• (bkz: marshall yardımları)
    (bkz: köy enstitülerinin kapatılması)
    (bkz: türkiye'nin aldığı ilk dış borç)

    kuru osmanlıcılık gazı,şatafat merakı,günü daha çok götü kurtarma güdüsü.
  • bu halkın ayakkabı kutularından fışkıran paraları savunduğu gün başlamıştır çöküş.
    301 madenci öldükten sonra akp’nin soma’da açık ara seçim kazandığı gün başlamıştır çöküş…
  • 3 kasım 2002 seçimleri. evet 2002-2010 arası iyiydi falan hikaye. siyasal islamın iktidara gelmesi ile beraber bu ülkenin çöküşü başlamıştır. dünyada inanılmaz bir para bolluğu varken bir dönem halka bir illüzyon yaratılmış ancak bu kaynaklar betona ve kendi yakınlarına peşkeş çekilmiştir. akp'nin tek bir hayırlı işi yoktur. hiç bir dönem oy vermemiş biri olarak gururla söylüyorum.

    edit: alternatifiniz ne diyenler için söylüyorum;

    alternatifimiz liyakat, demokrasi, adalet ve hukuktur. isimlere hapsolmak yerine, yani “kim” yerine , “ne” olmalı nasıl bir anlayış hüküm sürmeli sorusunu sorun kendinize.
  • 1953 yılının bir bahar günü adamın birinin titreyerek boşalmasıdır.
  • çok partili hayata çok erken girmek
  • şişli etfal'de ayaküstü sıçan teyze
  • 'çalıyor ama aynı zamanda yapıyor' zihniyetinin kabul görmesi
  • demokrat parti'nin iktidara gelmesi.

    menderes'in siyasi çizgisi, memleketi kötüye doğru götüren adımların en önemlisi olmuştur.
  • yakin gelecekte gerekli aksiyonlar alinmazsa sudan bir sebepten oturu literature gececek olan bir olay olacaktir. ayni birinci cihan harbinin, avusturya-macaristan arsiduku suiskastinden dolayi cikmis olmasi gibi. artik bu olay turkiye icin ne olur bilemiyorum.

    turkiye'nin su an icinden gectigi durumun ciddiyeti halk tarafindan anlasilmadigini goruyoruz. ulkenin varliklarinin borca mahsuben satilmalarindan tutun da bir sene icerisinde turk lirasinin ugradigi deger kaybina (bu aralar itibariyle %30-31 arasinda), mafyanin siyaseti vesayet altina almaya calismasi, -bunu daha cok gucu azalan iktidarin mafyadan medet ummasi olarak okumak gerekiyor- dis politika, ic siyaset bu liste uzar. sunu da belirtmekte fayda var; turkiye'nin onunde cok ciddi iki buyuk bela soz konusu:

    1. boyle gittigi takdirde ulkede asayis problemlerinin de bas gosterdigini gorecegiz. zaten hukukun islenmesi ve adaletin tecelli ettirilmesi konusunda buyuk zaaflar soz konusu. halkin turkiye'deki hukuka guveni git gide azaliyor. fakirlik bir yandan, hukuksuzluk bir yandan, genc issizligi bir yandan derken bunlarin toplami "suc" neden islenir bir toplumda bu durumun tanimini yapar. issiz bir genc parasizdir, dolayisiyla buhrana girer, para kazanmak icin illegaliteye bulasir ya da bos vakitin bollugundan suca meyyal bir ruh haline burunur. insan davranisi boyledir. mesela gorecegiz onumuzdeki gunlerde mecburen (kapanma dolayisiyla) yanyana durmak zorunda olan mesgalesiz insanlarin birbirlerine sardiklarini gorecegiz.

    2. bu cok vahim! bu gercekten cok vahim. ben cok kiziyorum, bizim balik zekali turk halki yine bu isleri unuttu. gecenlerde barinc'in istifasi dolayisiyla tekrardan hatirladim ve bunu gundeme getirmeye karar verdim. guzel dostlar! bu ulkenin kozmik odasina girildi ve icerisindeki her bir dosya hem hardcopy hem de softcopy c/alindi. belki internetten bile indirmek mumkundur o dosyalari. kozmik odanin icinde ne var peki biliyor muyuz?

