• hukukta tüzel ve gerçek kişiler vardir. gerçek kişi mesela ben mesela sen iken, tüzel kişi bi şirket, kamu kurumu vs.dir. bunlar temsilcileri vasıtasıyla hukuk önünde muhatap tutulurlar.
  • aslında tüzel kişilerin her zaman gerçek kişilerce temsil edildiğini söylemek pek isabetli bir saptama değildir. temsilcilik kurumunda temsilcinin iradesiyle ortaya konulan hukuki işlemin hüküm ve sonuçlarının temsil edilende ortaya çıkması sözkonusudur. halbuki doktrinde tüzel kişinin kendi iradesinin var olduğu kabul edilir ve bu irade yönetim organınca ortaya konulur. yani yönetim organının(derneklerde bir kuruldan oluşması zorunluyken vakıflarda bir kurul olabileceği gibi tek başına bir fert de olabilir) ortaya koyduğu irade tüzel kişiyi temsil etmez, doğrudan tüzel kişinin iradesi kabul edilir. ama pek tabi tüzel kişinin iradesinin temsili için yönetim organınca verilen bir kararla tıpkı gerçek kişilerde olduğu gibi bir temsilci atanması da sözkonusu olabilir. tüzel kişinin organları gerçek kişilerin organları gibi düşünülmelidir. yönetim organı da tüzel kişinin dış dünyayla hukuki ilişkilerini sağlayan bir organdır. biz gerçek kişiler nasıl ellerimizle yazarak, ağzımızla konuşarak, her durumda bir organımızla irademizi belli ederek(efendim lütfen fesat düşüncelere kapılmayalım bu noktada) hukuki işlemler yapabiliyor isek; tüzel kişiler de yönetim organları aracılığıyla diğer gerçek kişiler ve tüzel kişiler ile hukuki işlemler yaparlar.

    tüzel kişiler en başta kamu hukuku tüzel kişileri ve özel hukuk tüzel kişileri diye ayrılırlar. en önemli kamu hukuku tüzel kişisi pek tabi devlettir. mahalli idarelerin her biri de kamu hukuku tüzel kişilerine verilebilecek başka bir örnektir

    özel hukuk tüzel kişileri de yine kendi aralarında ticaret hukuku tüzel kişileri ve medeni hukuk tüzel kişileri diye ayrılırlar. ticaret hukuku tüzel kişilerine şirket(ortaklık) denir ve bunları medeni hukuk tüzel kişilerinden ayıran en önemli nokta kâr amacıyla kuruluyor olmalarıdır.

    medeni hukuk tüzel kişileri ise yine dernekler ve vakıflar olarak ikiye ayrılır. bunların arasındaki en temel fark ise derneklerin kâr amacı gütmeyen kişi toplulukları olması iken vakıfların kâr amacı gütmeyen mal toplulukları olmasıdır.

    daha detaylı bilgiye herhangi bir kişiler hukuku kitabında ulaşılabilir.

    2 gün sonra medeni hukuk'tan vizesi olan bir hukuk öğrencisinin bilgi ve yorumlarını dinlediniz. esen kalın.
    (bkz: vize öncesi sözlükte takılmak)

    edit: 4 senelik hukuk tahsilinin ardından ekleyeceğin bir şey var mı diye soracak olursanız, var arkadaş var, olma mı?

    tüzel kişinin etimolojik kökeni tüzeden yani öztürkçe bir tabir olarak kimi yazarlarca hukuk yerine kullanılan kelimeden gelir. şu durumda tüzel kişiyi hukuksal kişi ya da daha az dolambaçlı yaparsak yasal kişi olarak da çevirebiliriz. keza mülga medeni kanunda da benzer bir ifade olan hükmi şahıs ifadesi kullanılmaktadır. zaten ingilizceye baktığımızda da tüzel kişiliğin karşılığı legal personality'dir. öte yandan homo sapiens ismiyle bildiğimiz yaşam formunun da cenin ila ceset arasındaki olan dönemine gerçek kişi (real person) deriz. yani anlayacağınız bu tüzel kişiler gerçekte kişi falan değillerdir, esas kişi olanlar gerçek kişilerdir (adı üzerinde). tüzel kişilerin kişi olarak kabul edilmesi bir faraziyedir, hukuki bir kabullenmedir, bir sanallık söz konusudur. tüzel kişi yerine yapay kişi demek de mümkündür.

