• an itibariyle bulunduğum eski adı keşiş dağı olan dağ..bursa'dan milli parka çıkan yol genişletilmiş ve asfaltlanmış.bilenler bilir eski yol çok dardı.esnafı hala pirana..söğüşleme derdindeler.uyanık olun..evde yaptığım şarabımı iyi ki getirmişim. hiç alkol masrafım olmadı. yoksa 33lük biralara vereceğiniz fahiş fiyatlarla burda ömür geçmez.bunun dışında ilk defa kayacaksanız 1 - 2 saatlik bir ders alın derim.pistler acemi dolu.aralarından slalom iyi oluyor aslında ama yine de tehlikeli. dün belvü zirvede ajanın teki almış teçhizatı gelmiş pist başına. ayakta duramıyor..ilk defa kaycam abi diyor. dedim sen burdan böyle inersen tersten görürsün birader.vazgeçti..kim bilir onunla beraber kimlerin hayatını kurtardım.
  • herkes kar tatiline giderken hikayeleri duymaktan gına gelen dağ.
  • 20 nisan'a kadar sezonunun uzatılıp uzatılmadığını merak ettiğim kayak merkezi
  • oraya giden birçok kişinin amacının aksine ben bir zamanlar tırmanmaya gitmiştim bu dağa. o zaman doğa sporlarında nispeten aktifim tabi. uludağ'da ilk yüksek irtifa deneyimim olma özelliği taşıyor. daha tırmanmaya başlamadan kalbimin atışını kulaklarımda duyuyordum, öyle bir heyecan..

    öncelikle muazzam bir yeşil tonu karşılıyor sizi tırmanışta. sonra bildiğimiz düz kar. bir de ben yazlık bölgede büyüyen biriyim. kar ile ne kadar bir samimiyetim olabilir siz düşünün işte.

    sonuç olarak küçük zirveye ulaşıldı, kamplar atıldı. bilin bakalım ne oldu? sen git ilk dağ tırmanışında zirve yapama! ben hayatımda böyle sis görmedim. 2 metre önünü göremez mi insan. vallaha göremiyor. dolayısıyla büyük zirveye planlanan zirve atağı yalan oldu.

    zirve yapmak için koskoca dağa tırmanıp yapamadan dönmek diye bir şey var ki gerçekten fena koyuyormuş adama. dağa tırmanmışsın be dağa!

    bu arada o sis esnasında işemeye giden iki arkadaş kaybolup kamp alanına bir süre geri dönememişlerdi. sis bastırdığında ne kadar bağırsanız bile doğal bir yalıtım özelliği gösterdiğinden sesimizi duyuramamıştık. tencere tava çalıp kamp alanına dönmelerini beklemiştik. nitekim döndüler ama biz o esnada ufaktan içeri doğru sıçmadık değil. sonra şenlenelim diye çadırda mısır patlatıp, kardan adam falan yapıp götümüz donarken bir şekilde kendimizi eğlendirmiştik. özledim be!
  • 2500 metre olması kimseyi yanıltmasın. oteller bölgesinden zirve noktasına gidiş dönüş 18 km'dir. oldukça kırıcı uzun bir tırmanış rotasıdır. bol miktarda granit kaya mevcuttur. yer yer mermer parçaları da görülür. kendisini dün tecrübe ettim ve şu an ayaklarımı yeni yeni hissediyorum.
  • milli parka giriş ücreti bisiklet için 6 lira, otomobil 18 lira, otobüs için 190 lira. kimse uludağ'a gelmesin fiyatları bunlar.
  • gerçekten üzülüyorum.

    bir insan vatanını nasıl sever? taşını, toprağını, havasını, suyunu sevmez mi? mesela bir ağaç kesilse şu ormandan üzülmesi gerekmez mi vatanını seven bir insanın? vatanını sevmek, bir partinin politikalarını desteklemek ve onun bayrağını sallamak mıdır?

    her yere çöplerini bırakan yaratıklar sözüm size: siz pisliğinizi atmışsınız güzelim ormanın içine. içinizi kusmuşsunuz sanki. sizi beslenirken de gördüm. eminim ki siz kendi bakış açınızla en büyük vatanseversiniz. siz benim yaşadığım, nefes aldığım ormanıma; 2000 metre rakıma bile ulaşıp oraya bile pisliyorsunuz. ne kadar kötü insanlarsınız. neden güzel olan, yeşil olan şeylere bu kadar düşmansınız? hadi orada mangal yapıp beslenmenize de laf edecek lümpenlikte olmayayım diyorum ama neden ya neden çöpünüzü toplayıp gitmiyorsunuz? hiç mi rahatsız olmuyorsunuz geriye bıraktığınız manzaradan? akan derenin kenarından aşağı bi yürüyeyim dedim midem kalktı, ne kadar çok çöp birikintisi oluşmuş o güzelim derede.

    bir yaşındaki çocukla bile empati kurmaya çalışan ben, sizin bu iğrençliğinizi hiç anlayamıyorum. pisliksiniz, iğrençsiniz sadece. kötü kalplisiniz.
  • ekim ayı sonunda akraba ziyareti için gideceğim bursada bir gün sürecek ziyaret sonrası bir iki günlüğüne uludağa gitsem mi diye düşündüm .
    çevremde ki arkadaşlar oraya kışın gidilir , kar yağmadığında bir şeye benzemez diyorlar fakat benim çok fazla bir beklentim yok , bir kaç gün istanbuldan uzakta doğa içerisinde zaman geçireyim diye düşündüm .

    ilgili bölgeyi bilen userlerin otel ve bölgede neler yapılır konusunda önerilerini bekliyorum
  • yazın oteller hizmet vermiyor diye biliyorum, özel firmaya işletmesi kiralanan orman köşkleri var sadece yemeğini kendin hazirliyorsun günlüğü 500 lira civarında, uludağ'a kar yagmadiginda bir şeye benzemez diyen kişiler yaş aylarında bir pazar günü saat 11-12 gibi gitsin bakalım boş yer bulabiliyor mu?
  • dagda yazın yapacak cok sey olmasa bile,

    teleferikle cikarken mi manzara ve ilginc deneyim, cikmak icin yeterli sebeptir
hesabın var mı? giriş yap