hakları, kadın haklarını savunma ihtiyacı, cinsiyet eşitliği gibi kavramlar ataerkil yapının sonuçlarıdır. zihniyet olarak cinsiyet eşitliğinin halihazırda mevcut olduğu yapılarda bu kavramlara ihtiyaç dahi bulunmaz. ataerkil yapılarda ise bu kavramların doğurduğu neticeler ise bir lütuf olarak kamuoyuna arz edilir ve yine kamuoyu nezdinde kabul görür.

    türk hukuk mevzuatında yer alan 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun, aile ve sosyal politikalar bakanlarının kadınlardan seçilmesi, siyasi partilerin kadın kollarının olması gibi gerçekler, "x kadar kadını kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam ettik" gibi söylemler türk toplumunun ataerkil olduğunu zaten kanıtlar niteliktedir. gerçek anlamda eşitlik mevcut olsaydı bunlara ihtiyaç kalır mıydı?

    şimdi ataerkil yapıyla demin bahsettiğim belirleyici unsurları biraz harmanlayalım.

    -karizma; bu olgu tamamen kişiseldir, karakteristiktir. cinsiyetten uzak bir kavramdır. meral akşener de karizmatik bir liderdir, recep tayyip erdoğan da karizmatik bir liderdir, emine ülker tarhan da karizmatik bir liderdir(di). tansu çiller ise asla karizmatik olamamıştır; çünkü ataerkil toplumu tamamıyla benimsemiştir. anaç bir profil çizmiştir. yaptığı gaflar bunu pekiştirmiştir. (bkz: tansu bacınızın pıttığı size kurban olsun) (bkz: mesut yılmaz iktidarsızdır.)

    -zorbalık; evrensel bir kurumdur. hukuk yollarının çıkmaza girdiği veya süreci uzattığı durumlarda ya da haklı olunsa dahi mevcut algılardan dolayı haksız konuma düşüldüğü durumlarda zorbalık kurumuna başvurulur. bunların yanı sıra siyasi partilerin teşkilat yapılarında yükselmenin sabit prosedüre tabi olmaması da zorbalık kurumunu epey işlevsel hale getirmiştir. sözünü geçirebilen, piramitte yükselir. türk ataerkil yapısında kadına böyle bir misyon pek tabii yüklenemez. yüklenmeyi bırak, alay konusu olur. zor kullanmak kadının işi değildir anlayışı var çünkü. siz hiç mafya anası diye bir kavram duydunuz mu? bunun aksine işleyişin tek sebebi ise yine karizmadır. buna örnek olarak tekrar meral akşener'i gösterebiliriz. mhp gibi biat kültürünün neredeyse sarsılmaz olduğu bir partiden ekibiyle birlikte ayrılıp kendi partisini kurmuştur. mevcut durumda mhp içerisinde bile devlet bahçeli aleyhine söylemler yaygınlaşmaya başlamışken iyip için aynı şeyi söyleyemeyiz. yavuz ağıralioğlu gibi gözü pek genç siyasiler bile parti içerisinde sindirilmiştir. chp'den de örnek vermek gerekirse deniz baykal'ın gidişi, kemal kılıçdaroğlu'nun başa gelişi ve parti içerisindeki ulusalcıların ivedilikle tasfiyesi büyük bir zorbalık örneğidir. recep tayyip erdoğan'ın ise sivil direniş aracı niteliğinde bir teşkilatı bile olmamasına rağmen (osmanlı ocakları demeyin gülme geliyor) "%50'yi evlerinde zor tutuyoruz" söylemi yine büyük bir zorbalık göstergesidir.

    -ekonomik krizler; 29 ekonomik krizi, ıı. dünya savaşı, 58 ve 70 devalüasyonları, 24 ocak kararları ve bizim jenerasyonun şahit olduğu anayasa kitapçığı krizi ülke siyasetindeki aktörlerin değişmesine sebep olan en önemli ekonomik krizlerdir. siyasete büyük ölçüde yön vermesine karşın ataerkil yapıyla iç içe değerlendirilemeyecek teknik durumlardır.

