• richard carlson’ın, sonlarına doğru bir başlık altında "kendine vakit ayıramamaktan şikayetçi olan bir hastam, bebeğine bakıcı bularak kendine vakit ayırmaya başlamıştı. demek istediğim, siz de isterseniz kendinize vakit ayırmanın bir yolunu bulursunuz.” minvalinde burjuva ötesi bir nasihatte bulunduğu, okumayarak kendinize vakit ayırabileceğiniz kitabı. okudum ve kendime bu ufak şeyi dert ettim.
  • “her gün bir bölümünü okusam delirmekten kurtulurum belki” diye düşünerek 2 hafta önce aldığım kitap.

    gerçekten aldığımdan beri her gün bir bölümünü okudum (kişisel gelişim kitaplarında süreklilik sağlayamıyorum), 15. “ufak şey”e geldim. 15 bölüm sonunda şunu fark ettim: benim hayatım zaten bu telkinlerin hemen hemen hepsini telkinsiz uyguladığım için boka sarmış vaziyette.

    susup dinlemek, sabretmek, karşı tarafın haklı olmasına izin vermek, suçsuzken özür dilemek, barışmak için ilk adımı atmak... sayın yazar bunları yaparak tam olarak hangi gezegende “huzurlu” olmamızı bekliyor bilmiyorum; ama ben halihazırda bu anlattığı insan olduğum için huzurum sömürüldü zaten. çünkü insanların gözünde bu hareketlerin hepsi aptallık, bunları yapan da duygusal açıdan yolunacak kaz.

    daha bir sürü bölüm var, bıdık bıdık okumaya devam edicem; ama böyle giderse acilen buna diss niyetine bir şeyler yazılması gerektiği sonucuna varıcam.
  • ufak dertleri şeyetmeyin

    şeklinde gelir bu nasihat genelde.
  • evin bir köşesinde eski bir baskısını bulup okumaya başladığım kitap. şu sıralar yaşadığım endişe ataklarına iyi gelebileceğine inanıyorum. kitaptaki bölümler kısa kısa yazılmış, üzerine düşünüp hayatınıza uygulamak sizin elinizde. bir kişisel gelişim kitabı olarak değil de endişelerimizle ilgili yol gösterici bir kitap olarak değerlendirilebilir.
  • meseleleri mesele etmezseniz mesele olmaz der büyük baba!
  • annemin bana sürekli tekrarladığı söz öbeği. bunu uygulamak kesinlikle söylemekten zordur.
hesabın var mı? giriş yap