    turkiye cumhuriyetine bir dis saldiri olursa, savas esnasinda takip edilecek butun taktik ve strateji, halkin nasil silahlandirilacagi, hangi bolgede hangi kurulus kimlerle irtibata gececegi, topyekun bir seferberlik planinin nasil yurutulecegi, halka dagitalacak silahlarin nerede oldugu (bolge bolge) ve bunlarin tahsisini kimin hangi sivil toplum kuruluslari araciligiyla yapacagi, toplumda asayisin saglanip, guven ortaminin teskil edilip, dusmanla nasil savasilacagina dair cok cok cok gizli belgeler calindi. bu gercek bir beka meselesidir. bu planlar oyle gizli bir yerde buyuk bir masa uzerine harita serilmis uc bes tane puro icen generalin bir iki gunde yaptigi seyler degil. bu planlar tatbikatlar yapila yapila, deneye yanila 30-40 sene gibi bir surede yapiliyor. 30-40 sene diyoruz 30-40.

    su an abd ordusu, turkiye'ye saldiri halinde turkiye'nin yapacagi butun taktik ve stratejiyi biliyor. nerede hangi silahlar var, hava savunma sistemleri nerede, tanklar nerede, ucaklar nerede, hangileri ilk kalkacak, ilk hangi birlik aktive olacak. her seyi biliyorlar. ulkenin en zayif noktasinin neresi oldugunu biliyorlar, guclu ve zayif yanlarini biliyorlar. dusunsenize, dusman sizin neler yapacaginizi onceden biliyor, resmen gelecegi bilmek gibi bir sey bu.

    bunlarin hepsi bulent arinc'a sozde suiskast tantanasi ile basarildi. istediginiz kadar drone yapin, roket yapin, tank yapin, istediginiz kadar yapin. turkiye su an askeri stratejik acidan kurtulus savasi doneminden bile gucsuz bir donemini yasiyor. bunu kabul edin ya da etmeyin. gercek bu.

    butun bunlarin yanisira turkiye gundeminde olan seyler ise komik. sacma sapan bir ozgurluk anlayisi turedi ulkede. halkin temelinin hazir olmadigi ulkelerde demokrasi ne yazik ki cok tehlikeli. mesela adam cikip "vucut benim ister hasta olurum iste olmam" diyebiliyor. virus kapmayi ya da virusten korunup korunmamayi bir tur ozgurluk ya da irade sahibi olmak durumu saniyor. bunlar cok temel hatallar (fallacies). bireyin ozgurlugu cercevesindeki aksiyonlari bir baska bireyin yasam hakki ile alakali bir risk olusturuyorsa bu sey o bireyin ozgurlugunden mutevellit bir hak kapsamina girmez. iste isin bu noktasinda da insan haklari kismina geliyoruz. bunu aslinda baska bir yazida anlatacaktim ama madem yeri geldi devam edelim.

    hukuk yapmak zor bir istir, daha dogrusu guclu ve delinmez iyi bir hukuk yapmak zor istir. aslinda bunu baudrillard ve foucault doner dolasir, "hukuk toplumun cok da isine yaramaz" noktasina getirir. devletin yapacagi adilikleri mesru bir zemine tasimaya yarar genel olarak hukuk. bir de siradan halkin iste birbirini kesmesini engeller. hukuk ve adalet denen seyler peki nereden geliyorlar? bunlarin uzerinde bir sey olmali degil mi? yani sokakta giden birini ben niye mesela sifatina uyuz oldum diyip dovemiyorum. var oyle insanlar cidden, adamin suratina bakinca bir tane zumzuk indiresiniz geliyor. aptal saptal konusan birilerine mesela iki tane neden patlayamiyorum. beni bundan sadece hukuk mu alikoyuyor? yoksa karsi tarafin ozgurluk sinirlarina girdim ve bu hos bir sey degil filan diye mi? "biri de sana patlatsa hos olur mu?" sorusu gelebilir akla hemen. bunlar yine basit cevaplar. daha tanimlayici bir sey olmasi lazim, daha kapsamli. sadece zumzuk indirmek, tokat patlatmak filan degil. mesela birini kandirmak da olabilir. aldatmak olabilir. dolandirmak olabilir. hatta belki toplum icinde olsun ya da olmasin kucuk dusurmek olabilir. bunlardan alikoyan sey ne bizi? tabii ki hepimiz icin calismaz bu kurallar. hatta turk toplumunun cok buyuk bir kesimi bu tur bir anlayisa sahip degildir. temelinde egitimsizdir cunku, aile terbiyesi ile alakali bir durum. aile ne terbiye verecek ki? onun anne babasi dogmalarla, torelerle yasayan biriydi muhtemelen. mesela sevgilisine siddet uygulayan biri -fiziksel ya da duygusal-, esini sevgilisini aldatan biri, ortagini dolandiran biri, bu insanlarin eksiklikleri nereden gelir? belli ki aile terbiyesi yok bunu anladik, ailesinin terbiyesi peki? bu boyle butun asendantlarina dikey sekilde cikar. o zaman donup dolasip toplumla alakali bir yere geliyoruz yine. bosuna demiyoruz anadolu insani gorgusuzdur, egitimsizdir, cahildir ve hoyrattir diye. bakin bu anadoluluk cocuklari ya da torunlari sehre inmis desendantlarinda dahi hala bariniyordur. trafikte yol kapmaya calisir, iliskilerinde (arkadaslik ya da romantik iliski farketmez) sadakatsizdir. geriye tek bir sey kalmistir, cikarcilik. bunu da cagin/zamanin ruhuna baglar ve sorumlulugu disari atar.