    -mağduriyet; parti farketmeksizin siyasilerimizin ve bilhassa halkımızın en sevdiği belirleyici unsurdur. falanca parti vatandaş ve halk ayrımı yaptı, falanca parti başörtü yasağı getirdi, falanca parti işin gaitasını çıkarıp sadece başörtülüleri istihdam etti, falanca parti camileri kapattı, falanca parti diyanet'e mercedes fışkırttı, falanca darbeci cumhurbaşkanı hem sağdan astı hem soldan astı hem de işkenceler yaptırdı, falanca parti ekonomik krizi iyi yönetemedi evde zeytin kalmadı gibi durumlar mevcut iktidar partiler için yolun sonu ve gelecek iktidar partileri için bal kaymaktır. üretkenlikten ziyade mağduriyet daha kolaydır ve etkilidir. balık hafızalı ve siyaset fanatiği bir topluma sahip olunca bu unsur partiler için çok daha fazla işlevsel oluyor. bunun merkez sağ, liberal, cumhuriyetçi, ulusalcı, sosyal demokrat, komünist, dinci olmakla zerre alakası yok; saydığım tüm kesimler bu yola hep başvurmuşlardır. akp de iktidara bu şekilde gelmiştir, mansur yavaş da ankara'yı bu şekilde almıştır. ataerkil toplumda ise kadın olmak ne yazık ki başlı başına bir mağduriyet sebebidir. siyasette mağdurun hakkını mağdur savunmaz arkadaşlar. savunursa o sorunu çözümü üstüne gider çünkü. mağdurun hakkını "mağdur adına" hep başkası savunmalıdır ki sorun azalsın ama hiç bitmesin ve sürekli kullanılabilecek bir argüman bulunsun (bkz. savaşı bitirmek yerine güçsüz tarafa silah satıp süreci uzatmak). bu zihniyetin sonucu aile ve sosyal politikalar bakanını kadınlardan seçerek göze sokmaktır işte. kadınlar mağdurken bu sorunu yine erkeklerin oluşturduğu kulisler tartışır (ve kadroda abdurrahman dilipak ile dib ali erbaş da vardır). rejim ve toplumsal anlayış değişmediği müddetçe bunu üzülerek kabul etmek gerek.

    -din; cumhuriyet tarihinde siyaset içerisinde hiç bu kadar güç kazanmamıştı. mevcut iktidarın mağduriyet ayaklarının birçoğu da din temellidir. dinde kadının yeri bahsine girmek istemiyorum çünkü o başlı başına büyük bir konu. olumlu ve olumsuz gerçekler ve kabuller mevcut. ancak kısaca şunu söyleyebilirim, bir kadın dini lider olarak kabul görmez. bilindik tarikatlardan ve alt kollarından örnek vereceğim. nakşibendi tarikatı'nın alt kollarından menzilciler, süleymancılar, iskenderpaşa cemaati, ismailağa cemaati, erenköy cemaati; nurcular'dan ilim yayma cemiyeti, yeni asyacılar, ihlas grubu, fetöcüler, yazıcılar, okuyucular; kadiri tarikatı'ndan haydar baş'ın ekibinin mensubu olduğu icmalciler; halveti tarikatı'ndan magazinde kendine bolca yer edinen cerrahiler; mevlevi tarıkatı; bektaşi tarikatı en bilindik olanlardır. bu yapılara ettiği liderliği geçtim, mensubiyetiyle bile gündeme gelen tek bir kadın tanıyor musunuz? ben tanımıyorum. din kültürünün koyduğu kurallar buna izin verse bile dine mensup kişiler bunu kat'i surette reddeder.

    -askeri vesayet; tam anlamıyla siyaset değildir, siyasete müdahele modelidir. toplumsal yapıyla veya teamüllerle ilgisi yoktur. militarist yapı zaten başlı başına cinsiyetçidir. o yüzden bu bahiste konuşulacak çok şey yok.

    türk siyasetinin araçlarından "hikaye"yi uzun uzadıya işledik. hikayede kadının (olmayan) yerini de görmüş olduk. e haliyle hikayeyi yazanlar oynar. "kadro" içerisinde kadının (olmayan) yerini bu doğrultuda çok kolay tahlil edebiliriz. işin proje kısmındaysa kadının (bu sefer olan) yeri ise yadsınamaz bir gerçektir. (bkz: oy lazım oy, oy)

    sonuç olarak biz hala siyasette kadının yerini gündeme getiriyorsak maalesef öyle bir yer yok demektir. yalnızca işlevsiz kurullarda göstermelik kadrolar verilir. bu durumun yakın zamanda düzelmesini temenni eder, buraya kadar sabrettiğiniz için teşekkür ederim.
hesabın var mı? giriş yap