    benim değinmek istediğim çok ufak bi nokta var. ona değinip kapatıcam editi. o kadar anlattım tüzel kişi aslında gerçekte kişi değildir diye. zaten sokaktaki adama gidip kişi deseniz insan anlar, kimse gidip de şirket anlamaz, şirket de olabilir diyorsa karşınızda hukukçu vardır zaten muhtemelen :) ha işte durum böyleyken arkadaş, tüzel kişi gerçekte kişi değildir amma, gerçek kişiden daha çok adam yerine konulur. işte ben 4 senede bunu öğrendim.
  • hukuk bakımından tek bir kişi sayılan birçok kişilerin veya malların topluluğundan doğan, tek bir kişi sayılan varlık, hükmi şahıs.
  • dikkat! ticaret hukuku içeren başlık.
  • (bkz: #15955384) https://eksisozluk.com/biri/aperfectbutthole

    benim anladığımda öğrenciyken idealist, mezunken totonun kalkıp profosör edasıyla gereksiz bilgiler vermen olmuş,şükela emeğine saygı genede.
  • (bkz: tuzel ki$ilik)
  • hukuk bakımından; tek bir birey sayılan varlı, hükmi şahıs.
  • vatandaşlığının olup olmayacağı yıllarca tartışılmış ancak günümüzde tâbiiyet ve vatandaşlık kavramları hissi bağların ötesinde hukuki bir durum kabul edildiği için tüzel kişilerin de tâbiiyetinin olabileceği kabul edilir. ayrıca bknz. uyrukluk ve vatandaşlık farkı. tüzel kişilerin tâbiiyetini belirlemede de çeşitli kıstaslar önerilmiştir: 1) kurucularının vatandaşlığını esas alan sistem 2) sermayenin bulunduğu sistem. bu sistemlerin ikisi de çok uluslu ve çok ülkede faaliyette bulunan tüzel kişileri düşündüğümüzde günümüzde kabul görmemektedir. 3) kontrol sistemi. i. dünya savaşı'nda almanların savaşı ekonomik alana da kaydırmaları ve şirketlerin düşman karakterini tespit etmeye çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır. tüzel kişiyi kontrol eden kişilerin düşman karakterini tespitte esas alınmıştır. ve günümüzde kullanılan iki sistem olan 4) kuruluş yeri sistemi. günümüzde anglo-sakson ülkelerinde taraftar bulur. tüzel kişi hangi ülkede kurulduysa oranın tâbiiyetini kazanır. liberal düşüncelerin ürünüdür. her devlet hangi tüzel kişiyi tescil edeceğinde serbesttir anlayışından gelir. 5) merkez yeri sistemi. kıta avrupası hukuku kökenlidir. tüzel kişiliği kazandıracak devlet tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer olmalı diyen sınırlandırıcı yaklaşımın ürünüdür. buradaki merkez de işletme merkezi değil, idari merkezdir. türk hukuku; şirketler, dernekler ve vakıflar için de merkez yeri ve kuruluş yeri sistemini vatandaşlık için birlikte esas alınmıştır. merkezi türkiye'de olan ve türk kanunlarına göre kurulan tüzel kişi türk'tür. merkezi türkiye'de ise türk kanunlarına göre kurulması gerekir. türkiye'de türk kanunlarına göre kuruluyorsa da merkez yerinin de türkiye'de olması gerekir. türkiye'de bir şirket kurup, merkez yerini yabancı ülke olarak seçemezsiniz.