    bu sorun sadece turkiye'de yok, bu gelismis ulkelerde de var ama onlardaki daha farkl bir duzeyde. turkiye'de bu insanlar arasinda var. insani iliskilerde cok sik goruluyor. mesela bakkaldan alisveris yapan biri, para ustunu fazla veren bakkali uyarmaz. "oh sigarayi bedavaya getirdik" diye sevinir. ne kadar basit degil mi? anlik bir sey. burada acaba kim daha cok zarar goruyor? bakkalin orada kaybettigi 15-20 liralik bir mal mi daha onemli kisinin kendi onuru mu? yavas yavas yaklasiyoruz. buradan da siyasete baglayip sonra kapatacagim konuyu.

    insan haklari arkadaslar, insan haklari. insan haklari demek sadece emniyet sorusturmalari sirasinda iskence uygulamamak ya da idam cezasinin kaldirilmasi filan degildir. insan haklari sadece sutun kaymagi gibi dista gorunen yasam ozgurlugu, mal edinme ozgurlugu, saglik hizmeti alma ve egitim alma ozgurlugu filan degildir. bunlar ana damarlaridir belki ama insan olmanin hazzi daha kucuk kilcal damarin toplamiyla anlasiliyor. dusunsenize karsinizdakine guvenebildiginiz, kendinizi paranoyak derecesinde savunma onyargisina kapilmadiginiz, daha sevecen ve saglikli bir toplum icinde yasadiginizi.

    gecenlerde bahsettigim 21. yuzyilin ideolojisizligi ancak insan haklarina siki siki baglanarak atlatilabilir. insan haklari demek, kendin gibi dusunmeyen insanin da haklarini savunmak demek. buradan sosyal adalet noktasina geliyoruz. sosyal adalet bir prensiptir. yani x partisi programinda sosyal adaleti saglamak gibi bir madde koyar. bunun savasi ise sosyal adaletsizligi yok etmeye calismak ile baslar. sosyal adaletsizlik ise bir tur verili durumdur. yani sosyal adaletsizlik zaten vardir, suregelmistir ve suregidiyordur fakat sosyal adalet bir anlayistir pesinden gidilecek. gidiyor muyuz peki? hayir! bundan bahseden var mi? hayir! ayni daha onceki yazilarimda bahsettigim gibi turk halkinin devletten hukuk talebi yok diyisimdeki gibi bu noktada da turk halkinin devletten insan haklari beklentisi yok. bunu dile getiren siradan insan duymadim ben. cunku insan haklari ne onu bilen yok. o kadar alismisiz ki kandirilmaya, aldatilmaya filan bunlara hep kaliplar bulmusuz. yok gucsuz insan, zengin insan, hak eden, ayak uyduran, uyum saglayan, evrimsel psikoloji zart zurt. bunlarin hepsi palavra arkadaslar. orta asyanin savanlarinda agactan yeni inmis primatlar degiliz biz artik. bir medeniyet kurduk ve hepimiz insaniz. o yuzden maymun vahsiligini nirengi edinip bu zuhurda cihet alan konusmalari da durumu anlatan super paradigmalar olarak birbirimize satmayi birakmaliyiz. yok o secen, oteki secilen, bu limbik sistemde boyle zartta boyle zurtta boyle. bilim iste bazen cok tehlikeli insani boyle yanlis yollara sokar. evet vucut hala boyle calisiyor fakat artik biz o eski vahsi insan degiliz. ben degilim. kendisini kici acik maymunla bir tutan varsa maymun gibi yasasin insan haklarina dikkat etmeden. gidin birbirinizin elindeki yemegi alin, evi gasp edin, kandirin, aldatin birbirinizi.

