• cehalet insanı komik duruma düşürür bilindiği üzere... ve yine bilindiği üzere bundan daha kötüsü cahilin bunun farkında olmamasıdır. işte bu arkadaş da doktorun cahili. (kendisiyle ilgili kısmen iyi olan düşüncelerimi değiştirdi bu arada, onları da silmiyorum). evet doktorun ultra cahil olanı. geçen gün cnn türk'teki programda kalkıp bir pratisyen olarak karşısındaki koskoca profesöre "bunlarla ilgili kaynaklar var efendim, açın kitabımı okuyun" dedi. evet, bir profesöre içi kavurma ve turşu kokan kitabını okumasını önerdi. ne için önerdi ? bilimsel referansları görmesi için. yani uzmanlık eğitimini almakta olan 1 yıllık asistanın pubmed adını verdiğimiz bilimsel arama motorunda çat diye bulabileceği bilgilerin kaynağını okuması için kefir tarifi yazdığı kitabını önerdi. profesöre. eminim hala komikliğinin farkında değil. bunun adı cehalet işte.
  • (bkz: fitoterapi)uzmanı diye birşey yoktur
    bu branş eczacıların cognosy derslerinde gördüğü bir alt bilim dalıdır
    tıp fakültelerinde kürsüsü yoktur
    şu branş ,bu şahıs için kitabını okumuş biri olarak daha uygun olduğuna inanıyorum
    (bkz: hokkabazlık)
  • 28 mayıs 2017 trthaber'deki vapurda çay simit sohbet programının konuğu olan şahıs.

    hanım izliyecekti, programı seviyormuş, ben de takıldım.

    tuttum kendimi, izledim. tuttum dediğim, adamı hayatımda ilk kez görüp ilk kez dinliyorum. dedim bu adam popülermiş, tamamen programdan gözlem yapacam, internete girip hakkında bilgi almayacağım. adamın notunu bakalım doğru verebilecek miyim? bir nevi kendimi test edeceğim.

    ilk dakikalarda adamı tutar gibi oldum. daha sonra dökülmeye çok açık vermeye başladı. her hareketi klark, her hareketi öğrenilmiş, çizilmiş pozlar. tam bir anti kahraman rolü... söylenemeyen doğruları söyleyen falan. akapunktur uzmanlığıymış, çin'e gitmemiş. tıp, bilim iman edilecek şey değilmiş. en büyük tatmini kitap yazarak yaşıyormuş. iki kitabının kapağında aynı foto kullanılmış, üçüncüde de aynı foto olacak, sonra değişecekmiş. tam bir güncel hedef kitle oyuncusu izlenimi aldım... antikapitalist takılıp indragandi(para/güç/şöhret) peşinde koşanlardan. samimi asla değil. izlenimim bu oldu. beğenmedim. bomboş bir adam değil galiba, ama tamamen bir şovmen, bir rolü oynuyor.

    bu kadar gözlem yeter dedim, cevap anahtarına bakabiliriz, sonra buralara geldim. baktım, gördüm ki evet tırt bir adam görünümünde...
  • demiş ki;
    "depresyon beyin değil, bağırsak hastalığıdır"
    http://www.ntv.com.tr/…gidir,rspxhspqhugiab2-upggbw

    ve devam etmiş,
    "örneğin; 2015’de yapılan bir çalışmayla, insan gen yapısında tam 143 tane yabancı gen bulundu, yani bize ait olmayan gen. bakterilere ait bu genler besinlerle vücudumuza giriyor. o yüzden her şey beslenme ile düzelmez ama beslenmeyi düzeltmeden hiçbir şeyi düzeltemiyorsunuz. nitekim bugün modern tıbbın düştüğü en büyük hata budur. örneğin; serotoninin % 95’ini probiyotikler yapıyor dedik. o halde neden psikiyatristler hastalarına antidepresan veriyor da ‘ev turşusu ye’ demiyor. antidepresan yazmak modernlik de, ‘turşu ye’ demek çağ dışılık mı? asıl dikkat edilmesi gereken konu beslenme. ilaçlarla depresyon düzelseydi, son 50 yıl içinde amerika’da depresyon 6 kat artmazdı.”

