• 4 yıllık marmara üniversitesi türkçe iktsat bölümü öğrencisi için bölüm sonu canavarı gibi olan hoca.
  • demin biyerlerde kim jong-il'le ilgili birşeyler görmüştüm. nedense aklıma birden bu eski hocam geldi.* karikatür gibi adamdı valla. gözlüklerinin altından faltaşı gibi açıp neredeyse kırpmadığı gözleri, sürekli çatık kaşları, damarları patlayacakmış gibi çıkmış saçsız kafası ile özellikle umut sarıkaya karikatürlerindeki sinirli adam profiline tam olarak uyuyordu. hiç yüzü gülmezdi, gülen adamı da sevmezdi. "benim yüzüm 10 senedir hiç gülmedi" lafını unutmam.

    2005'te türkiye ekonomisi dersi almıştım kendisinden. sınav stratejisi ile milletin az ahını almamıştı. vizeye girerdiniz, "oh çok iyi geçti, 100 alırım" der, sınavlar açıklanıp 20 aldığınızı görünce pek de güzel göt olurdunuz. büte bırakma hobisi de vardı bizim zamanımızda. ders geçme notu da herkesin fiks 51'di. nice bölüm birincilerinin ortalamalarını aşağı çekmesi ayrı bir özelliğiydi. finallerinde 70-80 olan sınıf nüfusu 150'lere ulaşıyordu. kendisi, o zamanlar siyasi görüşlerinden dolayı profesor yapılmadığından şikayet ederdi. kim bilir, belki de her sene bıraktığı onlarca öğrencinin şikayetlerinden dolayıdır. okula anasıyla babasıyla gelip hocasına yalvaran öğrencileri bile duymuştuk yani, durum o kadar vahimdi.

    hikaye anlatacaktım bak unutuyordum az daha. bizim sınıfta inek diyebileceğimiz bir arkadaş derslerde not alır, bir de hocaların konuşmalarını kaydederdi evde tekrar dinlemek için.* neyse bu arkadaşın kayıt cihazını birgün derste görmüş ve almıştı. neredeyse cinnet geçiriyordu. "sen benim ses kaydımı alamazsın... senin buna hakkın yok, izin vermem... sana dava açacağım!" şeklinde cümlelerde onun ve onun nezdinde hepimizin -abartmıyorum- 1 blok ders boyunca ağzımızın ortasına etmişti. sınıfımızda gözleri görmeyen bir arkadaş vardı bir de. ve bu arkadaşımız da bütün dersleri ses kaydına alır öyle takip ederdi. işte bu fırça kayma seansımızda "o arkadaşınıza bile izin vermedim ben" diye neredeyse bunu bir marifetmiş gibi anlatmasıyla kendisine olan hislerimizi iyice körüklemişti.

    sonuçta kendisi hayatımda gördüğüm en enteresan insanlardan biriydi. tamamen dışa kapalı bi tipti. kim jong-il'le alakayı buradan kurmuş olabilirim belki.*
  • amerikaya karşı olan duyguları öğrencileri tarafından çok iyi bilinen ve 14 haziran tarihli finalinin sonunda 'başarılar' kelimesinin altına adının baş harflerini yazan hoca..u.s.a.
    hayatın garip bi cilvesi işte..
  • bahçelievler kampüsünde, %70 devam zorunluluğunu lafta bırakmayan tek hocaydı. finale almam der, illa ki dersin olduğu gün amfileri tıklım tıkış doldururdu.
    günlerden bir gün, amfi kalabalık, bir uğultu ki dayanılmaz, sesi duyulmuyor, not almak isteyenler perişan, almayanlar sıkıntıdan patır patır patlıyor. bu arada yoklama kağıdı dönüyor, herkes imzalıyor. sonunda gürültüye dayanamayıp gürledi. "dinlemeyenler çıksın!"
    o gün amfide 200 kişi varsa, bunların 150si çıktı, hiç abartmıyorum. biz çıkmadık, çünkü dersin bitmesine az kalmıştı ve bu adamın sağı solu belli olmuyordu, neler olacağını merak ediyorduk.
    "tamam mı? daha çıkacak olan var mı?" diye yeniden gürledi.
    sınıfta çıt yok. yoklama kağıtlarını istedi, verdiler. çatır çutur yırttı sınıfın önünde, ve
    "yeni yoklama başlatın." dedi.

