• defalarca paraşütle atlamış, serbest düşüşün keyfini dibine kadar yaşamış biri olarak neden mümkün olmadığını bir kaç maddeyle yazayım.

    - en basitinden emniyetli bir atlayış için paraşütü doğru kuşanmanız lazım. bunun için de 5-7 dakika arası zamana ve etrafınızda o paraşütü sağlıklı bir şekilde kuşanabilmek için yeterli boş alana ihtiyacınız var. (boş alan, 1,5 metre yarıçaplı bir daire gibi düşünülebilir.) bu alanı uçakta nereden bulacaksınız?

    - diyelim ki yeterli zamanınız ve paraşütü kuşanacak fiziksel imkanlarınız oldu ve tüm yolcular paraşütlerini kuşanıp hazır bekliyorlar. basınçlı kabinin kapısını açtığınızda oluşacak vakum etkisinde ne yapacaksınız? ben söyleyeyim; kuvvetle muhtemeldir ki bir yandan tutunmaya çalışacak, bir yandan başka insanlara çarparak onları yaralayacak ve/veya öldüreceksiniz. sağlıklı bir şekilde uçağı terk etmenin yolu nedir?

    - uçağı sağlıklı bir şekilde terk eden(!) ve paraşütlerini nizami kuşanmış(!) bireyler serbest düşüş sevk ve idaresini nasıl yapacaklar? paraşütlerini nasıl açacaklar?

    - paraşütlerini mucize eseri açabilenler sağlıklı bir şekilde nereye ve nasıl inecekler? (uçağın kalkışı veya inişi anında kaza olduysa zaten paraşütü açacak zaman yok. uçak 33000 feet yüksekte ve 800 km/h hızla seyrederken uçaktan atlarsanız hangi ıssızlığa düşeceksiniz ve 10 binlerce kilometre çapa ulaşan kaza alanında nasıl bulunacaksınız? tam kurtuldum derken kurda kuşa yem olmak, dağ başında açlıktan ölmek var)
  • saçmalık olmayan durum.

    paraşütle atlamanın başarılı olması için atlayanların belli bir eğitimi almış olması, uçağın hızının ve pozisyonunun stabil olması, uçaktan çıkış noktalarının doğru şekilde konumlandırılmış olması ve nefes alınabilecek irtifada veya uygun nefes alma techizatına sahip olunması gerekmekte.

    yolcu uçaklarının ortalama seyir irtifalarına baktığınızda yaklaşık 25-35 bin feet yani 9-11 bin metre arasında olduğunu görürsünüz. bu seviyelerde yapılacak atlayışlar (askeri terminolojide halo/haho teknikleri olarak da geçer) özel donanımlarınız yoksa (nefes alabilmek için maske, paraşüt, kıyafet vb.) direkt ölüm demek. bir de paraşütler nasıl olacak, her atlayan kendisi mi açacak yoksa uçağa sabitlenmiş demire halka takıp sırası gelen mi aşağıya hoop atlayacak ve paraşüt öyle mi açılacak çok derin teknik meseleler. zaten iniş-kalkışta olan kazalarda hiç şansınız yok, paraşüt maraşüt derken yerde oluyorsunuz anında.

    ayrıca uçağın sürati de önemli. yolcu uçaklarının yandan açılan kapıları olduğundan daha siz kapıyı açar açmaz basınç düşmesine bağlı emme kabindeki herkesi dışarı çeker. ayrıca sürat nedeniyle siz yandan atlar atlamaz hemen aşağı düşemez eğer önden atlarsanız doğrudan kanada, kanat arkasından atlarsanız doğrudan yatay stablizeye çarparsınız. önden atlayanlar bonus olarak motora kaçıp kebap olabilir. ondan gayrı uçakta, yandan açılan kapı gibi geniş aralıklardan ötürü aşırı yapısal zorlanmaya maruz kalınması ve bunun sonucunda gövdede yırtık oluşması tehlikesi başlar. hadi diyelim ki uçağın kuyruğunda bir kapı yaptınız e o zamanda acil durumda olan bir uçağın stabil ve düz tutulması genelde mümkün olamayacağından daha kapıya bile ulaşamadan millet birbirinin üzerine yığılır kalır. unutmayın hedef kitleniz uçak yerde beklerken dahi koridorda birbirine yol vermeyen benciller, kendi boyundaki çantaları başüstü dolaba koymaya çalışan ve bu yüzden arkalarındaki 50 tane adamı bekletmeyi hak gören öğrenci ablalar, uçak havadayken o boş koridorda dahi tuvalete doğru ilerlerken kolunuza, kafanıza sürekli erkek berberi gibi sürttüre sürttüre gidebilen insanlardır. düşme anındaki panikte kim kime nasıl izin verecek de düzen sağlanıp herkes paraşütle atlayacak? daha yaşlı teyzelere, emekli albay amcalara gelemedim bak...

    hadi gelelim o amcalara, teyzelere. o teyzelere, amcalara, 100 liralık biletiyle uçağı satın aldığını zanneden dangozlara, en ufak sarsıntıda "ay düşüyoruz!" diye paniğe bağlayan tiplere, prens ve premses yetiştiren aşırı hassas ailelere, uçağa biner binmez su, çay, bira diye hostese sipariş vermeye başlayan aşırı susamışlara, güvenlik anonsunu kabin görevlilerinin kendi sağlıkları için yaptıkları bir cimnastik hareketleri bütünü sanan aşırı esprili tiplere paraşüt dağıtacak, o paraşütün açma halkalarını acil durumda ayağa kalkıp tavandaki sabit demire takmalarını anlatacak ve acil durumda bu işlemin gayet sakin ve panik olmadan uygulanmasını bekleyeceksiniz! ahahahahaha... boşverin bu fantazi işleri. uçuk fikirleri olan arkadaşları alternatif tanzim satış projeleri başlıklarında görmek isteriz.