    yabancı tüzel kişilerin hak ve fiil ehliyetine uygulanacak hukuk konusunda ise tüzel kişilerin statülerindeki idare merkezi hukukuna tâbi tutulmuş ve ancak fiilî idare merkezinin türkiye'de olması hâlinde türk hukuku uygulanabilir denmiştir. tâbiiyetin belirlenmesi ile ehliyete uygulanacak hukukun belirlenmesi farklı şeylerdir. tâbiiyete ilişkin kurallar sadece tüzel kişinin yerli mi yabancı mı olduğunu belirler. yabancıysa hangi devletin uyrukluğunda olduğunu her devlet kendisi kendi hukukuna göre belirler. tüzel kişinin ehliyetinin hangi hukuka göre belirleneceği ise başka bir şeydir. türk hukuku burada anglo-sakson hukukundaki kuruluş yeri sistemini benimsememiş, kıta avrupası hukukundaki merkez yeri sistemini benimsemiştir. burada da alman hukukundaki gibi fiili idare değil, fransız hukukundaki statüsündeki idare merkezini benimsemiştir. ancak fiili idare merkezi türkiye'de ise statüsündeki idare merkezi yurtdışında bile olsa türk hukuku uygulanabilir. yani türk uyruğunda olmasa da ehliyetine türk hukuku uygulanabilecektir. zira statüsündeki merkez yeri yurtdışındadır ve başka ülke hukukuna göre kurulmuş olabilir. bu tek taraflı bir bağlama kuralıdır. ayrıca tüzel kişiliği olmayan mal ve kişi topluluklarının herhangi bir statüsü olmayabilir, bu durumda da fiili idare merkezi hukuku uygulanır. tüzel kişiliğin olup olmadığı, ultra-vires, organları, organlarının içe ve dışa karşı sorumluluğu, ortaklık ilişkileri, tüzel kişinin organizasyonu, amacı, faaliyet konuları,üyelik haklarına ilişkin kağıtların niteliği vs. hep bu hukuka göre belirlenecektir.

    tüzel kişinin ehliyeti konusunda da işlem güvenliği (möhuk m. 9/2) devreye girebilir. yargıtay'ın önüne giren bir uyuşmazlıkta da şirketin türkiye'de imzaladığı bir sözleşmede statüsündeki merkez yeri hukukuna göre ehliyetsiz olmasına rağmen türk hukuku uyarınca şirketin fiil ehliyeti bulunduğundan cihetle sözleşme geçerli tutulmuştur.

    edit: hukuk muhakemeleri kanunu'na göre, tüzel kişinin üyelik ilişkilerinden doğan ihtilaflarda tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. merkezleri türkiye'de bulunan tüzel kişiler için bu yetki kuralının münhasır yetki niteliğinde olup olmadığı tartışmalıdır.
  • romancı tüzel kişidir. romancı romanın ürettiği bir kurumdur. roman kahramanları birinci ve ikinci tekil kişiler. asıl kişiler belli bir kıvam kazandıktan sonra yaşayacakları, tüzel kişiliğin olanaklarından ve zekasından geçmeye yani süzülmek zorunda olmaya başlar.

    (bkz: tüzel kişilik/@ibisile)
  • türk dil kurumu'na göre tüzel, "hukukla ilgili, hukuksal, hukuki, hükmi" anlamına gelmektedir.
    nişanyan sözlük, etimolojik olarak eski türkçe "tüz" kelimesinden düzmek, düzen olarak türediğini ve "el" ekinin de fransızca çevirisinden geldiğini ifade etmiştir.
    türk hukuku'nda gerçek kişi ve tüzel kişi ayrımı vardır. ancak ilginç olan "gerçek" ifadesinin çok mantıklı olmamasıdır. çünkü gerçeklik "insan" olmakla doğrudan ilgili değildir. alman hukuku'nda gerçek kişi için "natürliche person" yani doğal kişi ifadesi kullanılmaktadır. tüzel kişiler içinse "jüristische person" yani kanuni kişi ya da "hükmi kişi" ifadesi kullanılmıştır.

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap