• güney kore modeli ile mümkün olması ihtimal dahilinde olan olasılık. habertürk yazarı yavuz semerci de, benzeri duruma değinmişti.

    türkiye'nin içine düştüğü sarmaldan ancak bu politika ile kendi dev markalarını yaratarak kurtulabileceğini söyledi. söyledikleri doğru ama unuttuğu şey, türkiye'de huzurun ve demokrasinin bozulması hadisesi. gerek suriye gerek pkk kaynaklı terör ülkenin güvenlik ve refahını sekteye uğrattı. darbe girişimi demokrasinin rafa kalkmasına neden oldu bir süreliğine.

    bütün bunlar yatırım iklimini bozdu. yatırım iklimi bozulduğu zaman bunun akabinde ekonomik sorunların bir bir peydah olduğunu sağır sultan bile biliyordur herhalde. 2008 yılındaki ortam yakalanabilse, apple benzeri büyük firmalar yaratma olasılığı artar ancak bu koşullarda çok zor.
  • yu-ma-tu'nun değerini bilmeyen bir millet için artık çok zordur!
  • koşulları belli bir hedef.

    hani şu dillere pelesenk olan inovasyon... herkesi kapınıza getirecek, yeni ve farklı bir teknoloji üretmeniz gerekiyor.

    bir de insana değil, betona yatırım yapan bir ülke olduğunuzu hatırlamanız.
  • (bkz: pear)
  • yeni fikir denen şeye çok da olumlu yaklaşmayan kültürümüzde bir hayli zor olan aktivite.
    teknoloji ve inovasyonun desteklenmesi için çok zorlu yollardan geçmesi gerekiyor burada. evet, yatırımcılar sayesinde start up kültürü yükseliyor belki, ancak içinde bulunduğumuz şartlar hala yeterince elverişli değil üretmek, yaratmak için. udemy örneği var mesela. 1 milyar dolarlık piyasa değerine sahip şirket türkiye'de kurulduğunda batmıştı. aynı platformu amerikada kurmayı denediler. elbette kolay olmadı ancak bir süre sonra ciddi yatırımlar aldılar. platform şu an dünya çapında 12 milyondan fazla öğrenci ve profesyoneli hemen her konudan öğretmenlerle buluşturuyor. üstelik bunu 80’den fazla dilde yapıyor.
    insan kaynaklarında "hijyen" denen bir kavram vardır. yaşamı idame ettirebilecek seviyede ücret, sağlık sigortası, ergonomik bir ofis ortamı gibi ihtiyaçlar bütünü diyebiliriz yüzeysel anlamda. türkiye'de yaptığımız işlerde temelde hijyen koşulları sunamamak gibi bir sıkıntımız olduğundan, önce bu işe kafa yormak lazım gibi. güvenlik, adalet, ahlak, eğitim vb. konulardaki eksikler giderildikten sonra, türkiye'den n adet apple, microsoft, facebook çıkar. zira buralarda çalışan yüzlerce mühendisimiz, marketingcimiz, hrcımız yani "beynimiz" mevcut. ülkeden beynin, girişimcinin ve yatırımcının kaçmaması meselesine devlet kafa yorsun, biz apple gibi firma yaratırız.
  • bir süreçtir ve süreçler sürer. apple'ın 40 yıla yakın bir geçmişi olduğunu, insanlar çaba ve sabır gösterdiği unutulmamalıdır.

    bu böyle olmaz, şu şöyle olmaz, ben böyle istemiyorum, elbette gereklidir. bir ürün pazarlamayı düşünüyorsan pazarlanabilir olmalıdır. ama bu araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin önüne geçmemelidir. öncelik araştırma ve geliştirme olmalıdır, pazarlama değil. en azından, desteklenmelidir.

    onun dışında ne yazık ki bir sermaye ve destek gereklidir. pazarlama, reklam, üretim için çok fazla kapital gereklidir.
  • ancak ve ancak düzgün bir eğitim sistemi ve girişimcilik kültürüyle mümkün olacaktır. ülkecek çok çalışmaktan hiç gocunmayan hatta bununla gurur duyan bir ülkeyiz ama düzenli bir yönlendirilme kültürüyle büyüyoruz. kuralların dışına çıkmaktan korkuyoruz, insiyatif almaktansa, bak bu söyledi o yüzden yaptım demek kolayımıza geliyor. işleri hep başkası yapsın istiyoruz, çok paramız olsun ama hiç çalışmayalım diyoruz.

    hayatı belli kalıplarla algılayıp, ona göre yaşamanın normal olduğuna inandırılmışız. lise biter, üniversite başlar, üniversite biter hemen iş bulunur, 10 sene çalışılır, evlenilir, ev-araba alınır, çoluk çocuk vs. bunu farklı kalıplar içinde söylebiliriz, lise-üniversite biter, kpss'ye çalışılır, memur olunur gibi.

    konu apple olduğu için durumu yazılım ve bilgisayar sektörü odaklı incelersek;
    bu sektöre ilgisi olan insan günümüz türkiyesin'de gider yazılım veya bilgisayar alanında eğitimini alır sonrasında da bir yazılım firmasına girer ve çalışmaya devam eder. yaratıcılığı ile dünyaya bir değer kazandırma derdi yoktur. çünkü hiç bu üretme ihtiyacı hissetmemiştir. o hep lisede test çözüp diğer öğrencileri geçmeyi, üniversitede de derslerini geçip, bir an önce işe başlamayı düşünmüştür.

    apple gibi firmalar steve jobs , elon musk, nozomu matsumoto gibi kendini insanlığa adamış insanlar tarafından kurulur. sürekli çalışan, araştıran geliştiren, ve iz bırakmak isteyen insanlar. bizim insanımız maalesef insanlık için bir şey yapmak istemiyor, kendinden olmayanı dışlıyor. hayatı geçmişimizden gördüğümüz şekilde yaşamamız gerekliliğine inanıyor.

    sıfırdan apple gibi firma kurmak istediğinde ya sermaya bulamazsın, ya seninle çalışacak adam bulamazsın, ya devlet hibesinin kimlere gittiğini anlamazsın. birinciyi denersin olmaz, ikinciyi denersin olmaz, bir kaç yıl geçer, aileler yüklenir iş bul diye, bir kaç yıl daha geçer askerlik kapıya dayanır, hayat pahalılanır, bakmışsın zaten yaşlanmışsın, sorumlulukların artmış, mükellef olduğun kişiler var ve risk alma şansın kalmamış.
  • çin'de böyle bir şey oldu adı da (bkz: xiaomi)
  • zor ama imkansız değil. bizim solcu parkalı kökten kemalist yoldaşların pîrlerinden biri olan komandante şe-geveranın da dediği gibi gerçekçi olup imkansızı istersek olasıdır...

    ama tabii istemek işin ilk adımı, akabinden köklü devlet politikaları ile destek şart. neticesi bugün olmaz ama belki torunlara kısmet olur kimbilir...
hesabın var mı? giriş yap