    şu kabini komple fırlatma fikri bile daha mantıklı. veya her yolcuya ejection seat bile tahsis edilebilir. yalnız ejection seat yapacaksak klasik yukarı doğru fırlatma yerine focke wulf ta-154 moskito'daki gibi aşağı doğru bir fırlatma olmalı ki roket motorunun sıcaklığından yanımızdaki adam etkilenmesin. gerçi bu durumda ejection seat kumandasını kim verecek sorusunu ciddi düşünmemiz lazım? aşırı hassas ailelerimizin pens-premseslerinin veya ağır komik memleket insanımızın bir muzipliği ile her an karşılaşabiliriz.
  • 10 bin metre irtifada uçağın kapısını açmayı düşünen paraşütçü komandoları görmemizi sağlamıştır. yapma bayılırsın.
  • aklıma bu sahneyi getiren başlık. tabi siz "uçakta boş boş öleceğime , paraşütte ölürüm" diyenlerdenseniz güzel bir seçenek.
  • uçakta tuvalet kapısını açamayan çoğunluğa kriz anında paraşüt kullandırmak çoh süper mantıklı..
  • görüyorum ve artırıyorum. yolcu koltukları fırlatma koltuğu şeklinde olsun. bilye gibi saçılsın yolcular. havai fişek gibi sağa sola uçsun tüm dedeler, nineler, bebeler...

    ne kadar saçma adamlarsınız ya. o uçağın süzülüp inme ihtimali, senin uçaktan atlayıp kurtulma ihtimalinden fazla. uygun kiyafetin var mı? yok. paraşüt açmayı, yönlendirmeyi, nereye ineceğini, beş nokta taklasını vs. biliyor musun? tabiki hayır. dengesizin birinin en ufak tereddütte atlamayacağının garantisi var mı? çoluk çocuk genç yaşlı tüm yolcuların atlayabileceğini gerçekten aklın kesiyor yani. vallahi pes. senin aklına gelen başka kimsenin aklına gelmedi ve mevcut uygulamaların hepsi çok saçma zaten değil mi? ergen gerisi sefil seni...
  • olsa atlayabilecek sanki aq
  • 11 milyon seferde bir düşme oranı olan uçağa bindiysen fazla da zorlamanın anlamı yok. efendi gibi öl.

    tanım: fizik kanunlarının izin vermediği saçmalık.
  • motor x 2 (20000ft civarinda irtifada teki ile min 60 dk, max 285dk ucuyor bazı hayvanlar)
    ucus kontrol bilgisayalari (3 primary-2 secondary, bir tanesi yetiyor)
    hidrolik (genelde 3 sistem olup, bunlardan 3 ü de motorlardan, 1 i de rat dan beslenir, biri yetiyor)
    yakit pompalari (her motoru 1 i yedek 3 er tane besler, bir tanesi yeter, hadi hepsi mokoko ise yer cekimi ile isini görür)
    fren sistemleri (1 normal, 1 alternatif, bir de 7 atimlik akumulatorun olur, 7 atimlik akumulatoru dogru kullanirsan biri bile yeter)
    elektrik sistemleri (3 normal, bir de acil durum jeneratoru olur, o de mokoko ise batarya seni temizinden 30 dk goturur)
    inis takimi (2 kontrolore sahip normal sisteme ek yer cekimiyle indilebilir)
    kontrol yuzeyleri (nerdeyse hepsi 3 er hidrolikten beslenir, 1 i normal 2 actuator e baglidir, biri yeter. aileronun cortlarsa roll spoiler, elevatorun cortlarsa trim ile bile ucar alet)
    vb
    vb

    kısaca ucakta her seyden ikiser ucer tane var, cok kafaya takma sen o isi.

    ek olarak 1930lardan beri ucak ureten firmalarin da bir bildigi olsa gerek. 11 milyonda 1 ihtimalle olacak kaza icin her koltuk altina 8-10 kg lık parasut, yolcularin hizla/rahatca atlayabilecegi genis kapi vs falan filan hani.

    tahmini 365x10 günde 1 olabilecek deprem icin evinde deprem cantan var mi peki ?
  • (bkz: dikey iniş-kalkış)

    işin sırrı buradadır...

    uçaklar dikey iniş kalkış yapamazlar...

    hızla yatay giden bir kütlede paraşüt sadece hızı yavaşlatır, darbeyi sönümleyemez...
hesabın var mı? giriş yap