    bu gibi davranislardan kacinmanin tek yolu insan haklari neden mekanizmayi iyi kurgulamak ve calistirmaktan geciyor. insan haklari karsinizdaki insanin insanlik onurunu zedeliyici bir hareket yapmaktan kendini alikoyma anlayisini olusturan bir sey degildir! tekrar etmekte fayda var cunku yadirganmasi cok mumkun. insan hakki dedigimiz sey, karsidaki insan bunu bir insan olarak haketmiyor diye ona "o" davranisin yapilmamasi gerektigi anlamini olusturan bir sey degil. cok duymussunuzdur hani, biri birine bir kotuluk eder oteki de "ben de insanim" diye isyan eder. insan hakki soyle bir seydir: "eger ben bu hareketi yaparsam karsimdaki bir insana, bu hareket benim insanligima ne kadar yakisir" sorgulamasini yaptiran bir seydir. o yuzden konu burada her bir bireyin kendisidir. birey kendisi insana yakisir hareket edecek. insan haklari boyle dogacak ve gelisecek.

    peki bu bati bu insan haklari konusunda cok mu iyi? hayir degiller! avrupa'da bir suru insan var copten yemek toplayan. abd'de var. bu oyle basit bir "abd zengin degil bir suru evsiz var orada" savunmasi degil. abd'deki evsizlik durumu bir tur hayat tarzi bunu kendi isteyen insanlar da var. fakat eger bir insan bile caresizlikten copten yemek topluyorsa bu o copten yemek toplayanin hayata tutunmasindaki kisisel beceriksizliginden degil diger geri kalan butun insanlarin yaptigi bir sey yuzundendir. dunya denen yerde kimsenin ac kalmayacagi kadar bir seyler var. bunun paylasiminda ciddi sorunlar var. bunu da zaten yer yer konu ediniyoruz. thomas piketty 1000 sayfalik kitap yazdi bu konuda. bunu yani sira insan haklari etik egitimi de gerekiyor iste. bu yuzden egitimsizlik ve gorgusuzluk diye bahsttik yukarida bunu. cunku toplum yozlasiyor ve vahsilesiyor.

    bunu bu hale getiren sey de vahsi kapitalizm olmustur. buna canak tutan da liberteryen dusunce olmustur. liberalism demiyorum buna. liberteryen dusunce daha yeni bir versiyonu cunku. bu arada liberteryen dusuncenin temelinde bir yanlis yok. ben de liberteryen bir kafa yapisina sahibim. fakat bu dusunce iste vahsi kapitalizmin de kapilarini araliyor. biri cikip diyebilir ki "iste vahsi kapitalizm boyle yaparak kendini yiyecek dolayisiyla liberteryen dusunce aslinda is gormus olacak" bunun aynisini da gelir adaletsizligi konusunda marx'in soylemlerine karsi soylemislerdi. marx "isci sinfi somurule somurule gelir adaletsizligi artar ve bu sefer toplumda ciddi bir ruptur olacaktir" der, kapitalist savunucular da "evet oyle olur ama daha sonra o kapital sahipleri kazandiklari parayi yine yeni bir ise yatiracaklari icin bu sefer dolayisiyla butun insanligin refahi yukselir eger yeterince beklersek ve dayanirsak" derler. bunlari yasadik yani biz insanlik olarak. insan haklari etigi aslinda liberteryen dusuncenin saglamaya calistigi butun serbestiyi sagliyor.

    bunu benim gorebildigim turkiye'de en iyi anlatan felsefecilerden biri (turkiye'de felsefeci yok diye bazen basliklar goruyorum, gercekten uzuluyorum, senin haberin olmayisi yok anlamina gelmiyor iste, bu kafa yapisi cok uzucu) ioanna kucuradi olmustur. benim hafizama kazinan bir lafi da sudur bu insan haklari konusundaki paradigmayi en ozet sekilde anlatan: "ben yapmam! ben insan oldugum icin ben ihlal yapmam!" lafidir. yukarida anlatmaya calistigim seyi iste boyle berrak zihinler nasil da hemcecik anlatabiliyor degil mi? hayraniz boylelerine.

