• uzun mesafeli ve geniş boyuttaki insan ticareti, temelde islami dönemdeki bir gelişmeydi ve tarihin acı bir cilvesidir ki kaynağı islam hukukunun insancıl etkisiydi. islam hukukuna göre müslüman olanlar ve müslüman ülkelerde yaşayanlar özgürdü ve köle yapılamazdı. sadece köle ailelerin çocukları köle sayılırdı. özgür insanlar ancak bir cihadda yakalanan kafirler ise köle yapılabilirdi.

    köle ailelerden doğan kölelerin sayısı ihtiyacı karşılamada yetersiz kalınca, uzaklardan getirilen yeni köleler çok önemli ticaret konusu olmuştur. köleler çoğunlukla avrupa, asya bozkırları ve afrikadan getiriliyordu. müslüman ispanya’nın önemli köle nüfusunu slavlar oluşturuyordu. ingilizce köle (slave) kelimesini kökeni de buradan gelmektedir. avrasya bozkırlarındaki türkler ise ikinci büyük köle grubuydu. islamiyetin ilkçağlarından itibaren karadeniz’in kuzeyinden çin ve moğolistan’a uzanan topraklardan yakalanan veya satın alınan kölelerin çoğunluğu türktü.

    araplar fetih ve ganimet amaçlı yaptıkları seferlerle türk topraklarına girdikten sonra tükleri köle yapmışlardır. hatta türk topraklarına yerleşen araplar, türklerin evlerine yerleşmişler, ev halkını da kendilerine köle yapmışlardır. asilzadelerin ve beylerin karılarını ve çocuklarını yanlarına alarak köle yapmak amacıyla ülkelerine götürmüşlerdir. kölelerin güçlenmelerini önlemek için, baba çocuğundan, kadın kocasından ayrılıyor ve bir daha birbirlerini göremeyecek şekilde ayrı bölgelerde satılıyordu. burada arapların, kilometrelerce yollarda astığı türkleri, türklere yaptığı zulümleri anlatmayacağım. isteyen bu katliamları bağımsız kaynaklardan okuyabilir.

    araplar, asker olarak yetiştirmek üzere köle türk çocuklarını getiriyorlardı. bu köleleri ev işlerinde kullanılan kölelerden ayırmak amacıyla, arapça’da sahibi olan anlamına gelen “memluk” adını vermişlerdi. halife mutasım (833-842) türk kölelerden oluşan büyük bir askeri güç oluşturmuştu. ticaret ve üretimle ilgisi olmayan bu askerler zamanla askeri aristokrasiyi, askeri devlet düzeni kurmaları nedeniyle de islam devletlerinin egemenliğini ele geçirmişlerdir. (samarra, asker/köle türklerin araplardan ayrı olarak yaşaması için kurulan bir şehirken sonraları türkler bu şehri abad etmişlerdir.) bir asker türk kölesi 868 yılında müslüman mısır’da memluklar adıyla ilk bağımsız hanedanı kurmuştu. diğer bir örnek ise pers ülkesinde bir türk köle tarafından kurulan gazneliler hanedanıydı. ( 962-1186)

    960 yılında ise oldukça farklı öneme sahip olan bir olay gerçekleşti. islam sınırları dışındaki türk karahanlılar hanedanı halkıyla birlikte müslüman oldu. bir arap tarihçisine göre sayıları iki yüz bin çadırı bulan bir halk müslüman olmuştu. böylece siri derya’nın dışında ilk müslüman türk devleti kurulmuş oluyordu. bizim tarihimizde "bir gecede on bin çadırlı oğuz boyları islamiyeti seçti" diye anlatılır bu olay ama neden, nasıl olduğu anlatılmaz. hep merak etmişimdir: bir ülke halkı topluca bir gecede nasıl din değiştirir diye? bugün acaba topluca new world order dinine geçmemiz mümkün müdür? bir gecede bütün inançlarınızı, kutsallarınızı silip atar mıydınız?? tarihçiler bu olayı dinsiz akrabalarına karşı cihad yapabilmek veya kölelikten kurtulmak amacıyla yapıldığını ileri sürmüşlerdir.

    türklerin islamiyeti kabul etmesinden sonra, islam öncesi türk geçmişlerini unuttuğu görülür. türkler, iranlılar ve arapların asla yapmadığı bir şeyi yaparak milli kimliklerini islamiyete gömmüşlerdir. islamiyet öncesi türk tarihindeki devletler, uygarlıklar, dinler ve edebiyat, birkaç halk şiir ve soylarıyla ilgili destan dışında unutulup gitmişti. türk adı, batılılar için olduğu kadar türkler için de müslüman ile eşdeğer olmuştur. türkler’in islamiyet’e bağlılık derecesine , araplar dahil başka hiçbir halkta rastlanılmamıştır.

    kaynaklardan küçük bir örnek: kuteybe, buhara’da 50 bin, semerkant’ta 30 bin genç insanı tutsak etti, bunları satılmak üzere ırak ve mısır’a yolladı. türk köleler arap ülkelerinde çok tutuluyor ve yüksek bedellerle satılıyordu. sağlıklı herhangi bir kölenin fiyatı 300 dinarken türk köle 600 dinara alıcı buluyordu.

    10.yüzyıl arap coğrafyacısı ibn havkal “seyahatname’sinde”, türk kölelerin “güzelliğinden” ve “pahalılığından” söz eder ve şunları söyler: “en değerli köleler, türk topraklarından gelenlerdir. dünyadaki bütün köleler içinde türklerin bir eşi daha yoktur. çok değerlidirler ve güzellikte üzerlerine yoktur. horasan’da bir türk çocuğunun 3 bin dinara satıldığını gördüm. türk köle kızlarının fiyatı hep 3 bin dinardır”.

    edit: bunları yazmamdaki amaç türkleri yani kendi milletimi aşağılamak değildir. tarihi gerçeklerin unutulmaması ve arap hayranlığından kurtulunması içindir. yahudiler her sene nazi soykırımını anlatan film yaparlar. bunu acılarını unutmamak ve milli birlikteliği sağlamak için yaparlar. arap milliyetçileri günümüzde bile twitter'da "araplar efendidir, türkler kölemizdir" yazar. geçmişi unutmayın ve milli bilincinize sahip çıkın. ayrıca araplara her daim küsküyü veren hazar türkleri hem arap tarihinde hem de bizim tarihimizde pek yer almaz, niye acaba?
  • içeriğinin kısmen doğru, fakat başlık seçimi yanlış.

    önermenin doğruluğu için .

    7.yüzyılda arapların ve arap coğrafyasının sosyo ekonomik durumu ile aynı yüzyılda türklerin ve türklerin bulunduğu coğrafyanın sosyo ekonomik durumunu incelerseniz.

    neden, nasıl, ne şekilde olduğunu öğrenebileceğiniz konu başlığıdır.

    ben araştıramam diyenler için .

    akpınar t., tarihimizde islamiyet, tarih ve toplum dergisi sayı.80, iletişim yayınevi, ankara, 1990

    aydın e., nasıl müslüman olduk, kırmızı yayınları, istanbul, 2008

    kitapçı z., türkistan’da islamiyet ve türkler, nur basımevi, konya, 1988

    wellhausen j., arap devleti ve sukütu, 1963

    kitapçı z., türkler nasıl müslüman oldu, yedi kubbe yayınları, konya, 2009

    kitapçı z., yeni islam tarihi ve türkistan, boğaziçi yayınları, istanbul, 1991

    edit: unutmuşum. yusuf el haccac - kuteybe ibni müslim isimlerini de bir araştırın derim.
  • arapçıların gerçeklerle yüzleşmemek adına alaya aldıkları başlıktır.

    türklerin 1000 yıllık problemdir, stockholm sendromu.
  • (bkz: tarihin arka odası)

    buyrun;
    https://www.youtube.com/watch?v=e9im7hdbtus

    edit: burada konuşulan olay kölelik değil bu arada.
  • emevi devletinden,kölemen(memlük) devletinden bihaber, sadece başlıktaki kendince aşağılık ama bir zamanlar için gerçek ifadeyi baz alarak yok la ne ara öyle bi şey oldu türkler çok röroro diyenleri göstermiş cahil turnusolu yazı.ayrıca azcık yazıyı okusa gayet türklerin nasıl kölelikten devlet sahibi olduğunu algılayabilirlerdi bu arkadaşlar.yazıda katılmadığım daha doğrusu eksik kaldığını düşündüğüm nokta ise türkler öyle özbenliklerini kültürlerini bir anda gömmüş bir millet değildir zaman içinde yavaş yavaş özellikle osmanlı da o da fatihle beraber başlayan süreçte kendine göstermeye ve giderek araplaşmaya evrilmiştir.
  • "insan ticareti, temelde islami dönemdeki bir gelişmeydi."den sonrasını okumadığım tarihle harmanlanmış uzun yazı.

    evet insan ticareti hiç yoktu araplarda. islam gelir gelmez millet sokağa fırladı tuttuğunu pazara attı tuttuğunu pazara.

    türklerin islamiyeti kabulü ne güle oynaya olmuştur ne de zorla. tarihe siyah beyaz renklerle bakmayı bırakın artık.

    (bkz: bi siktir git dedirten ateist zırvaları)
    (bkz: bir siktir git dedirten dinci zırvaları)
  • ahahaha amına koyim güldürmeyin.
    başlığı açan arkadaş suriyeli galiba.
    osmanlı arap mı amınakoyduğum diye sorarlar adama
  • bir bakıma osmanlının slavlara yaptığı devşirme sisteminin arap devleti- türk milleti konsepti. biz de yok iyi baktık, devlet adamı asker yaptık , aileleri kendileri verdi filan diye savunuruz kendimizi ama balkan devletlerinde hiçte öyle hatırlanmaz.
    o zaman eski mısırdan gelsin: köleler olmazsa imparatorluk olmanın manası ne?
  • sıkıntı yok.hülagu 1258'de hesabı toptan kesmişti.
hesabın var mı? giriş yap