• u luslararası
    k afanızı kurcalayan
    d üşünülse de bulunamayan şeyler
    e ninde sonunda doldurulur ' un kısa yazılışı...
  • ruha batmış kıymık. ama gizli bir arzu, ama kocaman bir soru işareti. fakat göstermeyi/söylemeyi/açık etmeyi istemekle, istemeyi de arsızlıkla eşdeğer tutar, zül addeder ve ukdesini kendine saklamayı sürdürür kimisi. bundan olacak ki iğneyle, cımbızla çıkarılabildiği vaki değildir.
  • geçmişin hazmedilmemiş anıları. zamanında kaynağına yöneltilmemiş, doğru yere harcanmamış kötü kokulu enerji.
  • melike ile başak'ın bir sene boyunca ilmek ilmek işledikleri şarkıymış. bir sene bunu mu işlediniz emek emek? yapmayın lütfen ya. düzgünce analizini falan yapayım, niçin beğenmediğimi yazayım istiyorum ama böyle bir işi eleştirirken bu kadar titizlenmek zaman israfı. arabesk-techno denebilecek piç bir tür bu. piçi tariz gibi okumayın tabii. nasıl desem; arabesk zaten soysuz, dejenere bir tür. arap müziği ile pop müziğin birleşimi tuhaf bir sentez. techno ile kast edilen şeyin ne olduğu konusunda ise bir mutabakat yok sanırım. neye tekno desen "aa asıl tekno öyle olmaz, hakiki tekno olsa duramazsın" diye muhalefet ediyorlar. neyse yani işte iki soysuz müziğin sentezi çifte piç bir tür arabesk-techno. böyle boktan bir kulvarda parlak iş çıkarmak kolay değil. melike ve başak da bunu kanıtladı. "yapacaklarımızın teminatı sayılsın" demiş bir de. bu single'lar bir albüme dönüşürse ismi: deep house oriental vibes mix olsun bence. ne dersiniz?
  • ukte kelimesinin doğru yazılışı.

    1. düğüm, yumru. 2. mec. içe dert olan şey.

    güncel türkçe sözlük
  • arapçadan dilimize yerleşmiş olan bu kelime düğüm anlamına gelir, kalbimizde yapmak isteyip de yapamadığımız her şey düğümlenir ve hep orada kalır, kelime anlamıyla iç içe geçmiş.
  • “…bir seylerin eksik kaldigini bilmenin kederi, neyi kacirdigini bilmemenin merakina karisiyordur omur boyunca” *

    hicbir tedavisi olmayan kalpteki tumorun adi. hayat, son nefesi verene kadar onunla yasamaya cabalamakla gececek bir sinav sadece.
  • bir melih cevdet anday $iiri.

    - ukde -

    bir gun i$iga doner yaprak,
    uzumler kizarir kutukte,
    elbette diner bu saganak,
    kaybolur icimdeki ukde.

    sandalimi birakmiyor su,
    silinmi$ do:nu:p baktigim iz,
    coktandir kaybettigim arzu,
    bo$una cirpindigim deniz.

    dudagimi islatan zemzem ,
    testisinde cokmesin dibe,
    ruzgarla dagilacak madem,
    bu yolu kapayan eksibe .

    bir gun i$iga doner yaprak,
    uzumler kizarir kutukte,
    elbette diner bu saganak
    kaybolur icimdeki ukde.

    melih cevdet anday

    ic. varlik , 15 kasim 1936.

    ic. "cagda$ turk $iiri antolojisi", haz. memet fuat , c.1, adam yayinlari , 5.b., istanbul-ekim 2000, s. 250-251.

    ic. "bir sis çani gecenin içinde", (anday $iirlerini secen: memet fuat), adam $iir klasikleri, 1.b., istanbul, ekim-2002, s. 15.
  • pısırık gibi gözükür ama insanı yoldan çıkarır.
    "aman rezil olup, dillere düşüp, pişman olmayayım" diyerek, yırttığını sandığın zamanlar, ruhunu paralar çok sonra.
    halbuki pişmanlık bi şekilde geçer çünkü pişmanken, bir memnuniyet duyulur içten içe.
    bu; "içinden gelen"i yapmış olmanın hissettirdiği zaferdir.
    ukde, ne boktur oysa.
    eksiklik'e dayanabilen kaleye mum diksin.
  • çok güzel bir kelime. geçen biraz türkçe bilen yabancı bir arkadaşa "içimde ukdedir" dedim. "ukde ne" dedi, çevirmeye çalıştım, ne google translate, ne tureng, ne zargan, hiçbirisinde çevirisi yok. tureng'de var ama eksik. anlatmaya çalıştım, "childhood dream" gibi mi dedi, dedim sayılır ama yok yani çevirisi. bazen türkçe'de böyle kelimeleri anlatmaya çalışınca ne kadar güzel olduğunu farkına varıyorsunuz. kelime tek başına dünyaları anlatıyor.
hesabın var mı? giriş yap