    ben yapmam! ben insanim, ben insan oldugum icin ihlal yapmam! ne yapmam? etik olarak yanlis is yapmam. nedir bunlar? ihaleye fesat karistirmam, oy calmam, yandas cekmek icin rusvet vermem, insan kandirmam, aldatmam, kucumsemem, cikar ugruna insanliga sigmayan hareketler yapmam vs daha uzar bu. cunku bu bir anlayis meselesidir arkadaslar. mesela ihaleye fesat karistirmayinca is yapamaz misiniz? ya da ne bileyim birini kandirmadan onu ikna edemez misiniz? eger olmuyorsa belki siz yeterli biri degilsinizdir? kendinizi gelistimeniz gerekiyordur? bu insanliktan uzak hareketler o kadar yerlesik hal almistir ki, bizim atasozlerinde "is isteyken, es esteyken bulunur" diye sozumuz var bizim. rezalet! kepazelik!

    bu ben yapmam kismi, karsinizdakinden bagimsizdir bu arada. karsidaki bunu hakediyordu filan deme hakkina sahip degiliz. bunu bilemeyiz cunku. mesela biri hirsizlik yapmistir, ac kalmistir yapmistir, bu basta onun insanligina sigmaz bir davranisken, aslinda onun hirsizliga mecbur kalmasi butun insanlarin insanligina sigmayan bir sey halini alir. o zaman bunun caresinin bulunmasi lazim. butun bunlara ragmen eger hala o kisi hirsizlik yapiyorsa artik orada belli ki bir nevroz var. yani ruh dengesizligi var demektir. tedavi gormesi gerekir, ya da bu bir suc ise cezasini cekmelidir.

    simdi tek bir soru soruyorum! insan haklari konusundan bahseden kim var turkiye'de? "yav millet ac ac" diyenler cikacak, neden ac? bir dusunun neden ac? birileri baskalarinin hakkini yedigi icin olabilir mi? "ulkede hukuk, adalet yok ki" diyenler cikacaktir, iste etik dedigimiz noktaya burada geliyoruz. eger insanin icinde hukuk yoluyla adaletsizlik yapma meraki varsa bunu yapmak bir marifet degil fitrat meselesedir. tiynet meselesidir. hukuk ile katakulli yapmak zaten hukukun daha dogrusu insanin butun bir yasami kapsayacak kurallar merhalesini olusturma basiretsizliginden gelir ve bu boyledir yani. sen gider kamu ihaleleri kanununa ozel sartlar ibaresi koyarsan 22b miydi 22d miydi maddesiyle, oradan ihale ile her turlu usulsuzlugun kapisini aralamis oluyorsun. ataturk'un cok sevdigim bir lafi: "sen bir kez taviz kapisini araladin mi onlar ardina kadar iter, tamamen acarlar o kapiyi" der. sen o maddeyi koyarsan o madde kullanilir! bunun adi da oyle zekilik filan degil bildigin insanlik onuruna yakismayan bir harekettir. turkiye'de kamu ihalaleri usullerinin o muafiyet maddesi kalkmadikca bu ulkeyle alakali bir umudunuz olmasin! bunun hakkinda hangi parti konusuyor?

    insan haklari konusan yok, ama yukarida bir suru anlattim, o duzeyde insan haklari konusan yok. kamu ihaleleri usulleri muafiyet maddesini konusan yok. ee? bu ulke 100 yildir ayni sarmalin icinde. simdiki gider baskasi gelir yine ayni yoldan yurur, ayni terbiyesizlikleri yapar. turk siyasetcilerinin %90'i terbiyesizdir, aileden terbiyesizdir. bu siyasetciler de agac kavugunda yetismedigine gore, bu topraklarin cocuklari olduguna gore bizim ihtiyacimiz olan sey insan haklari etigini ulkemize kosulsuz sarttir uygulamamiz ve bu yonde yeni anayasa, yeni kanunlar, yeni esaslar ve usuller hazirlamaliyiz. cocuklarimizi bu siarda yetistirmeliyiz. bu ulke boyle kurtulur. hani herkes kafa patlatiyor ya ulke nasil kurtulur diye. egitim diyen var, para diyen diyen, ordu diyen var, herkes bir sey diyor. girin o basliga, insan haklari yazin bakalim kac kisi demis? ama oyle idam yasagi, iskence yasagi duzeyinde degil, burada bahsettigim sekilde, is ortagini duduklemedigin, esini boynuzlamadigin, arkadasina hiyanet etmedigin duzeyde bir insan haklarindan bahsediyorum. kac kisi insan olmayi kendisine kiyafet olarak bicmis bir bakalim.