    o günden sonra, sene sonuna kadar dersler tıklım tıkış ve oldukça sessiz geçti. herkesin ödünü patlattı bu adam. mezun olduktan sonra, yüksek lisansa başvuracak olanlar çekine çekine gitti odasına, "hocam işte bize eee şey lazım; referans mektubu.."

    final için, iki kitabını satın aldırttı ve kitap açık sınav yaptırdı. "aynen geçirmek ayıp olur yahu" diye düşünenler bütünlemeye kaldı.

    arabasının plakası da usa'dır, toyota corolla veya corona, o tip bir şey.
  • benim turkiye ekonomisi dersini verdigim sene kitaplarinin her birine gereksiz ayrintilar ekleyerek sayfa sayisini ve dogal olarak kitap fiyatini iki katina cikarmis ogretim gorevlisidir. harflerin kocamanligi yetmemis demek ki..
  • genel teori'yi nasıl çevirdiğini bilemem ama elimde bulunan "keynes'in genel teorisi üzerine" kitabının çeviri, redaksiyon ve edisyonunda berbat bir performans sergilemiş olan iktisat hocasıdır. editörlükte kendisine katılan gülsüm akalın ve ahmet incekara' ya da selamlarımı iletmek isterim. büyük bir hevesle elime aldığım kitaptan 2. seferdir nefret etmeme sebep oldular.
  • son olarak bir amfi dolusu insanı içerden kapıyı kitleyerek sınıfa hapsetmiş ve yaratıcılıkta sınır tanımadığınıbir kez daha kanıtlamıştır. ikinci öğretimlerin dersinde şalterleri indiren bir gurup öğrencinin bu eylemine karşın -artık göt korkusundan mı bilemediğimiz bir sebepten ötürü- bir saat karanlıkta ders işleyerek azmini de ispatlamıştır. bir amfi dolusu insan da gıkını çıkarmadan karanlıkta ders dinleme gayretini sürdürmüştür. bütün bu komedyanın vuku bulduğu yere de kimileri fakülte falan der. kendilerini "üniversite öğrencisi" olarak tanımlayan bu insanlara böyle hoca da revadır diye düşündüğüm için kendimden de tiksinir gün sayarım...
  • benim dersini aldığım sene * derslere hep katılan öğretim üyesidir. önünde yıllardır kullandığı belli olan hafif sararmış beyaz kağıtlara mavi ve siyah tükenmez kalemle yazılmış notlar bulunurdu. onları okumaz ancak okurmuşcasına muhtemelen doğru yerlerde sayfaları çevirirdi. henüz hiç sınavına girmemişken onulmaz birer komünist gibi yazmamız gerektiği üst dönemler tarafından bizlere söylenmişti. ama gerçekçi yazmanın ve söylediklerinize inanmanın da yeterli olduğunu gördüm.
  • keynes'in meşhur genel teorisi'nin * çevirisini yapmış. kütüphanede "dur bakıyım ne yazmış şu keynes" diye elime almıştım, geri yerine koydum yıpranmasın diye.
  • türkçe'ye çok yakın çok benzer ama asla türkçe olmayan bir dile kitap çeviriyor hoca. türkçe görünümlü bir dil kullanıyor. özel bir çaba var, uğraşılmış belli, çok ilginç. bir şeyler deniyo belki. canı sağ olsun mutlu olsun da, birilerinin de türkçe gibiden türkçeye çevirmesi lazım. heretik vs. el atar umarım. aynı kitaplara, evet.
hesabın var mı? giriş yap