• biraz internet yazarlığı üzerine okursa iyi olacak.

    hepi topu iki a4 eden 600 kelimelik bir yazısında, 200 kelime daha önce yazdığı çok ama çok önemli yazılarının özeti. yazıdaki diğer bağlantılara baktım, onlar da hocanın kendi yazdığı diğer aşırı önemli yazılara verilmiş.

    bir akademisyen için okunmak, fikirlerinin dikkate alındığını görmek önemli. fakat yazılarında devamlı "bkz. benim bir diğer yazım." demeye getiren akademisyen, istemeden alandan çok kendisiyle, değerli fikirleriyle fazlaca meşgul olduğunu düşündürüyor. kendinden bahsetme isteğini bastırıp, okurunu dışarısıyla daha fazla etkileşime sokarsa yazıları daha okunur hale gelecek.
  • bu adam doktor ünvanı ile ekonomi anlatıyor, ve birileri bunu dinliyorsa vay haline..
    bugün cüneyt özdemir yayınında tencerenin iktidarın oylarını niye götürmediğini anlatıyor kendince. sebep ihracatçı kazansın diye "düşük" tutulan türk lirası dolayısıyla istihdamın artmasıymış. bu sebeple tencere boşalmamış ama yarıya inmiş.. bu doktor arkaşadımıza tavsiyem sokağa çıkıp ihracatçılarla görüşmesidir.
    dolar 1.5 tl iken bile bu kadar zor duruma düşmemiştim ihracatçı olarak. girdi maliyetleri tl olarak %100 üzerinde artarken döviz artışı % 40'lara yeni geldi. ki bu gelen dövize çöken merkez bankasının, 1.5 tl yi bulan banka makasının etkilerini saymıyorum bile..
  • new york üniversitesi'nde iktisat okuyup sosyalist kalmayı nasıl başardığını merak ettiğim kişi.
  • 2018 yılında cumhuriyet gazetesi için yaptığı röportajda, ülkenin o günkü ekonomik durumu için kriz demiş.

    aynı kişi, aradan geçen sürede şartlar sanki daha düzelmiş gibi, 2023 yılında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum içinse "türkiye ekonomik kriz yok, bölüm şoku var" gibi bir cümle kurmuş.

    allah, akademisyenin de ekonomistin de hayırlısını versin bu güzel ülkeye.
  • turkiyenin icinde bulundugu sorunun aslinda kapitalizmin bir sorunu oldugunu dusunen ve turkiye'nin cikis yolunun ancak "yeni" ve "daha iyi" bir modelde oldugunu dusunen akademisyen. tespitleri ve akademik bilgisine saygi duymakla beraber, ozellikle turkiye konusunda dupeduz sacmaladigini dusunuyorum. zaten bu "yeni" ve "daha iyi"den bahsederken daron acemoglu, kemal dervis, duflo gibi cozum onerileri sunmak yerine teolojik ve/veya marksist argumanlarla bize "iyi" ve "guzel"in sadece hayalini satmaktadir.

    gelelim turkiye'ye. ben turkiye'nin bati'nin 100 yildir denedigini ve agir aksak da olsa ilerleyen bir ekonomik modeli takip etmekten baska bir sey yapacak ne insan sermayesine ne de maddi altyapiya sahip oldugunu dusunuyorum.

    bana gore umit akcay, kendi komfor alaninda, tadini kacirmadan tatli tatli elestirisini yapmaya ve maasini almaya devam edecektir. tum marksist akademisyenler gibi.
  • "hocam sizin 'filmlerde' hiç 'sınıf' kavramı geçiyor mu?"

    tweet

    marksist akademisyendir.
  • uzun yıllardır severek takip ediyordum ama özellikle ekonomik krizle birlikte twitter'da büyük ilgi gösterilince popülistleşip vasatlaştı diye düşünüyorum. ha yine gazete yazılarına bakarım, o ayrı ama twitter'daki süreklileşmiş istihzai tavrı rahatsız etmeye başladı.
  • kibirli ve ukala bir doç. mütevazı olmayı beceremeyip sosyal medyada genel olarak saldırgan tavırları oldukça iticidir.
  • iktisadi kriz ve ana-akım iktisadın krizi adlı makalesinde ana-akım iktisadın yapısal seçilim ve stratejik görmezden gelme mekanizmalarının yüzyılın ilk büyük küresel krizi "2008"in yaşanmasında ne kadar etkili olduğunu anlatıyor.

    çalışmada geçen "yapısal seçilim" kısmı kapitalist bilgi egemenliğinin pozitif ve negatif ayrımcılığını toplumun en uç noktasında bile iliklerimize kadar hissettiğimiz için bana çok uzak kavramlar gelmedi açıkçası. kendisinin barry eichengreenden yaptığı şu alıntı bu bölüm ve ana-akımlaşma süreci için özet mahiyetindedir:

    "bu bağlamda günümüze geldiğimizde gerçekten de iktisat ve işletme fakülteleri, finansal sektörün tedarikçisi durumuna geldiğini ileri sürebiliriz. nasıl general motors firması arabaların kasalarının üretiminde kullanılmak üzere tedarikçilerine çelik iskelet sipariş veriyorsa, jp morgan da ne tür finansal mühendislik işlemine ihtiyacı olduğunu belirtir ve üniversite buna uygun bir ürün ortaya çıkarır durumdadır."

    yalnız "stratejik görmezden gelme" kısmı üzerine çok düşünmediğim bir alandı. herkes kriz kriz diye bağırırken, firmaların veya kapitalist birikim/bölüşüm sürecine içkin diğer toplumsal organizasyonların aksiyon almada gecikme nedenleri ve fırtına öncesi yaşanan o derin toplumsal suskunluğun nihayetinde bir işlevi var.

    bu tür çalışmalara uzak kaldım. özlemişim. ümit akçayla ise birgün sayesinde tanışmıştım. pazar pazar okuyup kafa yormak iyi geldi.

    okunması tavsiye olunur.
  • sorunları söyleyenlere çözüm olarak marksizmi önererek yeni ve daha ciddi bir soruna merhaba! dememizi öneren hoca.
hesabın var mı? giriş yap