• türkiye'de liberal olmak meşakkatli bir tercihtir. kimseye yaranamazsınız, temel hak ve özgürlükleri savunurken "kominist" olmakla itham edilirsiniz. ne koministi! ben liberalim diyecek olursanız natocu, amerikancı olursunuz. başörtülüler üniversiteye sokulmayınca da, eşcinseller sapkın olarak adlandırılınca da yanlarında olmaya çalışırsınız. devletin ekonmik hayatta ne derece verimsiz olduğunu bilirsiniz, (bkz: özelleştirme) yi savunursunuz. birileri özelleştirme adı altında (bkz: özallaştırma) yapınca yine ilk karşı çıkan siz olursunuz. vergiler düşük olmalıdır, milletin kaynaklarını en etkili şekilde kullanacak yine milletin kendisidir dersiniz ama işçiden, esnaftan vergileri alınırken ihale zenginlerinin (bkz: cengiz holding) vergi aflarına yine siz karşı çıkarsınız.

    bunu uzattıkça uzatabilirim ama işin özeti türkiye'de liberal olmak zordur.
  • gelenin geçenin size sövmesidir.
    chp'lisi adam yerine koymaz, akp'lisi kullanır atar, komunisti küçük burjuva der, muhafazakarı komunist der, kürdü marjinal der... der oğlu der de bi tanesi de hayırlı demez...

    eee, engin ardıç, rok, barlas gibileri kendine liberal dedikten sonra kim bize bi daha adam der...
  • dünyadaki refahın, özgürlüğün ve adaletin peşinden gitmektir. herhangi bir ülkede liberal olmaktan farkı yoktur. solcular, kemalist, dinciler vs. vs. sürekli liberalleri aşağılamaya çalışırlar. fakat iki sohbet ettiğinizde hepsi abd'ye, ingiltere'ye, kanada'ya, irlanda'ya, isviçre'ye, hollanda'ya falan kaçma planı yapar. asya meraklıları nedense hong kong'a ve singapur'a bayılır. sebebi bellidir. her alanda özgürlük -ekonomik özgürlük, siyasal özgürlük- ve adalet bu ülkeleri ihya etmiştir. solcular, kemalistler, dinciler onlarca yıldır sıçıp batıran ve ülkeyi fakirliğe mahkum eden ideolojilerini liberalizme küfür ederek kapatmaya çalışırlar.

    liberalizm refahtır. sürünmek değil. devletçi ekonomi ve devletçi ideolojilerinizle bir 100 yıl daha sürünmeye devam ederiz.

    not: burada kemalist diye bahsettiğim kesim atatürk ve çevresi değil, neredeyse yüz senedir atatürk’ü sömürenlerdir. atatürk olmasaydı türkiye yine olurdu fakat şu anki sınırlarımızı -özellikle ülkemizin batısını- hayalimizde dahi zor görürdük. bir izmirli olarak izmir eğer atalarımın memleketleri girit ve selanik gibi olmadıysa en büyük pay atatürk’ündür. kendisine minnettarım.
  • türkiye'de sorosun fonladığı küresel sermaye destekçileri liberal diye yutturulmaya çalışıldığı için işleri zordur. ldp'ye basında bir kaç dakika bile yer vermeyen medya, soros'un çakma liberallerine 24 saat yayın yaptırır.
  • türkiye'de liberal olmak, batıcı progresiflerden oy koparmaya çalışan muhafazakâr olmak demektir. nitekim batılı/gerçek liberal tarzda bir siyasi girişim türkiye'de ydh, belki ldp dışında çıkmamıştır. bununla beraber “liboş” diye tanımladığımız, batı dünyasında liberal olarak tanımlanamayacak kesim de türkiye'de liberalizmi muhafazakâr ve(ya) muhafazakâr yalayıcı cinsten bir ideoloji olarak yaftalamıştır.
    lâkin şu da bir gerçektir ki türkiye'de kendini libertaryen veya liberal olarak tanımlayanlar avrupa'da otoriterin âlâsı sayılacaktır zirâ 2020 yılında kendini libertaryen, liberal veya özgürlükçü olarak tanımlayıp bırakın marihuanayı legalize etmeyi, lgbt evlilikleri yasallaştırmayı; devletin interneti denetimini arttırması gerektiğini savunanlar bile var. bu nedenle türkiye'de ben özgürlükçüyüm diye geçinenlerin sayısı ülkenin en az dörtte birini bulduğu gibi gerçekten özgürlükleri savunanların oranı bence yirmide biri geçmeyecektir.
  • kavram olarak marksist eskilerinin çalıp içini boşalttıkları hali için bu yorumlar yapılıyor. yoksa klasik liberalizm zaten liboşların veya sol liberallerin kabul ettikleri ya da anlayabilecekleri bir görüş değil.

