• satın aldığıma pişman olduğum "klasik" kitaplardan biri. eser sözcüğünü özellikle kullanmadım. tam bir erkek adlı öyküyü umut sarıkaya çizdiğinde saçma bulmuştum meğerse gerçekten böyle bir öykü varmış ve klasikler arasında sayılıyormuş. sanırım durum yüz yıl önce okuma yazma bilen sayısının az olmasıyla ilgili.
  • miguel de unamuno'e ait kısa öykülerden oluşan, ispanyol edebiyatına ait klasik bir esermiş. kendi adıma "vaovv ne kitap" dememe sebep olmadı: fakat okuduğum içinde, pişmanlık duymadım. kitaptaki en beğendiğim alıntıysa budur;

    ve her insan, içinde temel yedi erdemi ve karşıtı yedi erdemsizliği taşır: kendini beğenmiştir ve alçakgönüllüdür, obur ve kanaatkârdır, kösnül ve edeplidir, kıskanç ve iyilikseverdir, cimri ve eli açıktır, tembel ve çalışkandır, öfkeli ve acı çekendir. ve kendisinden diktatör de köle de, katil de aziz de, kabil de habil de yaratır.

    hey sen, sendeki hangi çiçeğin tohumuna su veriyorsun?
  • miguel de unamuno'nun bir kitabı. tanıtımı şöyle:

    laín entralgo'nun "ispanyol bilincinin ve kişiliğinin uyanışı" biçiminde nitelediği "98 kuşağı" yazarlarından miguel de unamuno (1864-1936) madrid complutense üniversitesi'nde felsefe doktorasını tamamladıktan sonra atandığı salamanca üniversitesi'nde ders verirken bir yandan da deneme ve makalelerini yayımlamaya başladı. yönetim karşıtı yazıları yüzünden işine son verildi ve fuerteventura adası'na sürüldü. ancak 1931'de cumhuriyet'in kuruluşuyla aynı üniversiteye rektör olarak atandı.

    unamuno'ya göre makineleşme insanı kişiliksizleştirmiştir, teknolojinin girmediği bir evren arar; uygarlığa karşıdır. iç konuşmaları james joyce'dan daha önce kullanmıştır.
    kimi zaman da kişiler, yazar ve okuyucu karşılıklı konuşur ve tartışırlar. unamuno roman bilimselliği ile alay eder, yazınsal yapıtların yazarın belli başlı önsezilerini açıklamak için birer araç olduklarını ileri sürer. kimi yapıtlarında ölümsüzlük özlemi ağır basar, kimi zaman tanrı'ya başkaldırır, kimi zaman da yazgıya boyun eğer. tüm eserlerinde zengin ve özenli bir dil kullanır; kaba, çirkin sözcükleri ancak deli dolu kişilerine söyleterek kusursuz bir denge tutturmuştur.
  • hafif bir dili var miguel de unamuno'nun rahatlıkla okunabiliyor kısa da bir kitap olduğunu belirteyim bunun yanı sıra öyküler de birbiriyle tutarlı olarak bir tema üzerine yoğunlaşmış: ele geçirilmiş bir adamın yönetimi.

    1. önsöz
    daha çok nivola tanımını anlatmaya çalışmış yazar.

    2. iki anne
    çocuğu olmayan raquel, don juan'ı gazlayarak onu başkasından onun için bir çocuk sahibi olmaya zorlar olaylar gelişir.

    3. lumbrìa markisi
    marki'si fakir iç güveyinin edindiği bir paşazade olarak düşünebilirsiniz. (bkz: gerçek tosun paşa benim)
    bu öyküde başka ayrıntı verirsem tadı kaçabilir.

    4. tam bir erkek
    bu hikaye sanırım kitabın en beğendiğim ve en ayrıntılı bölümüydü. batmakta olan bir adamın tek sermayesi olan dünyalar güzeli kızını namı diğer ispanyolca başlık parasıyla birine vermesiyle başlayan hikaye sonrasında gelişen olaylar.

    velhasıl aslında bu kitabın genel havasında yapışık duran "zavallı" sıfatı beni irite etti. okuduğum bu kitap unamuno hakkında pek fazla bir yargı oluşturmadı diyebilirim. sadece biraz zaman geçtikten sonra bir kez daha ama bu kez daha bilindik olan kitaplarıyla şans vermek istiyorum yazara.
  • "evet bu da bir öykü, yani bir novela ama -bakın bu noktada anlaşalım- bir nivola değil; bu bir novela." miguel de unamuno - üç örnek öykü ve bir önsöz

    "yani, birinin gerçekte olduğu kişi, olduğunu sandığı kişi ve başkasının onu sandığı kişi."

    "var olmamayı isteyen kişi, bunu var olarak ister."

    "işin doğrusu şu ki, her insan yedi erdemi ve karşıtı olan yedi temel günahı kendi içinde barındırır: hem kibirli hem alçakgönüllüdür, hem obur hem kanaatkardır, hem şehvetli hem iffetlidir, hem kıskanç hem merhametlidir, hem cimri hem cömerttir, hem tembel hem çalışkandır, hem huysuz hem cefakardır."

    "ya da belki kısır bir rahmin ortasındadır*..."

    "onun beni görmesini görmek için! beni nasıl gördüğünü görmek için!"

    ["demek beni sattın bile, öyle mi?"
    "hayır, o bizi satın aldı."] miguel de unamuno - üç örnek öykü ve bir önsöz
  • güzel, akıcı bir dil ancak bu kitaptaki öyküleri beni çok sarmadı açıkçası. miguel de unamuno'nun okuduğum ilk kitabıydı, bir iki şans daha veririm büyük ihtimalle.

    --- spoiler ---

    özellikle ilk iki hikayede kadınların biraz daha korkunç bir profilde çizilmesi, buna karşın erkeklerin sus pus tüm her şeye boyun eğiyor olması bi hoşuma gitmedi.

    --- spoiler ---
  • hayatın trajik duygusu* sonrasında okuduğum ikinci kitabı ve rahatlıkla söyleyebilirim ki unamuno, yazarlıktansa, düşünce alanında daha başarılı. üç hikayesine, kendi deyimiyle romancığına, yazdığı önsöz başlıbaşına vardığım bu sonucu destekler nitelikte. önsözde geçen, "biri olmayı istememek" ve "biri olmamayı istemek" arasındaki farkı anlattığı bölüm üzerinde düşünmek güzeldi.
    diğer yandan, kurgu karakterlerin ve hikayelerinin pek öne çıkan bir özelliği yoktu. bu noktada onun sorusunu duyar gibiyim "kurgu nedir? gerçek nedir?" onun fikirleriyle açarsam, karakterleri, benim içimde yeni karakterlerin oluşmasına * yol açmadı.
    son hikaye hariç. alejandro gomez benzersiz ve gizemli bir karakter. keşke finaldeki dram onun da tüm büyüsünü bozmasaydı.
    onun önsözde eleştirdiği gibi bir yorum olsa da bu şekilde düşünüyorum. okunmasa bir şey kaybedilecek bir kitap değil. sis ve günlükler'inde daha iyisini bulmayı umuyorum.
hesabın var mı? giriş yap