• ülkenin büyük çoğunluğunu zevksiz sikiş mahsülü olmasıdır.
  • nedeni değil de sonucu için (bkz: düğünde eşinin pastasını da kendisi yiyen oluşum)
  • - siyaset bu toplumun enerjisini emdi
    - siyasiler halkı birbirine kırdırdı
    - toplum bencilleşti, birbirine saygı kalmadı
    - eğitim bilinçli olarak kalitesizleştirildi
    - mutsuz ve hakkını aramaktan aciz nesiller türedi
    - gelir aşırı adaletsiz dağıldı, fakir çaresiz yılana sarıldı
    - iyi insan değil, iyi sağcı iyi atatürkçü iyi sünni olmak gibi kimlikler değerlendi
    - tahammül ve sabır sıfıra indi
    - toplu bir aptallaştırma politikası büyük başarı sağladı
  • net ego ayrıca eğitimsizlik ve insanların narsistliği. sonumuz hayrolsun
  • ahlak yerine para, kültür yerine mevki konulmasından ileri gelen hadise.

    -öğretmenlerin kalitesizliği
    -kültür yozlaşması
    -eğitimsizlik
    -çıkarcılık

    gibi yüzlerce alt başlıkta değerlendirebiliriz.
  • aşağılık kompleksi yaşayan insanların çoğunlukta olması
  • insanların kendi kimliklerini olması gerekenden fazla sahiplenmesi ve bunu fetişliğe çevirmesi. bu kafa yüzünden aşırı bir şekilciliğe kavuşuyoruz, kim olduğumuza çok fazla önem atfediyoruz. bunun sonucunda kendimiz gibi olmayanları yadırgamaya, herhangi bir tartışma ortamında söylediği/yaptığı şeylerde bir bit yeniği aramaya başlıyoruz.

    motorcu-arabacı, dindar-laik, gs'li-fenerli, hayvansever-hayvansevmez, futbolcu-basketbolcu, kitap okuyan-okumayan, karateci-boksçu vb. herkes kıyısından köşesinden de olsa kendisi gibi olmayanla kavga halinde.
  • nurdan gürbilek'in kötü çocuk türk'te ağlayan çocuk resmi ile ilgili bir saptaması vardı. bu kitsch resmin 80'lerden itibaren bu kadar çok "trend" olmasında çok temel bir neden var: hepimizin içi çok buruk. içine doğduğumuz ailenin reisi olan baba, şefkatten ve merhametten oldukça yoksun bir profile sahip. genelde kızar, bağırır, döver, aşağılar, ortalıkta görünmez, başına buyruk yaşar, "karıya" gider, çocuklarının rızkını sigaraya, alkole harcar, ortalıktan kaybolur, annemizi gözümüzün önünde aşağılar, döver. babalarımız bizi sevmiyor; bırakın babalar günü şatafatlarını. babası tarafından gerçekten müşfik bir temasa "layık" görülmüş o kadar az çocukluk var ki... baba saldırgan, ruhsuz, sefil bir yabani gibi dolanıyor duruyor. türkiye'nin "paternalist" bir toplum yapısına sahip olduğu düşünülecek olursa, bu babanın gökten zembille inmediği, bizatihi "devlet baba"nın bu özelliklere haiz olduğu görülecektir. biz tepeden tırnağa gudubet bir babaya batmış durumdayız. 2017 senesindeyiz ve hala "acı çekme" bir numaralı trend konusu. instagram'da "yarine kavuşamayan delikanlı"lar için sigaralar yakılıyor, garibanlık öyküleri hot topic oluyor, efkar dolu bitirim ağız tabloid edebiyat dergilerine hit kazandırıyor. mazlumluk, bitkinlik, tepetaklak olmak hala fiyakalı gözüküyor. e bu kadar "patolojik" bir atmosferde sevgi değil, hep intikam, rövanş, meydan okuma konuşuluyor.
  • türkiye genellemesi yanlıştır. insanlara hastır sevgi yoksunluğu ve nefret duygusu baskınlığı . toplum bilinciyle çevremizde de pek çok kişinin aynı durumda olduğunu düşünür veya hissederiz.
    sonrasında; (bkz: üzüm üzüme baka baka kararır) diye düşünmeye gark oluruz ve o zaman da türkiye bu dertten muzdariptir zannımızca.
    halbuki; cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
    petit: kimya
hesabın var mı? giriş yap