• risk toplumu ile modernizmin yeni bir aşamasına girildiğini söyleyen düşünür.

    akla olan güvenin kaybolması ve araçsal rasyonalitenin başa çıkılamayacak zorluklara(nükleer, küresel ısınma, hastalıklar vb.) yol açtığının farkına varılması ile insanların risk algısı değişmiştir. bireyler, risk konusunda ne uzmanlara ne kolektif aidiyetlere ne de kurumlara güvenebilirler. çünkü rasyonalitenin artık riskleri sınırlandıramadığının farkına varılmıştır. o halde (foucault'ya hafif bir selam çakarak) politikanın artık yaşama ilişkin olduğunu söylemektedir. çünkü riskler artık hayata ilişkindir ve bireyin kendisi dışında kimsenin sorumluluk yetkisi kalmamıştır.

    bu düşünceye en etkili eleştiri chantal mouffe'dan gelmiştir: yeni sağ politikanın en uç noktası. elbette eski tarz(19.yy) siyaset algısı ve dikotomiler son bulmuştur. ancak siyasal kolektiviteyi reddederek, birey hem politikanın özünden(biz-öteki) atılmıştır hem de siyasi iktidar karşısında güçsüz bırakılmıştır. ikinci bir eleştiri olarak, sorumluluğu bireye yükleyerek(yani demokrasiyi yerelleştirerek) siyasi iktidarı rahatlatmaktadır. çünkü yerellik beraberinde küreselleşmeyi de getirmektedir ve bu da teknokratik yönetimi güçlendirmektedir. üstelik bu teknokratik yönetim sorumluluğu da, iktidarı olmayan bireye yüklemiştir.
  • alman sosyolog. "risk society: towards a new modernity" (1986) isimli -en ünlü- kitabında, sanayi devrimi sonrası toplumunu, risk toplumu olarak nitelendirir. küreselleşme, bireyselleşme, ekoloji, üretim... hepsi hakkında tutarlı ve yenilikçi analizleri vardır. (bkz: reflexive modernisation).
    [bu entry, yazar hakkında bilgi edinildikçe güncellenecektir.]
  • "küresel çağ'da iktidar" kitabının yazarı.

    -------------- alıntıdır ----------------------
    'ulus devlet devri kapanıyor'

    önde gelen sosyoloji teorisyenlerinden, "küresel çağ'da iktidar" kitabının yazarı ulrich beck de guardian'daki yazısında, ulus devlet siyasetinin modern dünyanın sorunlarıyla başedemeyeceğini savunuyor ve avrupa'nın yeni bir dünya düzenine öncülük yapması gerektiğini belirtiyor:
    "ekonomik küreselleşme, ulusal sınırları aşan terör, küresel ısınma gibi sorunlar, eski ulus devletler düzeninin artık başedemeyeceği meseleler.
    "çözüm, kozmopolitan devlet sistemine geçiştir. avrupa böyle bir geçişin mümkün olduğunu göstermektedir. avrupa modern dünyaya, devletlerin ya da devlet sistemlerinin siyasi evriminde sona gelinmediğini anlatmaktadır.
    "ulusal reelpolitik sadece avrupa'da değil tüm dünyada artık gerçekçiliğini yitirmeye, iki tarafın da kaybettiği bir oyuna dönüşmeye başladı.
    "avrupalılaşma, yeni bir siyaset yaratmak demektir. küresel düzenin kurallarını belirleme savaşına, iktidar ötesi mücadeleye oyuncu olarak girmek demektir. geleceğin sloganı da şöyle olabilir, amerika çekil avrupa geliyor."
    -------------- alıntıdır ----------------------

    kaynak: http://www.bbc.co.uk/…8/01/080115_pressreview.shtml
  • milliyetçilik, modernleşme ve küreselleşme gibi konularda önemli çalışmaları olan 1944 doğumlu alman sosyolog. münih üniversitesi ve lse'de ders vermektedir. son olarak da, almanya'nın ab'nin lider ülkesi olmasını almanya'nın kazara yeni bir imparatorluk kurması şeklinde yorumlamış.

    http://www.social-europe.eu/…-an-accidental-empire/

    wikipedia sayfası; http://en.wikipedia.org/wiki/ulrich_beck
  • vefat etmiş; toprağı bol olsun.

    http://www.dw.de/…t-ulrich-beck-has-died/a-18168851
  • ulrich beck'in risk toplumu adlı kitabındaki şu satırları aklıma bugünün türkiye'sinde makamını, mesleğini, şöhretini, unvanını, kazandığı parayı kaybetmekten korktuğu için susan, susmak zorunda kalan veya taraf seçmek zorunda olan insanları getirdi;

    "insanlar fakirleşmiş değil, bilakis çoğu durumda insanların hali vakti yerinde, kitlesel tüketim ve bolluk toplumunda yaşıyorlar, çoğunlukla iyi eğitim görmüş ve bilgililer ama korkuyorlar, kendilerini tehdit altında hissediyorlar ve gerçekçi kötümser gelecek tahayyüllerinin mümkün biricik doğrulamasının gerçekleşmesini fiilen önlemek için angaje oluyorlar."
  • "risk toplumu" kavramı ilk kez alman sosyolog ulrich beck tarafından 21. yüzyılın toplum yapısı tanımlanırken kullanılmıştır. beck, bu kavramdan 1992'de yayınlanan kitabı "risk toplumu: başka bir modernliğe doğru"da bahsetmiştir.
  • 1999'da jonathan rutherford'a verdiği röportajda "zombi kategoriler" ve "zombi kurumlar"dan söz eder, bunlar çoktan ölmüş fakat varlığı süren olgulardır ve tipik örnekleri aile, toplumsal sınıflar ya da komşuluk ilişkileridir. örneğin aile için şöyle söyler:

    "günümüzde aile deyince aklımıza ne geliyor, kendinize sorun. aile ne demek? elbette çocuklar var; çocuklarım, çocuklarımız. ne var ki, aile hayatının çekirdeğini oluşturan ana babalık bile boşanma koşulları altına dağılmaya, etkisini yitirmeye başlamıştır. (...) büyükanneler ve büyükbabalar aileden sayılırlar, fakat kendi kızlarının ve oğullarının verdikleri kararlara katkıda bulunma yolları kalmamıştır. torunlarının açısından bakıldığında büyükanne ve büyük baba ile ilişki, bireysel kararlar ve seçimlerle belirlenmesi gereken roller demektir."

    aile bir zombi kurumdur, beriden öldürülmüş ve bizlere de leşini solumak kalmıştır.
  • "risk toplumu" adlı eseriyle bilinse de küreselleşmeyle ortaya çıkan liberal temelli hak anlayışı hakkındaki eleştirileri de yabana atılmaması gereken rahmetli sosyoloji profesörü. küreselleşmeyle beraber ortaya çıkan liberal temelli bireyselliği hicvetmiştir. liberal bireysellik yerine "hak temelli" bireyselliği savunmuş, bu konu hakkında eşi elizabeth beck ile birlikte "individualization" adlı eseri kaleme almıştır. hatta sermaye odaklı dünyaya karşı sivil toplum kuruluşlarının nasıl mücadele edebileceğini araştırmıştır.
hesabın var mı? giriş yap