türkiye'de sanatın gelişmemesi
-
üzerinde sıklıkla düşündüğüm sorunsaldır.
neden ikide bir aklıma geliyor, hayatımdan kesitler...
- iş dönüşü serviste sünnet çocukları gibi semtler arası gezerken, eser miktarda doğa unsurları olmasa görülmeye değer hiçbir yapı görememem.
bu gezim esnasında aklıma gelen tirajı komik diyalog. laz, tıknaz, riçi riç müteahhidin, işlerinin zorluğunu, nasıl zor kazandıklarını anlatıp, ağlarken lafın sonunu "bizim de sanatımız bu" diye bağlamıştı.
(bkz: inşaat sanatı) görsel
michelangelo dünyanın 7 harikası davud u mermerden çıkarırken, bu kadar şikayet etmemiş ve para kazanmamıştır.
(bkz: heykel sanatı) görsel
- mesela adalar ziyaretimde, tarihi eser, sanatsal yapı olarak gezdiğim yerlerin hepsi rumlara ait, rumlar gittikten sonra bu anlamda çakılan çivi yok.
-iş arkadaşlarım arasında - ortalama üniversite mezunu- müzikten konuşurken, "tanıdığınız ünlü bir piyanist var mı?" sorusuna cevap bulunamaması en iyi cevabın fazıl say ve cengiz kurtoğlu * olması,
- çevremde çocukların okullarında müzik, beden vs. derslerinin hepimizin bildiği vahameti - bu konuda azerbaycan alkışa layık bir ülke-
-ve ayrıca sözlükte şu başlıkların, tiktok içerikli başlıklar kadar ilgi çekmemesi,
sanatsever bir suserin #120299219 entrysini de şöyle bırakayım.
(bkz: insan gerçekten hayret ediyor)
batı sanatları hadi dedik ki kültürümüze uzak. halıcılık/kilimcilik, çini vs sanatlarımıza ne oldu? neden biz müzelere falan doluşmak zorundayız? neden park ve bahçelerde estetik kaygısı olan eserler, yapılaşmalar yok? neden çocuklar bir piyano çalmayı bırakın, yetişkin olana kadar bir enstrüman görmüyor bile?
kendi kendimle konuşup dövüşürken, sanattan anlayan cağnım arkadaşım imdadıma yetişiyor. "takma kafana sanata doyacağımız yerlere gideriz." -
barış ve insanlık adına yapılan sanat eserlerinin yıkılması.
-
türkiyede sanatla uğraşanların durumu çok sıkıntıdır. elalemin 13 14 yaşında pazar alışverişinde babasına kaş göz ettirerek aldığı şeyi bir işe girip kazandığı parayla alır. sonra da devamını getiremez. çünkü şartlar hiç bir zaman istediği gibi olmaz. olamaz...
--- spoiler ---
zamanında nesli tükenen bir maymun soyunun üremesi için 3 kişi seçilir. bunlar bir ingiliz bir alman bir de temeldir.
ingiliz hayvanla çiftleşir. bir süre sonra hayvan bir batında 6 tane doğurur. very good oo yeah derler...
alman hayvanla çiftleşir. hayvan 10 tane doğurur. millet wundebah der tebrik eder.
sıra gelir bizim temele... temel hayvanla çiftleşir. bir süre sonra kolu bacağı yamuk bir gözlü, yarım kulağı olan böyle hilkat garibesi bir şey ortaya çıkar. millet şaşırmıştır... bu da ne? derler... temel cevap verir
-erkeğinden bu kadar oluyor.
--- spoiler --- -
gönlü karanlık, gözü kör olan çeşitli insan musvettelerinin başa geçmesiyle günden güne gelişmesi gereken en önemli gereksinim olan sanat, bizim gibi üçüncü sınıf olarak nitelendirilen ülkelerde şeytan işi olarak görüldüğü için, kendini doyuramamış karanlık ve aç ruhların hedefi haline gelip günbegün karanlığın içinde solup gitmektedir.
-
sanatçıya değer verilmemesi ile doğru orantılıdır.
-
insanlar zor bela karnını doyuruyor zor bela iki yakasını bir araya getiriyor bu ülkede sanata para veren de zaman ayıran da yok denecek kadar az. haliyle sabat üvey evlat olarak kalıyor. teşekkürler reis.
-
tarkan bu yaz bir albüm patlatsa da kendimize gelsek..
türk pop müziğini bile yok etti herifler.artik album yapilmiyor.yeni sarki ve sarkicilar cikmiyor.bugün artık türk popu deyince ya yobaz provakator mustafa ceceli ya da bir iki yalaka,şerefsiz,dumbelek medya saklabani geliyor akla...
yabancı müzik yayını yapan birçok radyo kapandı.power xl,mydonose,dinamo..
ülkede güzel olan ne varsa öldü.artık rezilliğin,kepazeliğin altın çağındayız.
sanatsal üretim dibe vurdu.müzisyen,tiyatrocu,edebiyatçı yetişmiyor artık.kültür hayatımız çölleşti.barzolar çağındayız.
ülkede son 15 yılda yetişen bir tane "sanatçı" söyleyin bana.o çoğumuzun hakir gördüğü müslüm babadan bile yetişmiyor artık bu topraklarda..
artik sanatci yok..sadece "unluler" var. -
"portekizce aslından çeviren falanca falanca..1965 yılında bafra'da doğdu. ilkokulu bafra atatürk ilkokulu'nda......"
böyle başlıyordu son aldığım kitap "lizbon'a gece treni" nin çevirisini yapan adamın bio'su. o abiyi tanımıyorum elbette. kitaba da henüz başlamadım ama mühim değil.
mühim olan şu ki ; bugün ya da son 20 yılda bafra'da doğmuş olan hiçbir türk çocuğu günün birinde "portekizce aslından" bir edebiyat eseri çevirmeyecek.açıkçası fransızca aslından ya da ingilizce aslından bir eser de çevirmeyecek. ya da almanca aslından..
çünkü bugün ya da son 20 yılda bafra'da doğmuş olan türk çocuklarının öyküneceği,hevesleneceği,özeneceği şeyler siyasi itiş kakışlar,din dogmatizmi, rezil bir milliyetçilik anlayışı, fanatizm,sığlıktan başka bir şey olmayacak..
bir ülkenin çocuklarına daha kötü bir iklim sunamazdınız. daha büyük bir kötülük yapamazdınız..
bugün bi ortaokula gidip çocuğun birine büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorduğunuzda "cumhurbaşkanı olup darbe yapanları asacağım" cevabını alıyorsunuz.
bunun adı kültürel çölleşmedir, tükeniştir.. aklın,mantığın ve en önemlisi de insanlığın ölümüdür.. -
yoksulluk, açlık ve eğitim problemi çözülmeden giderilmesi imkansız olan sıkıntı. eğitim düzelse çorap söküğü gibi çözülecek tüm sıkıntılar.
-
çünkü insanımızın tartıştığı tek konu s*kiş sokuş, onla sevişsek caiz mi bunla evlensek caiz mi, kadın nasıl olmalı, erkek kadına nasıl hükmetmeli vs vs
heykel yapılıyor, resim yapılıyor yok efendim organı belliymiş. müzik desen demet akalın'dan öteye gidilemiyor film desen ya recep ivedik ya cem yılmaz'ın filmleri. kaliteli filmler çok az ya da destek bulamıyor.
sanattan anlayan kesim çok az onlar da yurtdışı ile çalışıyor zaten.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap