• şöyle bir bakkal hesabı yapalım.

    asgari ücret miktarında geliri olan biri için sağlık primi olarak 100 lira civarında bir para ödeniyor her ay devlete.

    kurumlardaki resmi rakama göre bir reçetenin devlete ortalama maliyeti 40 lira imiş. ben çalışan olarak bunu yüzde 20'si olan 8 lirayı ödeyeceğim. yanında da (güncellenecek rakamlara göre) 10 lira gibi de bir muayene katılım ücreti. etti 18. tabii bu aldığım her ilacı sgk tamamen öderse. yani ilaçların parasının yarısını peşinen verdim. (esasında muayene katılım ücreti ilaç için alınmıyor tabii ama bunu finanse etmek için kullanılıyor.)

    yine rakamlar muayene için başvuru sayımızın ortalama 6 olduğunu gösteriyor yıllık. bu rakamlardan gidersek yıllık ilaç maliyetim 40*6=240 lira. (oecd kaynaklarına göre de 133 dolarmış yıllık. birbiriyle örtüşüyor.)
    her seferinde 18*6=118 lirasını cebimden verdim. yılda da 1200 lira sağlık primi ödedim.

    ve ben sigortalıyım öyle mi?!

    burada ortalama rakamlardan gittim. elbette ağır bir hastalık bir kişiye çok maliyetli olur. en basit ameliyat bile. ama zaten burada sigortalı olmanın anlamı yok demek istemiyorum. bugün biz bayağı ilacı paramızla alıyoruz işte. ve bugün daha işin başındayız. henüz ağrı kesiciler ödemeden çıkarılmadı, devlet hastaneleri özelleşmedi, sgk özel sigorta şirketlerine devredilmedi. yani yarın bu rakamlar katlanarak çıkacak cebimizden.

    velhasılı kapitalizmin beşiği abd'nin bile bir yerinden geri dönmeye çalıştığı modele götürülüyoruz koşar adım. sağlık hakkımızdan başka daha temel neyimiz var ki sessiz kalıyoruz?
  • kullanamadığım haktır.

    az önce doktor babamın ameliyatı için eğer yan sanayi kalitesiz malzeme kullanırsak ücretsiz, ithal malzeme kullanırsak ücretli (2.500 tl) ameliyat olacağını söyledi ve biz de arabamıza bile yan sanayi ayna dahi taktırmazken kendi canımıza kalitesiz yan sanayi malzeme kullanılmasına göz yummadık.

    bu bit kısmı tabi bunun dışında serviste 20 oda var bunlardan sadece 1 tanesi ücretsiz bu oda da 30 metre karede 6 kişi kalıyor herkes iç içe bi vaziyette. tabiki hijyenik olmadığı için özel olda istedik günlüğü 40 tl ek ücret talep edildi ona da kabul lan!

    ameliyat zamanı 2 kere ertelendi doktorumuz( güya profesör olduğunu söyleyen şahıs) sebebi ise daha acil hastaların olması tabiki olur dedik insan canı yani bu ama her seferinde isterseniz mesai dışı ücretli de yapabilirim diye reklamını da yaptı ama bu sefer yok hamına diyerek bekledik ve hala beklemekteyim.

    söylenene göre bugun alınacak ameliyata. sesim bir tek burda çıkıyo diğer herkes duymamazlıktan gelip bildiğini okuyo.

    paranız batsın!
  • en temel insan haklarından biri. dünyanın çoğunda var olmaması akıl alır gibi değil. hayattaki en temel hak yaşama hakkıdır. kişi sağlıklı bir şekilde yaşayamayacaksa hayatta olmasının ne anlamı olabilir?

    ücretsiz sağlık hizmeti hakkı her vatandaşa verilmesi gereken haktır. sigortalı ya da sigortasız olması fark etmeksizin. ayrıca buna "ücretsiz" demek bile doğru değil. çünkü her vatandaş vergi öderken zaten en temel hak olan yaşama hakkı için sağlık hizmetlerinden ücret ödemeden yararlanma hakkını elde etmiş olmalı.

    devlet kurumu kendisinin varlığının devam etmesini sağlayan ve ona vergi ödeyen herkesin herhangi bir ücret ödemeden gidip tedavi olmasını ve ilaç almasını sağlamalıdır. kişi her tedaviyi ve doktorların gerek gördüğü her ilacı hiçbir ücret ödemeden alabilmelidir. bunu tekrar etmeye ve bu hakkı talep etmeye gerek dahi olmamalı aslında.

    herkes gidip tam sağlık muayenesi yaptırabilmeli, en riskli ve en zor ameliyatları dahi rahatça olabilmelidir. beynindeki çok riskli bir noktada tümör olan biri hayatta sağlıklı kalabilmek için gidip milyon lira karşılığında ünlü bir cerraha ameliyat olmak zorunda kalmamalı; toplumun çoğunluğu zaten bu maddi güce sahip değil.

    psikolojik sorunlar yaşayan vatandaşlar birkaç gün içinde randevusu ile gidip psikolog ile bir saat, rahat bir ortamda terapi yapabilmelidir (bu kapasiteyi sağlayacak şekilde kurumlarını donatmak ve yetkin kişileri yetiştirmek devletin görevidir).

    devletin sağlık kurumları, kuruluşları ve çalışanları yetkin şekilde çoğaltılmalı, nüfus ile, yoğunluk ile uyumlu hale getirilmeli, buralarda çalışan kişiler güvenlik altında olmalı, rahat çalışma koşulları içinde olmalı.

    dişi ağrıyan biri birkaç gün içinde randevusuyla beraber gidip gerekli görülürse dolgusunu ücretsiz şekilde yaptırabilmeli, bunu son yaptırışının üzerinden yeterli zaman geçmişse ve doktor onay veriyorsa randevusunu alıp dişlerini temizletip beyazlatabilmeli.

    çok zor ve de ilaçları pahalı olan bir hastalığa yakalanan biri ücretsiz şekilde, doktorun reçete yazdığı ilaçlarını temin edebilmeli.

    bunlar olması gereken en temel şeyler. her vatandaş vergi ödeyerek yaşıyor ve dolayısıyla ücretsiz sağlık hizmeti hakkını hak ediyor. kimsenin yaşayıp yaşamayacağı, sağlık açısından ne kadar konforlu bir yaşam sürebileceği onun ne kadar paraya sahip olduğuna ya da sigortalı bir işte çalışıp çalışmadığına bağlı olmamalı.

    eğer devlet kurumu bu hakkın maddi boyutunu kaldırabilecek şekilde yapılanamıyorsa çeksin gitsin!

    gerçekleşmesi gerektiğini düşündüğüm bir başka ideal için: bireysel silahlanma yasaklansın kampanyası
  • sadece suriyelilere tanınan hak.

    kaynak

    türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına paran varsa tedavi var, deniyor.
  • herkes için istendiği takdirde hapiste aylarca yargısız tutuklu kalmanıza neden olabilecek haktır. bkz. parasız eğitim isteyen öğrenciler
  • ancak bedelini ödediğinde kıymet veren/bilen insanlar için uygun değil bu sistem.
  • ortadogulu kacak comar bir islamci artigi degilseniz olmayan haktir…
  • saçmalığın daniskasıdır. hem sağlık hizmeti kalitesini düşürür, hem de üretimi azaltır.

    sağlıklı toplum ücretsiz sağlık hizmeti ile olmaz. pro-aktif çözümlerle olur. toplumu hasta eden faktörleri ortadan kaldırarak olur.

    geri kalan tüm süreçler ücretli olmalı ve sağlam bir özel sigorta sistemi ile desteklenmelidir. hele ki zerre hak etmeyen bir topluma asla verilmemesi gereken bir haktır. çalışan, usüle uygun kazanç sağlayan bireyin sırtına yük vurmaktır.

    bir an önce tüm sağlık sistemi özelleştirilmelidir! o hasta garantisi verilen ama içi boş hastaneler, özel hastanelere kiralanmalıdır!
  • kamu hizmetine hakim olan ilkeler bahsinde bedelsizlik ilkesiyle ilişkili 'ideal'dir.

    türk idare hukuku teorisinde bedelsizlik ilkesi tam bir bedelsizliği ifade etmek zorunda değildir. düşük bir bedel karşılığında görülen hizmetler de bedelsizlik ilkesine aykırı değildir. bu nedenle ilaçlar yahut tedavi için ödenecek bütüne göre cüzi meblağlar bedelsizlik ilkesine halel getirmez.

    peki, 'biz istersek' bedelsizlik tam bir bedelsizlik olamaz mı? olur. nihayetinde teoridir, realitedir, değişir gider...
hesabın var mı? giriş yap