• bakabilirsiniz, bakmadan da entirimi okuyabilirsiniz:
    http://books.google.com/…c&pg=pa287&dq=typhon bacon

    morritt'e göre ; typhon'un mısır ve çin mitoslarında canavar figürü vardır (j. b. s. morritt, p.15, 1831). j. grant ise mısırlılar'ın sphinx'ini typhon figürünün babası sayar, onu mısır'la ilişkilendirir (j. grant, 2006). banier'a göre de typhon (ya da typhoeus) hikayesinin kökenine dair bilgiler belirsizdir, karanlıktır. yunanlar ve latinler bu hikayenin orjinine dair bilgi sahibi değillerdi, büyük ihtimalle mısırlılar'la yapılan ticaret vasıtasıyla hikayeyi tasarlamışlardır. de sapientia veterum'da bahsedilenin aksine pallas'ın değil de latona'nın intikamı olabilir. yine homeros'a atfedilen bir hymnos'a göre; pallas'ın babası olan jupiter onu juno'nun yardımı olmaksızın kafasından doğurmuştu. hikaye bacon'ın da anlattığı gibi devam etmiştir (a. banier, p.503-504, 1739). yani "...tanrıça toprağa güçlü bir şekilde vurmuş da sarsıntılar içinden korkutucu ve devasa bir canavar olan typhon doğuvermiş. typhon büyütülüp yetiştirilmesi için bir yılana teslim edilmiş, gücü yerine gelince de hiç beklemeden jupiter'e savaş açıvermiş. jupiter'e üstün gelip onu omuzlarında çok uzak ve karanlık bir yere taşımış, ellerindeki ve bacaklarındaki kasları kesip çıkararak, onu çaresiz bırakmış adeta işini bitirmiş; ancak daha sonra mercurius, typhon 'dan kasları çalarak jupiter' e geri götürmüş, böylelikle jupiter canavara saldırabilmek için yeterli güce yeniden kavuşmuş, evvela yıldırımıyla onda yılanların açtığına benzer kanlı bir yara açmış, sonra yığılan, kaçmaya çalışan onu bir dağın altında (aetna'yı onun üzerine atarak) ezmiştir." (f. bacon, de sapientia veterum: "... et postquam violentiae et importunitati ejus aimuissent, terram illa concussit, ex quo motu typhon natus est, monstrum ingcos et horrendum. ule serpenti veluti nutritio datue est, ut ab eo aleretur. nec mora, postquam adolevisset, quin bellum jovi moveret. in eo conflictu jupiter in potestatem gigantis venit, qui illum, in humeros sublatum, in regionem remotam et obscuram transportavit, et concisis nervis et manuum et pedum, et secum abreptis, mancum et mutilatum reliquit. meicurius autem nervos jovis typhoni gufiuratus est")

    hesiodos'a göreyse; typhon, tartarus ile terra 'nın çocuğudur (hesiod. theogonia 825 vd). bir latin şairi olan manilius da ondan bu bilgiyi almıştır. ovidius da typhon'la ilişkilendirilen serpent python 'dan bahsetmiştir (ovid. metamorphoses i.1.v.434). apollodorus ise typhon'un en korkunç canavarlardan biri olduğunu belirtmiş, alevler saçan yüz ağzı ve yüz kafasıyla onu canlandırmış, bu haliyle ondan sadece insanları değil, tanrıları da korkutan bir yaratık olarak bahsetmiştir (a. banier, p.505, 1739) bir söylentiye göreyse; tüyleri diken diken eden, değişik hayvanların seslerini çıkarabilen bir canavardır. zeus tarafından sicilya'da bulunan aetna dağı'na fırlatılmıştır (w.e. dean, p.102, 1837). f. bacon, de augmentis scientiarum ii.'de pan'la olan hikayesinden söz ederken bahseder.

    şimdi buraya kadar anlattıklarım tabi tümüyle typhon hikayesinin nerede nasıl geçtiğine dair genel bir köken araştırmasıdır. aslında benim özellikle üstünde durmak istediğim husus, typhon'un hikayesini "typhon sive rebellis" yani türkçesiyle "typhon ya da isyankar" diyerek modern edebiyata taşıyanlardan olan sir francis bacon'ın tipik rönesans kafa yapısıyla (ki bugün ikinci entiri oluyor bu hususta, diğeri şuydu: #11258273 ) sinekten yağ çıkarmasıdır. söz konusu yararlanma aktivitesine yukarda alıntı yaptığım sapientia veterum adlı eserin ilgili bölümünün ikinci paragrafında rastladım. diyor ki o kafa; "typhon'un hikayesi aslında devletlerdeki kralların başına gelen kimi olaylar ve isyanlarla alakalandırılabilir." ("fabula de fortuna regum varia et rebellionibus, quae in monarchiis quandoque evenire consueverunt, conficta est. ") ben bugün bu hususta girdiğim diğer entiride demiştim ki; "modern kafanın her alanda; siyasette, felsefede, teolojide, bilimde eskiye bakışındaki bu 'işe yararlık' durumu bas bas bağırmakta, bu yüzden adını de sapientia veterum değil de, de sapientia modernitatis olarak düşünüp, ona göre eseri böyle bir gözle okumanızda fayda var." ( #11258273 ) eh typhon'dan yararlanabilmek de mümkün olmuş, typhon'un bir kıskançlık üzerine doğumunu, monarşilerdeki isyancıların, isyan etme sebepleriyle kaynaştırmış ve en nihayetinde o pragmatik kafa şöylesine müthiş bir allüzyona sığınmıştır: "hoşnutsuzluk artar da güçler biraraya gelirse, isyan patlak verir; bu durum hem kralı hem de ayrı ayrı güçleri simgeleyen yüz kafasıyla, yakıp kavurucu alevler püsküren ağzıyla, her tarafı kuşatan özellikle de salgın hastalıklara yol açan yılanlardan oluşmuş kuşaklarıyla, kesip doğrayan demirden elleriyle, yağmacılığa yeltenmiş kartal pençeleriyle, daimi söylentilere sebep olan tüylü vücuduyla, yaydığı dehşetiyle typhon ile sembolleştirilen asileri çarpar." ("...defectione autem viribus coalita, postremo res in apertam rebellionem erumpit; quae, quia infinita mala et regibus et populis infligit, sub dira illa typhonis effigie repraesentatur, in qua centum capita ob divisas potestates, ora flammantia ob incendia, anguium cingula ob pestilentias (praesertim in obsidionibus), manus ferrea e obcœdes, ungues aquilini ob rapinas, corpus plumis contectum ob perpetuos rumores, et nuncios et trepidationes,et hujusmodi.") müthiş değil mi eski çağ'ın baş tanrıça juno 'dan kaynaklanan bir çirkin yeraltı canavarıyla asiliği karşılaştıran bu satırlar?

    buradaki durum tümüyle yeni bir dünyanın, devletlerin egemenliği altında insanın kiliseye egemenliğinin müjdelendiği aydınlık (?) bir zaman diliminin niteliğiyle alakalıdır. dinin egemenliği durağından geçen zaman otobüsünün evvela devlet (örneğin francis bacon'ın, yazılarını elinden düşürmediği niccolo machiavelli'nin, tommaso campanella'nın, thomas morus'un, thomas hobbes'un, john locke'un, james mill'in, hugo grotius'un, jean bodin'in mutlak devlet veyahut mutlak lider üzerine arayışları) daha sonra insan egemenliği durağından geçmesi ve günümüze varması hakikaten de bir bütünlük çerçevesinde incelenebilir, aksi durumda rönesans ve aydınlanma'yı, liberal ekonomi ve siyaset anlayışının dölleyicisi olarak kabul edip, karanlık-aydınlık karşıtlığını orta çağ - yeni çağ olarak belirleyerek, gökten zembille inmiş çağlarda yaşadığımızı sanarak, böyle olmasından da ideolojilerimizin mutlak emirlerini uygulamada kolaylık sağlaması açısından ("ortaçağ karanlığına hayır!" sloganları atanlar güzel bir örnektir buna, bu konuda bkz: #11255947 ) hoşnut olup gözlerimiz bağlı, kulaklarımız tıkalı bir biçimde, ideolojik hayvanlar olarak mefhumlara tecavüzden kendimizi sıyırabiliriz, oysa bu başlıkta incelenen typhon hikayesinin de muazam örneklediği gibi; bir hikayenin çağlar boyunca yaptığı yolculuğun, farklı yüzyıllarda metinlere yansıması, harika bir tarih dersidir. bundan da alınması gereken mesaj bellidir, siz siz olun çağların değerlendirilmesinde asla typhonlaşmayın, zira typhoncu zihinler, hikayede geçtiği gibi kıskançlıktan doğmuş, yersizlik örnekleridirler.

    kaynaklar:

