• lisedeyken bu sinemalara giden bir arkadaş * anlattı da kırdı geçirdi hepimizi.

    mesela dışarıda cüneyt arkın filminin afişi olurmuş, sonra arada porno sahneler girermiş. buna da "araya parça girmek" deniliyormuş. porno film sahneleri de birkaç dakikayı geçmezmiş. "parça girme" olayının hemen öncesinde ekran bir cızırdarmış. bu makinistin içeridekilere "sahne geliyor" uyarısıymış.

    bunlar lise öğrencisi abone olmuşlar tabi manisa'da bu filmleri gösteren sinemaya. "öğrencilerden başka kim geliyordu?" diye sorduk, tahmin ettiğimiz gibi askerlerin geldiğini söyledi. bir de "araya parça" atılınca salondakiler mastürbasyon yaparmış. bizim arkadaş bunu şöyle anlattı: "araya parça girdiğinde salonun her yanından şak şak diye palaska çözülme sesleri gelirdi."

    film arasının hemen öncesinde de makinist filmi yine bir cızırdatıp, "toparlanın" uyarısında bulunurmuş. salonun ışıkları yandığında herkes kollarını bağlamış çok ciddi bir film izliyor havasına girermiş tabi.

    bir de yer gösterici arada bir sıralara ışık tutar ve birisini hallenirken yakalarmış. gözüne ışık tutulan tavşan kimi öyle halvet halindeyken yakalanan zavallıyı da yaka paça dışarı atarlarmış. bu ayinsel seansın rutinlerinden biriymiş bu. hepsi aynı amaç için oraya gelmişlerken, sinemacının sattığı da bu ve bunu da tüm taraflar zaten bilirken, yine de zevahiri kurtarmak babından bu her seferinde yapılırmış. bizim arkadaş neyse ki hiç yakalanmamış, gerçi o sadece seyretmekle yetindiği iddiasında ama inandırıcı değil tabi.
  • bu şahane eserleri gösterime sokan sinemalara girince oturmadan pantolonlarını çıkarıp, bir güzel katlayıp, yan koltuğa bırakan arkadaşlarım vardı benim çocukken. kendi yatak odalarındaymış kadar rahattı pezevenkler. düşünüyorum da ne iğrenç insanlarmışız lan biz ergenkene.
  • ortaokula yeni basladigim donem, bir adet ergenligim ve buyuk bir porno material sorunum var, yani sizin anlayacaginiz damarlarimda dolasan asil kan her firsatta kasiklarima hucum ediyor, pek oyle iyi aile cocugu olmadigim icin, cevremde de benden asagi kalmayacak tipler mevcut. iste bu ara ankara'ya bahar gelmis, havalar isinmis, gunler uzamis ve kizlarin etek boyu kisalmis ve bunlarin hepsi ile beraber icimizdeki kipirtilarda bayagi bir artmis, okulu asalim diyorum, trenle kacak bayindir barajina gider, izmarit felan bulur iceriz, dombili murat diyorki hadi cebeci'ye gidelim, atliyoruz gidiyoruz, kabak kafalarimizi havaya dikmis aval aval yururken birden kosede melek sinemasini goruyoruz, ceplerde kimsenin digerine itiraf etmedigi baba alinteri olan harcliklar, karsimizda uc film birden afisi var, yine bu sisko murat ibnesi:
    - hadi la girelim diyor,
    - yasimiz tutmuyor olm almazlar diyorum,
    - olm biletci ile isikciya birer paket malbus alirsak o is oluyormus, ben abimden duydum diyor,
    - tamam anasini skim diyor pic mucu ben alirim sigaralari,
    sonra paralari ve sigaralari toparlayip biletciye gidiyoruz, adam biyik altindan gulerek veriyor biletleri.
    isikci denilen fenerli adamin arkasindan geciyoruz salona, koltuklara gomulup bekliyoruz once reklamlar cikiyor, sonra yabanci bir film basliyor, ama o kadar kotu bir cekim ki tum film boyunca anlasilabilir tek sahne cikmiyor, neyse nasip ikinciye deyip bekliyoruz, ikinci film bir turk filmi ve adini simdi hatirlayamadigim taninmis bir aktor oynuyor, bu amca aleti cikartip ise baslayinca vay anasini diyorum bu adam battal gazi (bkz: cuneyt arkin) ile beraber kahpe bizanslilarida demekki boyle kovalamis. neyse konuyu sapitmayalim, filmde meme ve got gibi unsurlar bol miktarda olduklarindan bize iyi bir 31 malzemesi cikiyor, arayi bekleyip tuvaletlere yoneliyoruz, saatlerdir koltukta gergin gergin oturmaktan bacaklarim uyustugu icin tuvalet sirasinda en sona kaliyorum, neyse sira geliyor, girip ise koyuluyorum, bu arada bos durmaktansa duvar yazilarini okiyim la diyorum, burada belirtmeden gecemiycem, kendi kendimle diyalog halinde iken boyle yavsakca bir lanli lunlu hitap seklim var nedense, neyse konuyu dagitmayalim fazla, halk kulturu ve edebiyatina karsi asiri bir ilgim var, o yuzden her umumi tuvalet ziyaretinde, duvarlara yazilmis hikayeleri noktasina virgulune kadar okurum, buda bir psikiyatrik vaka olsa gerek.
    - bunu yazan tosun okuyana kosun
    - oglum tosun sen cok toysun koyan sana kosun
    - bu cizgiyi takip et........ duvara bakma mal ayagina isiyon vb. tarzindaki banal sakalarin arasinda o gun hayatimin seyrini degistirecek seyi goruyorum;
    - beni sikmek istersen xx gunu xx saatte burada ol, benim adim hakan uzun boylu kizil sacliyim.
    ulan diyorum bugun xx gunu sonra saate bakiyorum nasini skim aha saatte xx, bir hiz pantolonu toplayip fermuari cekmeyi aklima bile getirmeden tuvalet kabinininden cikiyorum, ama karsimda uzun boylu kizil sacli elemani gormemle merdivenlerden ayaklarim kicima vura, vura mekani terketmem bir oluyor, daha sonra elemanlara ne yalan uydurmustum simdi pek hatirlamiyorum. ama bu olaydan sonra cok uzun bir donem cebeci semtine ugramadim, bugun ise hala sinemada tuvalete gitmem, cok sikisirsam misir kovasina, kola sisesine iserim ama tuvalete asla.
  • bağımlısı olup iki ayda 20 kilo veren insanlar var.
  • lan bu garip ismi bulana ben ne diyeyim! bu ismin o anlama geldiğini bilmeyen beynime ot tıkayayım! az kalsın sinemaya gitme amacıyla değişik ortamlara girecektim sizin yüzünüzden piçler!

    lisedeyim o vakitler. bir gün canım sıkılmış, sinemaları geziyorum. hangi filmler var, neye gidilir, seansları nasılmış bakayım temalı araştırma yapıyorum. ankaralılar bilir, gmk bulvarı üzerinde milyonlarca var bunlardan. neyse sağa sola bakınıp gezerken bir sinema gördüm. öyle büyülü fener tadında değil. bir binanın ikinci, hadi bilemedin üçüncü katı. halbuki normal sinema o tarz bir yerde olur mu? o an uyanmam lazımdı. uyanmadım. hay ben aklıma tüküreyim!

    dedim ucuz bir yere benziyor, hangi filmler vizyonda bir bakayım. binaya adımımı attım... sağ olsunlar girişte hemen sola asmışlar afişleri de fazla içeri girmek zorunda kalmadım. tam net göremiyorum filmleri ama seviniyorum bir de merdiven çıkmayacağım için. geri zekâlıyım yeminle. neyse isimlerine bir bakayım dedim. köpürt beni pakize mi dersin, ıssız adada bir gün mü dersin... ne ararsan, hatta aramadığın şeyler bile var anasını satayım. mavi ekran etkisi azalınca binadan bir kaçışım var. sanırsın az önce düdüklemeye çalıştılar beni de kaçıp kendimi kurtarıyorum nuri alço'dan. çıkarken sağa sola bakıyorum beni izleyen var mı diye bir de. lan yürü, yanlış girmişim tavrı takın çık git işte. ne şüphe çekmeye çalışıyorsun zorla? şansıma tanıdık biri yoktu da rezil olmadım elâleme.

    işte böyle sözlük. çok zor dönemlerden geçtim. başıma bir iş açmadan, sakatlık çıkmadan yine iyi büyüdüm ben bu mallıkla ha.

    tanım mı? çocukluk travmalarımın öznesi, kabuslarımın yegane sebebi, anısının peşimi bırakmadığı deccaldir. kalıbınıza tüküreyim sinema (!) işletmecileri.
  • tekirdağ'da en son atlas sinemasında gösterilen film konsepti.

    https://www.youtube.com/…uf0c0ihfm&feature=youtu.be
  • dışarda kuytu köşelerde kalmış adult filmler veren sinemaların kodlayarak afişe ettiği yazı.
  • ilk gençlik yıllarımda bağımlısı olduğum sinema gösterim konsepti. ikinci filmi belki bir kere görmüş olabilirim ama üçüncüyü gördüğümü hiç hatırlamıyorum ben. ilk filmin yarısında boşalıyordu salon hep.
  • lise zamanlarıma denk gelen sanatsal faaliyettir. kimse yazmamış, sadece benim gittiğim sinemaya mı özeldi bilmiyorum ama seans öncesi yerlere dökülen talaş detayı aklıma geldikçe hala gülerim.

    ayrıca, film arasında gözüne kestirdiklerine eliyle "blowjob" işareti yapan eşcinseller, toplu mastürbasyon esnasında çıkan sesler, filmin ortasında yapılan polis baskınları bu sinemalar ile ilgili en ilginç hatıralarım arasındadır.
hesabın var mı? giriş yap