    baktım baktım, beğenemedim. adam pratisyen hekimlik üzerine 2 yıl fitoterapi(?) yüksek lisansı yapmış. uzmanlık değil.
    branş dışı tıbbi görüş beyanlarına çekimser yaklaşıyor ve oldukça riskli buluyorum ben. bu tip popülarist yaklaşımlar, beyan sahiplerinin ün-şan-şöhret-para- kariyer adına yeltendikleri şeyler gibi geliyor bana... ve tehlikeli sular tabii.
    depresyon, sonu intiharla bitebilecek ciddi bir hastalıkken; uzman psikiyatrist veya atıyorum dahiliyeci bile olmayan bir pratisyen hekimin insanları böyle yönlendirmesi ne kadar etik, onu da bilemiyorum... aslında düzgün bir ülkede yaşasak, hakkında işlem yapılması gerekirdi sanırım...

    beslenme tabii ki önemlidir ama depresyonu bizzat yaşamış ve ilaç+terapiyle atlatmış bir insan evladı olarak, bu sürecin turşu ve probiyotikle atlatılabilecek bişey olmadığını da bizzat biliyorum diyim son olarak.

    ha bu arada, depresyonun amerikada son 50 yılda 6 kat artmasıyla ilgili; belli başlı ekonomik-teknolojik-endüstriyel ve kültürel değişimlere sosyolojik açıdan bakarak, "antidepresanların etkisiz olduğu"ndan daha mantıklı ve tutarlı sonuçlara ulaşabiliriz bence.
    şahsen ben kendisine tavsiye ederim. ulaşsın yani. zor olmuyor gerçekten...
  • fitoterapi neyse artık, onunla meşgul olsun. hazret hem psikiyatr, hem onkolog, hem kardiyolog, hem veteriner, hem gıda mühendisi, hem kimyager, hem ziraat mühendisi, hem diş hekimi... söylediklerinin yarısını zaten herkes biliyor, kalan yarısı da ya bilimle ya da hayatın gerçekleriyle örtüşmüyor. köy hayatı, köy sütü, köy turşusu, köy peyniri diyen bu şahsın istanbul'un hangi rafine, steril, elit yaşam mahalinde ikamet ettiğini merak ediyorum.

    edit: iki dönüm arazi alıp, hafta sonları ekip biçip, meyvemizi sebzemizi oradan temin etmeliymişiz. diğer söyledikleri de ancak bu kadar gerçeğe yakınsa boşuna ekranları meşgul edip kafa bulandırmasın.
  • aşı olmamaya ikna ettiği iddia edilen rauf baysal'ın covidden vefatı üstüne bu twiti yayınlamış.
    rauf bey'in annesi de covid19'dan vefat etmiş 1 hafta içinde. eşi de entübe imiş. küçük yaşta bir çocukları varmış.
    bu adam yargılanmalı. bunun bir sorumluluğu olmalı.
  • twitter da asi karşıtı attığı ve hastalıkların aşıyla değil toplumun bağışıklık kazanmasıyla üstesinden gelindiğini iddia eden , çocuk felci toplumun bağışıklık kazanmasıyla mı önlendi diye sormam üzerine ise beni engellemiş akapunturcu.
    yorum yazanların yüzde 80 ini oturmuş tek tek engelliyor sanırım şu an. tabi ki sabah programları na cikip çay çorba tarifi veren, internet sitesinden brokoli kapsülü satan adamların bu kadar çok vakti olabilir ancak yıllarını labaratuvar ortamında enfeksiyon hastalıklarina adamış bilim insanlarına karşı böyle expert edasında konuşmalari nasıl bir had bilmezliktir?
  • bu adamın şarlatan ve ezik olduğunu doktor olmadığı halde her fotoğrafında steteskop kullanmasıyla anlayabilirsiniz. fitoterapi nedir abi. defol git kendi çöplüğünde oyna. aşıdan soğuttuğun insanların vebali gün gelir boynuna öyle bir asılır ki, gık demeden geberiverirsin.
  • bu adam doktor değil, hekim. tıp doktorası yok. yüksek lisansını eczacılık fakültesinde hurafe üzerine yapmış, tıp fakültesi lisans mezunu bir hekim.

    bu adamın "doktor" titrini kullanmasına ttb bir şey yapmalı. tababet ve şuabatı san'atlarının tarzı icrasına dair kanun'un 25. maddesi buna uymuyor çünkü adam gerçekten hekim ama tıp doktoru değil. o yüzden buna müdahale etmesi gereken ttb'dir.

    meczup olması bir yana en basit maddi gerçek konusunda bile yalan söylemekten imtina etmeyen bir ahlaksızdır kendisi. armağan çağlayan'ın kanalındaki videoda "faz 3 tamamlanmış aşı yok." diyor, külliyen yalan hem pfeizer hem çin aşısı hem de birkaç aşı daha faz 3'ü tamamladı. toplum sağlığı ile oynamaktan gram rahatsız olmuyor ahlaksız.
  • sağlıklı beslenme, uyku düzeni, egzersiz, sağlıklı yaşam vb konularda her doktor gibi konuşabilir, yönlendirebilir, hastalarına tavsiyelerde bulunabilir. ancak bir pratisyen hekim olarak major depresyon, bipolar bozukluk gibi komplike hastalıkları tedavi etmeye kalkarsa yaptığı suç olur. hele bu tedaviyi kornişon turşusu, karabuğday ve kefirle yapmaya kalkarsa üzerine bir de komik olur.
    şimdi bu arkadaş tavsiyelerde bulunuyor; diyor ki doğal beslenmek, sağlıklı yağlar, sağlıklı etler, ev yoğurdu, peyniri, kefiri tüketmek gerekir. iyi bir uyku düzeni ve egzersiz sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmezidir. e haklı. bunu sadece doktorlar değil, hayatında doktora gitmemiş insanlar bile biliyor artık. bunlar bir insanın depresyona girmemesi için, ruh sağlığının bozulmaması için, bununla birlikte kilo almaması, kalp ve damar hastalıklarına yakalanmaması için tamamlayıcı faktörler, kimse inkar edemez. ama şu ya da bu sebeple major depresyonun ortasında olan insanı da "biraz lahana turşusu ye, aman glutenden uzak dur, kefir iç" diyerek kurtaramazsın. turşuyu yiyip kendini aşağı atarsa da o hastanın katili olursun. kaldı ki (tekrar etmek gerekirse) bir pratisyen hekim olarak major depresyonu tedavi etme iddiasında bulunamazsın. kendine "fitoterapi uzmanı" diyerek, olmayan bir uzmanlık alanını referans göstererek de komplike hastalıkları tedavi etme cüretkarlığını gösteremezsin.
    canan karatay'ı da her ne kadar tarzı ve zaman zaman saçmalık derecesine varan (lösemi kanser değildir, allerjidir... kanser bir hastalık değildir, pamuk şekerdir..gibi) zırvaları nedeniyle sevmesem de, kadın neticede bir uzman, bir profesör. aynı zamanda ciddi tecrübe sahibi. peki bu arkadaşa tv'lerde çıkıp uzman doktor gömme cüretkarlığını veren eğitimi nedir ? vasat bir tıp fakültesinden mezun olup üzerine 2 tane sertifika programına katılmış bir pratisyen hekim olmak he mi ?
    kendisi doktorları paracı olmakla suçluyor fakat yaptığı uzman doktor kötüleyerek para kazanmaktan başka bir şey değil. tıp dünyasının nihat doğan'ı olma yolunda ilerliyor.
hesabın var mı? giriş yap