• oran olarak yunanistan'dan sonra en düşük oran türkiye'dedir. sayı olarak sıkıntı yok hatta daha da arttırılabilir.

    burada sorgulanacak asıl şey liyakat ve verimliliktir.
  • türkiye'deki memur sayısı rusya'dan fazla değildir. haberde verilen sayı kitler hariçtir. türkiye'de kitler dahil kamu istihdamının toplam istihdama oranı yaklaşık %13'tur. rusya'da ise kitlerle beraber %40'tir.
  • bazı kurumlarda gerçekten haddinden fazla personel çalışıyor. kurum ismi vermeyeyim polemik olmaması adına ama şöyle örnek vereyim bir vatandaş evrakı ahmete veriyor, ahmet mühür basıyor yanındaki mehmete veriyor, mehmet aslı gibidir yapıyor yanındaki hasana veriyor, hasan son kontrolleri yapıp evrakı vatandaşa teslim ediyor. bu tarz birimler çok fazla kamu kurumlarında üstüne bir de mesai cart curt alıyorlar çok yoruluyorlarmış gibi. ben adliyede çalışıyorum inanın işin içinden çıkamıyoruz dağ gibi dosyalar klasörler hakimin savcının özel işlerini yap haftasonu çalış nöbet tut işler yetişmeyince mesainin mesaisini yap o yetmiyormuş gibi evden çalış stres stres stres şu korona zamanı gelin bir adliyelerin haline bakın ne demek istediğimi anlarsınız. askeri disiplin saç sakal traşı takım elbise v.s bu stres ve çalışmanın karşılığı 3800 lira maaş sözde memuruz. mesai ücreti, nöbet ücreti, cart ücreti curt ücreti yok kuru maaş 3900 tl. ben 7 yıllık memurum 4200 civarı maaş alıyorum yeni başlayanlar 1-2 yıllık personeller 3800-3900 maaş alıyor inanın başka bir çaresi olsa bir tane allahın kulu adliyede çalışmaz memurluk değil yani yaptığımız hakimi savcısı ayrı fırçalar müdürü ayrı fırçalar özel işlerini yaptırır seni bir memur bir kamu görevlisi olarak değil de o patronmuş sen işçiymişsin gibi görür hiç bir şeye sesini çıkaramazsın çünkü ilçeye sürülme tehditi var. öğlen yemeği 18 tl olduğu için dışarıdan döner+ayran yiyoruz o da 12 lira aylık zaten 250 civarı fiks yemeğe gidiyor. çok uzun hikaye.
  • ekim 2017'deki aa haberine göre mit verileri hariç 3.341.358 kişi.

    "aa muhabirinin, devlet personel başkanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, eylül ayı itibarıyla devlet bünyesinde milli istihbarat teşkilatı kadro ve pozisyonları dışında 3 milyon 341 bin 358 kişi görev yapıyor.

    çalışanlardan 2 milyon 449 bin 538'i memur, 17 bin 400'ü hakim ve savcı, 128 bin 277'si öğretim elemanı, 163 bin 800'ü sözleşmeli personel, 320 bin 591'i işçi (kamu bankalarında çalışanlar dahil), 20 bin 363'ü geçici personel ve 241 bin 389'u askeri personelden oluşuyor."

    peşin not: şucu, bucu diye yaftalayan fetöcüdür. tartışmak istiyorsanız mesajla tartışabilirim. edit kasamayacağım bu entry'e hiç.

    ---

    toplumdaki memurluk algısı bildiğimiz üzere "devlete kapağı atmak"*.

    ee? iyi de devlet, üretim yapıp memurun maaşını ödemesinde yardımcı olacak girişimlerde yer almıyor ki? devlete para kazandıran kurumlar da yıllar içinde özelleştirildi. bu ne anlama geliyor?

    devlete kapağı atmak = özel sektör çalışanlarının sırtına binmek

    hadi, "topluma iyi hizmet verilebilmesi için bu kadar çok memur var" diyelim. peki.

    ulan maaşımı almadan bir kestin zaten. 40 yaşında emekli ettiklerine, hiçbir işe yaramayan binlerce memura, mültecilerin sağlık giderlerine falan pay ettin oradan. "net maaş" adı altında üç kuruş da hayatta kalayım da seni beslemeye devam edebileyim diye bıraktın bana. tamam mıyız buraya kadar? devam ediyorum.

    atıyorum "yeni kimlik alayım" diye nüfus müdürlüğüne gidiyorum. hop, "para ver". niye? ıvırı zıvırı geçin kardeşim. niye? sosyal devlet değil miydi burası? niye kulak mememi okşamaya başladı nüfus memuru?

    ---

    bakıyorum kendime ve çevremdeki insanlara. yakın zamanda devlet hastanesine randevu ile gitmeyi başarabilen bir arkadaşım var. arada anlattırıyoruz kendisine nasıl bir yer olduğunu. ben en son 1,5 sene önce göz için randevu almıştım. akşam polikliniğiydi. mülteci olarak gelmişiz de sınırda sağlık kontrolündeymişiz gibi bir ortam vardı. sağlıkta devrim hee. bir de muayene ücretini nereden kestiklerini hala keşfedemedim. devrim kısmı burası olabilir.

    ---

    akşam iş çıkışı bara gittim. esprim hazır. arkadaşı aradım "geliyor musun? yanımda kim var tahmin edemezsin" diye. geldi bir süre sonra. merakla "kim var?" dedi. "devlet" dedim. anlamadan güldü. "her bira aldığımda bir tane de devlete ısmarlıyorum, tokuştur" dedim. anlayıp güldü. ben üzülüyorum ama. neyse. yarasın devletime.

    ---

    trt'nin iştahlı, kocaman bir canavar olduğuna kanaat getirdim ayrıca. ne verirsen yiyor. "elektrik parası mı o? nom nom nom!". veya radyolu duşakabin mi var? hemen lifini alıp geliyor. bence mit ile beraber trt de dahil edilmemiştir memur sayısına. saymaya korkmuşlardır.

    şaka bir yana, 2012'de 7000'den fazla kişi çalışıyormuş trt'de. 2018'i bilemiyorum. malum, diziler falan hep dış yapım. afiyet olsun.

    sabaha kadar örneklerim de hava güzel. devletle biraz dolaşmaya çıkacağız. karnı acıkmış.

    kpss'ye çalışanlara başarılar.
  • hem özelde hem de devlette, en az çeyreğinin malum örgüte dahil olduğunu düşündüğüm sayı.
  • 2018 mart ayı verilerine göre; en altından en üstüne, sözleşmelisinden sözleşmesizine komple türkiye personel sayısı 3.642.654'dür. askeri personel sayıları 2017 baz alınıp yuvarlama suretiyle 250.000 olarak hesaplanmıştır. kaynak

    şimdi ben bütün bunlara ilaveten hata noksan payı olarak 1 milyon da fazladan ekliyorum toplam 4.642.654.
    maaş+ssk+yol+yemek+prim olarak bir personelin maaşını 10 bin tl üzerinden ortalıyorum ( bence ortalaması daha düşüktür) devletin aylık personel gideri: 46.426.540.000. yazıyla kırkaltımilyar dörtyüzyirmialtımilyon beşyüzkırkbin tl. bir başka deyişle aylık 9 milyar dolar. yani devleti bir şirket olarak düşünürsek 80 milyon personelle ayda 9 milyar dolar kazanamamak bu kadar zor olmasa gerek. bilmeyenler için şunu da belirtmemde fayda var; devlet aldığı vergiler sayesinde hemen hemen bütün şirketlerin %20'den fazla ortağıdır.

    sadece köprü ve otoyolların 2018 net geliri resmi rakamlara göre; 3.597.476.378. kaynak

    diyeceklerim bu kadar. şahsen devletin işletmesini ben alsam ayda 10 da kenara atarım.
  • twitter'da atama bekleyen kişilerin oluşturduğu tt'lerden,
    kpss için oluşan kuyruklardan, gözü yaşlı şekilde atandığını öğrenenlerin haberlerinden ve gencecik atama beklerken solup giden hayatların varlığından... memurluğa bu denli eğilimi olan bir ülke olmamız tartışılması gereken konudur?
    memur sayısı ise bir kişi artsa belki bir hayat kurtuluyor... neden böyle diye sormamız lazım.

    edit: imla
  • geçen memur bir arkadaşla konuşurken torpilli alım çok mu diye sordum "kanka torpilsiz alım yok, ben nasıl memur oldum hala şaşırıyorum" dedi.

    siyasi zümrenin kendi içinden çıkarttığı bir devlet zümresi için köpek gibi çalışıyoruz.
  • gelişmiş avrupa ülkelerine oranla oldukça azdır. kısaca, senin şu an sürünüyor olmanın sebebi memurların sayıca çokluğu kendi değil yeteneksizliğin ve tembelliğin. hadi uza bakalım.
  • bedeli özel sektörde göz yaşı kan ve mobbing ile tazmin olunur. avrupanin küp üç yüz senedir doluyo. tabiki bi miktar gevsek davranirlar. turkiyenin boyle bi luksu yok.
hesabın var mı? giriş yap