12 entry daha
  • eğitimli insanların halka bekleneni verememesinden kaynaklanır. adam öğretmendir; işini bok gibi yapar. doktordur; ya ilgilenmez seninle ya da para ister. mühendis adam gibi bina yapmaz en ufak depremde dünya bir adam ölür. eczacıdır; muadil ilacı yutturmaya çalışır. subaydır; askerde ya anana söver ya dayak atar ya da hizmetçi gibi davranır, o da olmadı bedavadan ölüme gönderir seni. mimardır; en ufak estetik kaygı gütmeden yarak gibi yaşam alanları tasarlar. üniversitede hocadır; sit alanlarına inşaat için imza atar, tornacıda yaptırdığı platini hastaya takmaya çalışır, öğrencisiyle resimlerini internette paylaşır. avukattır; tek ayağının üstünde elli tane yalan söyler. halk da bunları gördükçe ''ne geliyorsa başımıza okumuş adamdan geliyor'' diye düşünür.
  • son yillarda maalesef halk arasinda olmasa da yonetim seviyesinde artan dusmanliktir.

    (bkz: biz ara eleman ülkesiyiz mucit çıkaramayız)
    (bkz: üniversiteler fizikçi değil pastacı yetiştirsin)
    (bkz: çok okuyan arkadaşlar şimdi sefilleri oynuyor) ve daha bir cogu.

    yoksa anadolu'da okumus insana saygi gosterirler kardesim, kibirlenmedikce lafini da dinlerler. husnu kuruntu yapmaya gerek yok.
  • türkiye'de eğitimli insan düşmanlığı yoktur,
    entelektüel düşmanlığı hat safhadadır.
    şu anki iktidar partisi de bu duruma çanak tutmakta.
    gerçi çok uzun sürelerdir sağ partiler benzer yolu tercih etmekte.

    entelektüel=beyaz türkler=halktan uzak kişiler=halkın ihtiyaçlarını görmezden gelen, pragmatist kişiler=batılı yaşam özentileri=örf, adetlere uygun davranmayan, inançları düşük kimseler= ateistler= halkın çoğundan zengin kişiler

    vs. vs. şeklinde uzar gider.

    misal bu düşünceye kaynaklık edebilecek bir sosyolog düşünürümüz bile mevcut:
    şerif mardin.

    merkez-çevre tartışmalarına göre,
    türkiye'de merkez konumunda bulunanlar çevreyi anlayamamışlardır. bıdı bıdı. ana mantık bu.

    dönüp bir sormak lazım,
    ula her türlü yaftalamalara maruz kalıyoruz, iyi güzel de,
    bir kez olsun da çevre merkezi anlamaya çalışsa, sizin şu güzel tarifinize göre.
    ya da merkez-çevre diye salakça bir ayrım düzlemiyle sosyolojik analizin yapılamayacağını anlayıp, özür dilesen okumuş, etmiş bir insan olarak şerif mardin?

    bu arada sevgili yazar kardeşlerim,
    dert etmeyin böyle şeyleri.
    artık ülkede eğitim görmeyen insan mı kaldı alllaaasen?
    bak gelen giden üniversite mezunu oluyor,
    "sözde" eğitimli insan sayımız artarken insanların birbirine düşmanlığı sabit kalıyor.
    demek ki sorunu başka yerde aramamız lazım.
  • kapitalist duzende parasi olan saygi gorur, size bu ogretilir. o kisi cok guzel paralar kazaniyorsa dinlenilmesi gereken, bilgi sahibi kisidir, okuyup okumadiginin onemi yoktur. o kisiye istemeden sicaklik beslersiniz, size de ekmek cikarsin diye. bu cok para kazanan kisiler cahil olsalar bile onlarin soyledikleri cok onemlidir. bu dejenere kulturu egitim goren bazi insanlara da yansimistir. yani mevzu cok derinlerde, egitimle ilgili degil. sosyal egitim, sosyal kultur maalesef egitim kurumlari tarafindan degil, kapitalizm tarafindan halka sunulur. televizyonlar, gazeteler sana hep ne dusunmen gerektigini soyler, buna yonelik bilincaltini yonlendirir. sen asil nefret edilmesi gereken insanlari sevmeye, asil sevmen gereken insanlardan nefret etmeye baslarsin. cunku sen bilgilendiginde egitildiginde, kimin sevmen gerektigini anladiginda o sistemin dusmanisindir. vu bu dogrultuda yonlendirilenler senden nefret etmeye baslayabilir cunku sen onlardan biri degilsindir.
  • 120 tane hayvanını ve arazilerinin işleme kaydını almanya'da yaşayan kuzeni üzerinde gösterip fakirlik sosyal yardımı alan, yeşil kart sahibi ve işkur'da bir devlet dairesinde geçici kadro ile torpille iş bulan bir şerefsizin bile utanmadan yaptığı düşmanlıktır. sonu ne olmuştur: tüm kazanımları yaptığı hıyarca düşmanlıktan dolayı elinden alınmıştır. şahsen ben kişisel olarak mücadele etmekteyim durum ile.
  • türkiyedeki eğitimin insan düşmanı olmasından ileri geliyor. şaka değil bak. eğitim sistemimiz o kadar insan düşmanı ki, bir yerlerden mezun olabilmek, bir şeyler öğrenebilmek için yeminle insanlıktan çıkıyorsun. e doğal olarak bu mezunların çoğu bu meseleyi tolere edemiyor. böyle böyle öldürüylar insanların içindeki insanlığı. bir kısmı okuyarak bir kısmı okuyanlarla çalışarak öğreniyor insanlıktan çıkmayı.

    (bkz: şirazenin kayması)
  • -bunlar elitler
    -bunlar halkı anlamazlar
    -bunlar muhafazakar halkımızın değerlerine saygı duymazlar
    -bunlar bik bik bik
    gibi sözlerle dile getirilir bu düşmanlık; sanırsınız ki eğitimliler uzaydan gelmiş
  • eğitimli insan halkın beklentisini karşılayamıyormuş da halk da bu yüzden sevmiyormuş. siktirin gidin afedersiniz. ulan bu halk sırf tarlada çalışsın diye çocuk yapıyor, okula göndermiyor; 13-14 yaşında kızı evlendiyor, koyun karşılığında satıyor, yine okula göndermiyor. öğretmenden ne beklentisi var? ne beklentisi lan! halkınızı, kültürünüzü sikeyim sizin kendi bokunuzda boğulun.
  • eğitimli insanın biat etmemesinden kaynaklanır. ters mıktanıslanma yapar insanda.

    ayrıca
    (bkz: eğitim)
    (bkz: öğretim)
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap