• ikinci sayısı şaheser sayılabilecek bir başyazıya sahiptir. şöyle ki:

    yol zamanın bir fonksiyonu değildir.
    hız yolun zamana bölünmüş halidir.
    ivme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez.
    yolda olmak bir hıza sahip olmayı gerektirir,
    aksi durumda yol durmaktır.
    durmak sıkıcıdır.
    yolda durmak yolda olmak anlamına gelmez,
    yolda durmak yolda durmak anlamına gelir.
    yolun bittiği yerde durulmaz.
    ya önce durulur ya durulmaz.
    bazen yolun kenarından renksiz duru sular akar.
    o sularda balık da vardır,
    yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak diğeri bej olabilir.
    su aktığı yerin rengine bürünmez.
    ama sana öyle gelebilir.
    ayrıca yol bitmez.
    o labirentin duvarıdır...

    ---

    kaybedenler kulübü sonrası not: sadece 3000 küsür kişinin "orijinal kağıdından" okuma şansına sahip olduğu bu önsözün kitlelere ulaştırılmış olması türlü duygulara gark etti beni. öncelikle... bu önsöz, bu önsözü okuyabilenin ve onu fark edebilenindi. kişiye özel olmasından ileri gelen bir sahiplenme duygusu vardı. artık yok mu? bilmem...vardır belki de. bununla birlikte bu yazıyı ilk okuduğumda zihnimde canlanan imgeleri filmde bire bir görmek... çok duygulandırdı lan beni.

    önsözler candır.

    bu yazı, seneler sonra efsane olduğu anlaşılacak bir neşriyatın mührüdür. gerçekten öyledir. o labirentin duvarıdır.
  • 7. sayısı kasım 2010 tarihinde kitabevlerine ulaşmış, şubat 2010 da yayınlanacak 8. sayının hazırlıkları başlamıştır. sekizinci sayıyla beraber kendi yayıncılığına paralel yayınlar yapan çeşitli fanzinlerin, çeşitli film, sergi, panel ve benzeri etkinliklerin davetiyelerini ücretsiz dağıtacaklarmış.
  • 8. sayının montajı 10 ocak'ta yapılacak olan dergiymiş. yazı hazırlamış olan yazarlara duyurulur.
  • bugün okulun kütüphanesinde gezerken farkettiğim, dışı da içi de oldukça sevimli bir dergiymiş. bundan sonra takipçisi olmazsam nolayım. hatta ben bunun reklamını bile yapacam arkadaş. o derece sahiplendim dergiyi. helal olsun emeği geçen herkese.
  • artık aylık çıkacak dergidir. bu düzendeki ilk sayısı 5 tl ve 40 sayfa. antonin artaud'a adanmış.
  • bende olmayan sayılarını buldum bugün kadıköy sahaflarının birinde, 4. sayıdaki foucault ve sartre yazısı evladiyelik. okuyanlar okumayanlara okutsun.
  • 8. sayısı geçen hafta kitabevlerine gönderilmeye başlanmıştır. yarından itibaren tüm d&r mağazalarından da satın alınabilir.

    http://www.altikirkbes.wordpress.com/
  • adından kadıköy'ü çıkarmaları üzmüştür insanı. geriye kala kala salt gâvurca bir ad kaldı. sorun değil yine de. lakin bir de çevirileri yaptırdıkları kişilere dikkat etseler. fahiş çeviri hataları var. indiana yazacağına hindistan diye çeviriyor. yargılandı diyeceğine denendi diyor. böyle feci hatalar var. ondan sonra sevdiğimiz altıkırkbeş tayfası diyor ki "niçin biz çevirdiğimiz halde başkaları yeniden çevirisini yaptırıyorlar?". sebebi budur kadıköy'ün kötü çocukları.
  • 5. sayısına ermiş. (bkz: http://twitter.com/undrgrndpoetix/)
  • 13 nisan salı akşamı, eskişehir 6:45 bar'da bolca bulunabilir, bizzat editöründen, bizzat yazarından satın alınabilir.

    (bkz: #18718654)
hesabın var mı? giriş yap