    bi diger unsur da bu fildisi kule olayi var. ben artik okudum, entelektuel oldum, ben fildisi kuledeyim filan. bunu savunan bir suru zavalli biliyorum bu ulkede, kendilerini de gercekten cok gelistirmisler, fakat bu da ayni para gorgusuzleri vardir ya, para kazaninca hemen ilk is bmw alir ve yanlarina da genc kiz, ayni bu insanlar da bilgi edinince, bir seviyeye gelince, siradan insanlari hor gormeye baslarlar. bu savaslar fildisi kuleye cikip da oradan tepeden kitap yazmakla, tweet atmakla, atolye kurup soylesi yapmakla olmaz. sahaya ineceksin, en azindan vaktinin belli bir kismini yilda 1 ay 1 hafta neyse, anadoluda koy koy mezra mezra gezip orada okullarda cocuklara dokunacaksin. silopi'de termik santral iscilerinin kaldigi koyde insanlara teblig sunacaksin. ya ne olur bundan demeden. bir insanin kafasina yatar, evladini ona gore yetistirir, neler degisir. bunu van'da yapacaksin, urfa'da yapacaksin, antalya'da yapacasin, corum'da yapacaksin, yapacaksin. o yuzden turk entelektueli de avamdir. bircogu oyle yani.

    turkiye bir degisimin merkezi olabilir. gercekten olabilir. turkiye'nin su an icinden gectigi durum bircok seye gebe. burada dogru muhalefet yapan bir parti, butun dunyanin ideolojisinin degismesine ornek olabilir. abarti degil bu gercekten olabilir. bunu kacinci defa soyluyorum, dunya'da su an bir ideolojisizlik sorunu var. gelisen teknolojinin ve algoritmalarin bize acacaklari sorunlari ongrebiliyoruz fakat buna cozum getirecek olan ideolojimiz yok elimizde. bundan tek kurtulus yolu insan haklari etigi anlayisini kusursuz sekilde temin etmek ve uygulamak. turkiye'deki muhalefet, kendilerini anlatirken, turkiye'yi hukuk ulkesi, adalet ulkesi, zengin ulke yapacagi vs degil, turkiye'yi bir "insan haklari" ulkesi yapacagiz diye siyaset yapacaklar. bunun pesinden bu sefer hukuk da dogru calisir, ekonomi de iyi olur. simdiye kadar herkes hepbir agizdan ayni seyi soylediler ezberden dua okur gibi anlamadan, bunun da en buyuk papagani ozgur demirtas'tir. bu da kendi fikri degil, daron acemoglu'ndan asirmadir. hukuk olacak, guven gelecek, ekonomi duzelecek. hadi ya? hukuk nasil uygulanacak arkadasim? abd'de hukuk yok mu? ingiltere'de hukuk yok mu? medeniyyetin atasi yunan'da hukuk yok mu? en son botlarini bicakla kesip batirip denizde bogulsun insanlar diye ugasiyordu o medeni yunan. abd 1989'den beri dunya'nin dort bir tarafina demokrasi goturuyor. demokrasi ama air cargo, b52 ile gonderiliyor. bakin neymis b52, hangi kargoyu tasiyormus. insan haklari etigi anlayisi oturmadan hukuk da olmaz, adalet de olmaz.

    yakinda gorursunuz, bu yapisal reformlar ile beraber hep vurgusu yapilan hukuk ve adalet noktasina simdi bir de insan haklari etigi eki yapilir. yapilsin. hic bana refer edilmedi diye gocunmam. yeter ki yapilsin. bu da konusulsun. aksi halinde dunya'yi hic de iyi gunler beklemiyor. insan haklari yanina bir de ekolojiyi koymamiz gerekiyor. o da baska zamana kalsin.
  • (bkz: 3 kasım 2002)
hesabın var mı? giriş yap