• cok iyi bilinmeyen bir ghibli calismasi. ingilizceye "i can hear the sea" veya "ocean waves" olarak cevrilmistir. japonya'nin kochi kasabasinda yasayan iki liseli arkadasi ve tokyo'dan yeni gelen transfer ogrenci nedeniyle degisen iliskilerini anlatir. sagda solda sub'lanmis versiyonlarini bulabilirsiniz. izleyin, izletin.
  • 1993 yılına ait 72 dakikalık studio ghibli animasyon filmi. 3 liseli arasında geçen "arkadaşımın aşkısın" temalı aşk hikayesi. ülkemizde "büyülü dalgalar" adı ile dvd si satışta. gerçi filmde pek dalga malga gözükmüyor ama olsun.

    --- spoiler ---
    filmde esas kız rikako nun sinsilikleri, iki arkadaşı birbirine düşürmesi, filmin ucu açık bitmesi..öne çıkan ayrıntılar.
    --- spoiler ---
  • yönetmenliğini tomomi mochizuki yapmıştır.
  • saeko himuro adlı bir adamın aynı isimli romanından uyarlanmış. kuzey kampüs sakinleri olarak, elimiz bağlı seçtiğimiz, insanı rezil eden ve çileden çıkaran metro turizm'in otobüslerinden birinde izledim.
  • sıkıcı bir otobüs yolculuğu sırasında "nasıl olsa anime, en kötü ne olabilir ki?" diyerek açtığım film. öeh gelmişti ne yalan söyleyeyim. aşk meşk olayları anime konseptinde bana gelmiyormuş onu anladım.

    edit: yıllar sonra yine aklıma geldi. allahınız varsa bunu birine izletmezsiniz. teşekkür ederim.
  • bence bu filmin devami da var ama yanmis. boyle film bitisi mi olur yoksa? konu o kadar bos ki sevmedim ben.
  • pembe dizi kıvamını gram aşamamış, hayatımda izlediğim en kötü animelerden biriydi. güzel aşkı anlatıyorsun da arkadaşım 72 dakika hiç mi geçmek bilmez, resmen slow-motion yaşadım hayatı filmi bitirmek için.
  • --- spoiler ---

    animenin en son kısmında, eski liseli tayfanın buluşmasındaki ortam ve itiraflar beni duygulandırdı. hoş bir seyirlik olduğunu iddia edebilirim. film bilinmedik şeyler söylemiyor ama verdiği nostalji duygusu için izlenmeye değer.
    --- spoiler ---
  • studio ghibli'nin en zayıf halkası olan film bana kalırsa. bunda filmin sinema için değil de televizyon için çekilmiş olmasının payı var mı bilemiyorum ama cidden çok kötü.

    bir defa studio ghibli ile bütünleşen şahane arka planları bu filmde göremiyoruz. sözde adı okyanus dalgaları ama filmde ne deniz var ne okyanus var. paso gri, iç bayıcı binalar. içinden hiç çıkılamayan okullar, hava alanları, oteller. hadi ona da razıyız, ama detay yok çizimlerde. gayet kaba ve yüzeysel.

    hikayeye gelecek olduğumuzda ortada bir konunun olmadığını görüyoruz. konuyu bırak karakter de yok. misal kızın nasıl bir insan olduğunu bilmiyoruz. tek yaptığı ona buna trip atmak, milletten borç istemek, insanları zor durumda bırakmak. esas oğlanın bu kızın neyine vurulduğu ve hatta kıza ne ara aşık olduğu belli değil. esas oğlan da belli belirsiz çizilmiş. okul dışında bir restoranda çalışıyor, okulun en başarılı öğrencisi, bir de sözde asi, hakkını arayan bir tip gibi çizmeye çalışmışlar ama bildiğin avalın teki. kız buna niye aşık oluyor onu da çözemiyoruz. ortada garip bir hava var yani.

    bu iki eleman dışında filmde karakter yok. valla bak. sözde çocuğun en yakın arkadaşı var gözlüklü bir eleman, uzaklara uzun uzun bakıp artiz artiz takılmak dışında bir olayı yok adamın. sözde bu da kıza aşık, hatta kıza ilk bu aşık oluyor ama beklenildiği gibi esas oğlanla bu yancısı arasında kız meselesi yüzünden adam gibi bir kavga bile çıkmıyor. ne bileyim esas oğlan arkadaşımın aşkısın triplerine girip kızı uzaktan hüzünlü gözlerle izlemiyor, ilk aşık olan çocuk "sen benim kıza nasıl yan bakarsın?" diye adam gibi hesap bile sormuyor. kanımca o gözlüklü çocuğun kıza aşık olması filmin en gereksiz detayı. yani o detayı atsan filmden yeminle hiçbir şey eksilmez.

    kızın zaten bir arkadaşı var, onun da koca filmde beş tane repliği ya var ya yok. çocuk ve kızın aileleri filmde neredeyse hiç yer almamış. kızla çocuk birbirini adam gibi tanımıyor bile, ama bir sene ayrı kalınca koşa koşa birbirlerine kavuşacakları günü bekler hale gelmişler. filmin sonundaki çizimlerden anlıyoruz ki mutlu mesut yaşıyorlarmış...

    yani bunu seyredeceğinize bir omohide poro poro bir mimi wo sumaseba falan seyredin, zamanınıza yazık olmasın. çok kötü bir film değildi, ama ghibli'nin en zayıf halkası bana kalırsa...
  • cok kompakt bir film. hic saga sola yayilmiyor, bitince de "aa bitti" biciminde kaliveriyor insan. di$ci muayenehanesi gibi steril. tipik bir seishun donemi filmi, bu kadar tipik oldugu icin ghibli'ye yakistirilamiyor zannedersem ama bu kadar yalin film yapmak da basari olarak dusunulebilir. japon lise hayatina has bir takim seyler* uzerine kurulmus film, bu yuzden sende bende o "natsukashii"* havayi o kadar yaratamiyor. son 15 dakikasi zaten tamamen o nostalji duygusuna hitap ediyor.

    ayrica kadina karsi siddet gorebileceginiz yegane ghibli filmi sanirim budur.
hesabın var mı? giriş yap