• takır takır top oynayan takımını sabote etmiş kişi.
    cavani'yi çıkarıp, dani alves'i ileri almak gerçekten dahiyane(!)
    mbappe bu hamle yüzünden real madrid'li stoperlerin arasında tost oldu gitti. tek hamle ile bütün takımın işleyişini bozdu. vallahi bravo!
  • geçen sezon barcelona'ya karşı ilk maçtaki 4-0 galibiyetin rövanşına çanakkale geçilmez ile oynama fikriyle sahaya çıkıp 6-1 yenilerek elenen, bu sene ise real madrid maçında 1-1 iken cavani'yi çıkarıp thomas meunier'i (kendisi de beğendiğim bir oyuncudur aslında) alarak maçı real'in inisiyatifine bırakan hoca.

    hıncal uluç'u senelerce dinlemiş bir insan olarak aklıma ilk gelen sıfat korkak, ne yalan söyleyeyim.
  • hatayı maça di maria ile başlamayarak yapmış, yetmediği gibi ilerde real’in defansı ile mücadele edebilecek tek adamı cavani’yi oyundan çıkarmış, elindeki neredeyse milyarlık kadro ile fransa liginin tozunu dumana katmaktadır.

    hayat bazı insanlara hakikaten torpil geçiyor lan. neymar, veratti, cavani, draxler, di maria, mbappe gibi adamlar var elinde ve ligde şampiyon olmak patronuna yetiyor. ne ala.
  • senin ben stadyum ismi gibi olan adına sıçayım.cavani siksn seni emi.
  • şimdi dürüst olalım, nou camp'da messi'nin oynadığı bir maçta 6 gol yemek kimsenin kovulması için yeterli bir bahane değildir.

    amma velakin öyle müthiş bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum.
  • çapsız teknik direktör.

    şu psg'yi fransa ligi'nde ortalama bir futbol zekasına sahip biri bile şampiyon yapar şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkartır.

    dakika 80'e kadar maçı fransa'ya götüreyim kafasında takıldı durdu ve sonra edinson cavani'yi sebebini anlayamadığım bir şekilde oyundan çıkartıp madrid defansının rahatlamasına sebep oldu. üstelik maç 1-1 giderken, real madrid sahada ne oynadığını bile bilmezken öylece seyretti. bir hamle yapmaktan aciz çapsız herif.

    kenarda di maria gibi, draxler gibi adamları bekletti. zidane'ın ise bale ve asensio gibi adamları neden kenarda beklettiğini ayrıca anlamadım.
  • derhal görevden alınmalı. kesinlikle büyük takımları çalıştıramaz.
  • beklediğim gibi madrid maçı sonrası kendi hatasını kabullenmeyerek hemen topu hakeme atmış. tamam, maçtaki hakem maçın kaderini gerçekten değiştirdi ama her şeye rağmen psg hem hakemi hem de real madrid'i rahatlıkla yenebilirdi. bu adama kötü teknik direktör diyemem. her ne kadar başta ingiliz takımları olmak üzere çoğu büyük takımın komik gelir dağılımından dolayı önemsemediği avrupa ligi de olsa, sevilla'ya arka arkaya bu kupayı kazandırmışlığı ve sevilla'yı kupanın en başarılı takımı yapmışlığı var ama bunlar elit kategoride teknik direktör olmak için yeterli şeyler değil ne yazık ki. emery'e bakarsanız oyun mantalitesini ve maç içerisinde neler yapacağını kolay çözersiniz aslında.

    emery elindeki potansiyelli kadroyu iyi kullanır, kendisinden zayıf takımlara karşı kolay kolay hata yapmaz. başına geçtiği takımlardan daha iyi kadrolara sahip, isim olarak daha büyük takımlardan da hep çekinir. kariyerinin neredeyse hiçbir döneminde büyük takımlara karşı sansasyonel sonuçlar alabilmiş bir adam değildir. kısacası, başına geçtiği takımlarda çok sürpriz sonuçlarını göremezsiniz. kendisinin başarısı zaten yenmesi gereken takımları rahatlıkla yenebilmesinden gelir. emery'nin takımlarında oyuncular olması gerektiği gibi oynar çoğu zaman. yıldız potansiyelli oyuncular dışında ortalama ve ortalama üzerindeki futbolcuların potansiyellerinin daha üst seviyeye çıkmasına etki edecek bir adam değildir.

    zayıf takımı buldu mu acımaz, atabildiği kadar atmaya çalışır. bu onu hücumu seven bir teknik direktör gibi gösterse de aslında durum çok öyle değildir. psg kadro yapısı olarak hücum gücü daha yüksek bir takım olsa da emery kendisine denk veya bahsettiğim isim olarak daha büyük bir takımla karşılaşırsa, çatır çatır hücum futbolu oynayabilecek kapasitedeki takımını bir şekilde frenliyor. ya di maria'yı almaz kenarda tutar, ya cavani'yi çıkartır maçı verir. geçen sezon korkaklığı ve ezikliği yüzünden verdiği barcelona maçı varken üzerine real madrid maçıyla da cila çekti.