    yoksa bir klasik liberal bir sümüklü dini cemaat liderinin peşinden koşarak ülkenin demokratikleşmeyeceğini anlayabilirken bir marksist eskisi sol liberal bu zekadan yoksundur geçtiğimiz yirmi yıl bunu gösterdi.
  • zor zanaattir. türkiye'deki ağır-katı bürokratik yapı liberallerin istediği bir serbest piyasa ortamının önünde engeldir. hala oluşamamış bir burjuva yokluğu da liberalin yalnız kalmasına yol açar. burjuvazinin devlet'e (özellikle ordu'ya) ses çıkaramıyor oluşu, liberalin teorik önerilerinin havada kalmasının bizatihi müsebbibi. ekonomik anlamdaki bu zorluk-lar, siyasi anlamda da geçerli. siyaseten özgürlükçü olmak -zorunda olan liberal, antidemokratik türkiye manzarası önünde ancak ve ancak ağlak bir liberal olarak dolaşadurur. hele ki, solcuların ve devletçi sağcıların (liberal de sağcı malum) alaycı kuşatması karşısında kimi zaman durumu kurtarmak adına marksist-liberal (mehmet altan) çıkışlar içine bile girerler. türkiye'de liberal olmak, tamamen bir bekleyiş içinde olmakla özdeştir. siyaseten avrupa birliği'ne üyeliği, ekonomiketen (neyse artık bu) yabancı sermayenin girişini bekler olmaktır yani. (liberallere üzülmüyorum, ellerindeki kaba kuvvetle, liberalizm gibi bir saçmalığın dahi hava almasını engelleyen hazreti devlete kızıyorum.) hasılı kelam efendim; türkiye'de liberal olmak, gerçek anlamda liberal olamamaktır. tıpkı gerçek anlamda özgürlükçü olamamak gibi. tıpkı, sadece teoride özgürlükçü olmak-bırakılmak gibi.
  • bu topraklarda liberalizm denilince okumuş ve okumamış cahil cühela tüm insanlar, doğrudan; "yav öyle şey mi olur yav?! dövlet de bize baksın yav, özelleştirme de nedir yav?" gibi sözler savuruyor. halbuki herkes kendi haline baksa, özgürce kimse kimsenin yediğine içtiğine, giydiğine ya da inandığına karışmasa ne kadar da huzurlu olacağız. ülkenin yıllardır bitmiş olan saçma, kısır siyasetinden kurtulup modern ve insanca yaşamanın temelidir liberalizm ama anlayana. bu topraklar için fazla ütopik. torunlarımız bile orta doğunun saçma siyasi fikir ve insanımsılarına mahkum şekilde, geleceğe umutsuz olarak dünyaya gelecekler. elbet bir gün
  • almanya, norveç, abd, kanada gibi liberallerin yönettiği ülkelere kaçmak için can atanların sürekli eleştirdiği için zordur.
  • siyasi yelpazenin orta kesimde yer alan çoğunluğu liberal atfetmemektir.herhangi bir konu üzerine düşünmeyen nasılsa bir başkası bizim için düşünür,ben bilmem kocam bilirciliğin liberallikle alakası olmadıgını bilme gerekliliğidir.liberalliğin sermaye yalayıcılığı olmadıgını bilmektir.
hesabın var mı? giriş yap