• kendine has bir edebi kültürü olmamasındandır. divan, tanzimat vs hep uyarlamadır. türk edebiyatında hiçbir zaman belli bir ekol yaratılamamıştır.
    ancak bireysel olarak hayli yetenekli yazarlar pek tabii ki vardır.
    mesela: (bkz: hüseyin rahmi gürpınar)
  • rusyadan bunlar çıktı da ne oldu dedirtir. sovyetlerin asya halklarına yaptığı zulümü mü engelledi? kültürel çeşitliliği mi arttırdı? ne oldu ruslara? her seçimde putini seçmiyorlar mı?
  • tamamen çarlık rusyayla alakalı bir durum, o dönemdeki mevcut siyasal ve sosyal durum yazarlara savaş ve barış’ı, anna karenina’yı, karamazov kardeşleri ve suç ve ceza’yı yazdırdı. evet coğrafya kaderdir.
  • kırgızistan'dan çıkmıştır ama.
    (bkz: cengiz aytmatov)
  • her ülkeden dengi insanlar çıkıyor sanki
  • raskolnikovlar, razumihin'ler, dunya'lar bol bol çıkıyor.

    biz yazmayız, yaşarız.
  • birincisi bunu çok da elsiklik olarak görmemek gerekir çünkü sadece türkçede değil başka hiçbir dilde çıkmamıştır onlardan. ikincisi kimi diller romana yatkındır kimi diller şiire. türkçe de şiire yatkındır, bu kadar net. ayrıca eklemek gerekir ki bizim 1950 sonrası romancılığımız pek çok çağdaşı edebiyata taş çıkarır.
  • hepsi büyük yazarlar ama bizim aslında kalemi kuvvetli harika yazarlarımız var.

    yaşar kemal
    sabahattin ali
    sait faik abasıyanık
  • ince memed ve diğer onlarca yaşar kemal romanını okumamış kişi beyanatı.

    edit: seksen kere yazılmış zaten. mobile alışamadım hala.
  • yine hortladığını görüp üzüldüğüm başlık.

    bence dünya'da türk edebiyatının yerinden ziyade türklerin yeri düşünülürse başlığa lüzum kalmayacak. kendi insanının adamdan saymadığı yazarların dünya yazarı olarak anılması sanırım ki zor bi ihtimal.
hesabın var mı? giriş yap