    *bacon, f., de sapientia veterum.
    *banier, a., "the mythology and fables of the ancients explain'd from history, vol. i" a. millar, london 1739.
    *morritt, john bacon s. "preliminary dissertation to the second volume of ancient specimens &c prep. for the society of dilettanti" london 1831.
    *dean, w. e., "mythological fables, in one volume" trans. dryden, pope, congreve, addison and others, new york 1837.
    *grant, j. "the mysteries of all nations: rise and progress of superstition, laws against trials of witches, ancient and modern delusions", kessinger publishing, llc, 2006.

    biraz da görsellik katalım diyorum:

    * http://www.maravot.com/etruscan_mural_typhon2.gif
    * http://hdelboy.club.fr/typhon.jpg
    * http://www.monstrous.com/…sters/pictures/typhon.jpg

    bu da benden:

    * http://img116.imageshack.us/…16/2718/typhon2xr5.jpg
  • yunan söylencelerinde anılan bir canavar. yanardağ tanrısı olarak da tanımlanır. titanlar göktan kovulduktan sonra tanrılara başkaldırır. yüz başlı olduğu, başından alevler saçtığı, gözlerinin ateşle parladığı söylenir. ekhidna'yla birleşerek bi ton canavar yaratır. kimi söylenceler göre; zeus'la savaşıp, onu yenerek vücudunu parçalar ve bir mağaraya gizler. hermes ve pan, zeus'a yardım eder ve onu tekrar diriltirler. zeus'da etna dağı'nı typhon'un üzerine atar. yanardağın püskürttüğü lav ve alevlerin typhon'un öfkesi olduğu söylenir.
  • cerberus'un babası, echidne'nin kocası, mitolojinin en büyük devlerinden biri.
    typhoon kelimesinin oluşmasının sebebi.
  • echidne ile birlikte vahşi hayvanlara dönüşerek ortalıkta terör estirdikleri söylenir. yüzlerce başının olduğu, yıldızlara değecek kadar büyük olduğu, yüzlerce yılan ve aslan sesine bedel sesler çıkardığı rivayet edilir kırlarda bayırlarda.
  • nat geo wild izleyen yazarlaeı gösterir
  • dünya'daki en güçlü zehire sahip yılan buymuş. tek ısırıkta salgıladığı zehir ile 100 kişi ölebilirmiş.
  • titan quest isimli oyunda immortal throne expansion patch'ı yayınlanmadan önceki son boss. patch'den sonra oyun yeni bir haritayla devam eder.

    daha önceden bu tarz oyunlarda tecrübe sahibi iseniz oyunu gayet rahat, zorlanmadan oynarsınız. taa ki bu haşmetli abimize gelene kadar. zira kendisinde her türlü kıllık mevcuttur. orasından burasından ışık atar, life leech, energy drain ile sizi sömürür. kafanıza meteorlar yağdırır.

    o dakikaya kadar rahatça ilerlediğiniz oyunu sizin için kabusa çevirir. close combat takılıyosanız oturup ağlarsınız, ranged bir karakteriniz varsa vur-kaç yaparak şansınızı zorlarsınız.
  • yunan mitolojisindeki gaia’nın bir başka yaratık çocuğudur. tehlikeli rüzgarlara neden olduğu düşünülür ve tayfunun kökenini oluşturur.
  • "öyküye göre: baştanrıça iuno iuppiter’in kızı pallas,athena’yı “kendi başına” doğurmasını kıskanarak kendi başına bir çocuk doğurmak ister. toprağa şiddetle vurur ve oradan bir canavar yani typhon doğar. bir nevi öfkenin ve kıskançlığın oğludur typhon, bu eylemlerine de yansır: büyüyünce iuppiter’e karşı bir isyan / savaş başlatır, iuppiter’in elllerinde ve ayaklarında bulunan sinirleri keser. ancak sonra, hermes sinirleri çalıp typhon’dan, iuppiter’e geri verir. böylece iuppiter yeniden güçlenerek onu etna yanardağına gömer. bacon bu mitolojik öyküden hareketle, bu eserdeki diğer aktarımlarda olduğu gibi, siyasî bir ders çıkarır: ona göre krallar yönettikleri insanların durumunu anlamalı ve gücün esiri olup onların arzularına gözlerini kapamamalı, despot olmamalıdır, aksi halde typhon gibi bir lider çıkar da kralı alaşağı etmeye çalışır, isyan çıkarır."

    https://jimithekewl.com/…-typhoon-ya-da-τῡϕῶν-miti/
hesabın var mı? giriş yap