    futbol dünyasındaki elit teknik direktörlere bakalım. mourinho : son yıllarda iyice iğrençleşen bir futbol anlayışı var. skor avantajını yakaladı mı rakip fark etmeksizin koruma odaklı top oynatır. kendisinden zayıf takımlara karşı oyunun tamamında değil de belli bölümlerde oyuna hükmetmeye çalışır. çok farklı galibiyetler alması takımın o günkü becerilerinin çok yüksekte olmasına bağlıdır, savunma konusunda garanticidir. o futbolu yakın zamanda büyük tabuları yıkmasını sağlamıştır. heynckes : benim en sevdiğim futbol adamlarından, hücum futbolunun tanrısı. rakip kim olursa olsun maçın tamamında hücum futbolu oynatmaya çalışır. en iyi savunma hücum ile gerçekleşir mantığını benimsemiştir. bayern'in 89. dakikada 5-0 önde olduğu maçta eliyle oyunculara hala ileri çıkın tadında hareketler yapar kenardan. seyirciye izlettirdiği her maç keyifli olur. guardiola : gittiği takıma ne olursa olsun kendi sistemini oturtmaya çalışır. temel mantığı top benim ayağımda olsun, rakibe ne kadar az top gösterirsem galibiyete o kadar yakın olurum diye düşünür. heynckes gibi gümbür gümbür hücum futbolu oynatmasa da orta sahayı kalabalıklaştırdığından ve topu çok fazla ayağında tuttuğundan fazlasıyla pozisyon bulur takımı. o da rakip kim olursa olsun kendi oyunundan asla vazgeçmez. o pas trafiğindeki hataları affetmeyen ve hızlı hücum edebilen kontratak takımlarına karşı zaman zaman çok zorlanır.

    emery'e baktığımızda küçük takımlara karşı tamamen takımının gücüne güvenip hücum futbolu oynatan, büyük takımlara karşı da skoru yakaladıktan sonra en ufak risk bile almayan hatta sinen bir teknik direktör olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. eğer ki iyi bir takıma karşı, hele bir de deplasmanda ufacık avantaj yakaladıysa kendi ezik ve korkak anlayışını uygulayabilmek için takımın düzenini ve gayet iyi oynayan takımını bozmaktan hiç çekinmez. bunun dışında takımı geriye düştüğünde hemen panikler, ne yapacağını şaşırır. vücut dilinden bile içinde bulunduğu ruh halini anlayabilirsiniz. skoru dengelemek için bazen tüm hücumcularını oyuna sürer, risk alırken dengesi bozulan takımının daha fazla gol yemesine neden olur. bazen anlamsız şekilde oyuna müdahale etmez, kenarda yok artık bu adamı hala nasıl almıyor diyebileceğiniz çok maçına denk gelirsiniz. en basitinden real madrid maçındaki gibi en önemli gol tehditi olan cavani'yi çıkartır falan.

    emery böyle bir adamdır, ne futbola bakış açısına ne de teknik direktörlüğüne saygı duyarım. adamda garip şekilde la liga günlerinden süregelen bir eziklik mevcut. maç içerisinde zaman geçirmeye çalışan, oyunu her fırsatta soğutmaya çalışan adamlar bile kendisinden daha sempatik geliyor bana çünkü onların bile en azından kafasında tasarladığı bir oyun şablonu var. real madrid'in en kötü döneminde, psg'nin en formda olduğu dönemde aldığı skor ortada. ilk maçta hakem vs. dedi bir nebze haklıydı. ikinci maçta da neymar da sakatlığından dolayı oynayamayacak. kadrosu gayet yeterli olmasına rağmen çıkar bu sefer de onu bahane eder, oh mis. şu takımın başında başkası olsa neymar'ın yokluğunda bile o skor dezavantajına rağmen madrid'i eleyebilirdi ama şuan ihtimaller iyice azaldı. geçen sezon oynanan barcelona maçından sonra bu adama nasıl siktir çekmediler ben ona hayret ediyorum. o gece uçağa bile alınmayıp ispanya'da bırakacaklardı bu vasıfsızı.

    not : yazıyı maçtan sonra yarım yazıp kenara atmışım, ondan dolayı bazı bölümlerde maç sanki dün oynanmış gibi anlam sıkıntıları olabilir.
  • sene sonunda psg'den ayrılacağını duyurmuş teknik direktör. psg'de hiçbir bok başaramamıştır. sevilla'nın yükselttiği kişi.
  • yıldız yönetmek yapabileceği iş değildi. sevilla, villareal, celta vigo ayarında bir takıma dönüp küllerinden doğabilir. yıldız yaratmak sevdiği asıl iş.
hesabın var mı? giriş yap