• vedat türkali'nin yazdığı kara çarşaflı gelin, güneşli bataklık ve analık davası adlı filmlerin senaryolarını içeren kitaptır. sanırım türk sinemasında kitap halinde yayınlanan ilk senaryo, yanılıyor da olabilirim.
  • biri askeri film, kalan ikisi erotik filmler gösteren sinema promosyonu.
    (bkz: yakacık sineması)
  • salaş sinemalarda önce bir karate filmi ardından sıkıntınızı atmak için iki erotik film yayınlanması ve bunların tek bilet fiyatına olması hala kaldı mı acaba o sinemalardan pek göremiyorum ben
  • üc film birden sinemaları günümüzde gecerliligini kaybetse bile bir dönem icin hem karate sever hem de sevi$me sever insanların gözdesi olmu$ bir olu$umdu.

    nice bruce lee ve cicciolina hayranları aynı catı altında, ne sen bana ucan tekme attın ne sen benim üzerime attırdın kavgası etmeden hep birlikte bir bütün icerisinde filmleri seyretmeye muvaffak olmu$lardır.
    bu sinemalarda ilk film büyük usta bruce lee'en gelir ekseriyetle. daha sonra ard arda sevi$me filmleri devreye girer.
    bi keresinde karate filmini yarıda kesip direk porno filme geci$ olmu$ ve bu sinemaseverler arasında tepkiye yol acmı$tı. yer belirtmek gerekirse zafer sinemasında.
  • bazı kızların, hayatımızda üçü bir arada kullanımının artışının sebebi olarak, doğal gelmesinden midir yoksa saflıklarından mıdır anlayamadığım, ne anlama geldiğini bilmedikleri ve sinemaya girene kadar onlara pek bir makul gelen promosyon cümlesi.
    kız arkadaşımın, iki kız arkadaşıyla birlikte hangi filmler varmış diye baktığı ve sadece! vizyon filmleri olmadığı için bilet almamaları bu duruma örnek niteliğindedir*
  • bölgeye, kente göre değişen bir kavram.kimi 2 süper film olur, kimi süper olmasa da 3 film olur.bunları bir başlık altında toplamak anılarımıza zarar verir.ayrıca show tv starlarından emanuelle ayrı justine ayrı değil mi?neyse mevzumuz bu değil elbette.çok saçma çünki.
    uzatmadan mevzuyu anlatıyim.biz ortaokuldayken bizim şehirde de var idi bu sinemadan.hem de şehrin göbeğinde.uzaktan uzaktan afişleri keserdik anca.bazen türk filmleri olurdu hasan değil basan alır, kartal pendik gittik geldik, bu kutu başka kutu gibi yaratıcılık sınırlarını zorlayan film isimleri.biz çok tartıştık bi gün arkadaşla ve arkadaşa: 'olum kentin göbeği, girerken çıkarken bi tanıdık görür, rezil oluruz!' dedim.kerhanacı da nerden öğrendiyse: 'olm ergenlik bu, anlayışla karşılarlar, bunlar bizim ihtiyacımız!' gibi, felsefik bi kalıba sokmaa çalışıyor kendini.bi gün cesaretimizi toplayıp gittik.girdik içeriye, on kişi var yok.bi amca vardı en arkada, kasketli, bi elinde tesbih, bi eli zikinde, töbe töbe..bi zikine, bi yüzüne baktık, başımızla hafif selamladık hörmeten.neyse ortalara oturduk.eski bi salon, oturaklar tahtadan, döşemeler ahşap.içeride kesif bi koku..ilk film soft, biz ilk filmde fena olduki tuvalete kaçtık.ikinci ve üçüncü film şiddet içeren sahneler vardı.neye uğradığımızı şaşırdık tabi.salondan gıcırtılar ve kemer sesleri ve düğmeli kot pantolonlardan düğme sesleri yükselmeye başladı.biz de işe giriştik utana sıkıla.ulen daha ne olduğunu anlamadan önümüzdeki bir genç delükanlı bize döndü ve:' 31 mi çekiyonuz leeen!çekin çekin!' dedi.ve önüne dönüp, söylemini eyleme döktü.şaşırdık tabi.ama ilginç filmler oluyordu.anlatırsam büyüsü kaçar mı,kaçmaz.bi tanesinde mesela, atv motorun üstünde samanlıkta..zihinlerimiz açıldı tabi..vay be ne düşünceler, fantaziler, dedik.neyse ne.bir rivayete göre bizim havasını teneffüs ettiğimiz salonda garip bi olay vuku bulmuş.arkadaşlar gitmişler bigün, birisini arkaya oturtmuşlar.gerekçesi ise: 'birader sen çok attırıyon, üstümüze başımıza gelmesin!'.çocuk kabul etmiş arkaya oturmuş.ama arkada başka şeyler olmuş tabi..çok amiyane oluyor farkındayım.ama mühim mesele.uzadı da.toparlarsak, arkaya oturtulan arkadaş, yani tanımlamamıza tıpatıp uyuyor, arkadaş olmanın, arkada olmanın hakkını, öndeki arkadaşının kafasına bir güzel vangogh sarısı, sarı mercedesi, ne bileyim balkız..değişiyor işler işte.ama yakın tarihte önemli bir şeysi var bu sinemaların.
hesabın var mı? giriş yap