bosman kuralıyla ilgili yaşanan kafa karışıklığına katkıda bulunan medya üyesi.
bosman kuralı, sözleşmesi sona eren sporcunun istediği takıma imza atabilmesi hakkını elde ettiği aihm kararıdır. yaşı yetmeyenler hatırlamaz, eskiden sözleşmesi biten oyuncunun kaderi oynadığı kulübün elinde olur, belli bir meblağı verdiği takdirde sözleşmesini uzatabilir, istemezse de transfer listesine koyardı. eğer kendisine alıcı çıkmazsa transfer listesine konduğu bedel üzerinden hesaplanan yıllık ücretle sözleşmesi otomatik olarak uzardı. işte aihm, bu kararı insan haklarına aykırı buldu ve bosman kuralı geldi. tahmin edileceği üzere aihm'in, oyuncuların sözleşmelerinin bitmesine 1 ay, 6 ay ya da 1 yıl, 5 yıl kala istedikleri yere imza atabilmeleriyle ilgisi yoktur. bu, fifa'nın işidir. fifa, uzun vadeli plan yapabilmeleri için oyunculara böyle bir imkan verilmesini tavsiye ediyor ancak nihai kararı ülke federasyonlarına bırakıyor. uğur karakullukçu burayı iyi okusun
*, bosman kuralının uygulanmasını ülke federasyonlarına bırakmıyor, oyuncuların serbest görüşme hakkının ne zaman başlayacağını bırakıyor. zaten ülke olarak bosman kuralını eksik veya yarım uygulama şansımız yok; çünkü aihm kararları -her ne kadar son dönemde suyu çıksa da- tc devleti için bağlayıcıdır.
tabi tff'nin şaibe yaratacağı için 6 ay önceden imza attırma imkanını vermemesini, türk kulüplerini yabancı kulüplere karşı dezavantajlı konuma ittiğini söyleyerek eleştirmek makul. bu konuda bir sıkıntı yok ancak oğulcan transferinin bu konuyla da pek ilgisi yok gibi duruyor. yani türkiye'de 6 ay önceden imza attırılabilseydi de bu transfer bu davanın konusu olacaktı, mesele kulübün elindeki sözleşme uzatma opsiyonuyla ilgili zira.
hepsini geçtim, sanki kulüpler 'gayriresmi' yollarla oyuncularla iletişime geçemiyormuş gibi sızlanmaları da çok samimi gelmiyor bana. fm oynarken ali akmanları ocak ayında elin ispanyoluna kaptırmak benim de sinirimi bozuyor ama gerçek hayatta bu o kadar da büyük bir problem teşkil etmiyor bana kalırsa. yine de şeffaflıkta fayda var tabi, o ayrı.