• filminin yapılması gereken çok ilginç bir deney.

    4 dişi 4 erkek fare büyük bir kutuya konuluyor. içinde bir sürü oda var. yeteri kadar su ve besin veriliyor. bir müddet sonra haliyle nüfus patlaması yaşanıyor. fare sayıları hızla artıyor. ancak bir süre sonra huzursuzluklar baş gösteriyor. peki sonra?

    izleyelim
  • şuan dünyada bulunan ve modern olduğunu iddia eden insan topluluklarının durumunu ve gelecek zamanda yaşayacaklarını gösteren deney. sonucu insanı karamsarlığa sevk etse de ölecek olacağımız gerçeği ile yaşayabiliyorsak bu deney insanoğluna vız gelir.

    deneyden anladığıma göre ilkel ve vahşi dediğimiz modernlikten uzak kalabilen az sayıdaki topluluk ise komün yaşamı sürdüğü için şanslı ve modern toplum çökerse, gelecek onların olacak.

    filmi çekilirse tutacağını sanmam çünkü film zaten vizyonda ve bizler tüm doğallığımız ile oynuyoruz. sadece son sahnenin çekimine biraz daha var.
  • deneyde fareler kullanılsa da insanoğlunun önemli dersler çıkarmak zorunda olduğu bir deneyin adı.

    nüfus artış hızının kontrol edilemez bir noktaya geldiğinde bozulan demografik yapıyla beraber getirdiği geçimsizlik, suç, kaos, şiddet, kriz, gibi olayların nüfus artışıyla doğru orantıda olduğunu gözler önüne seren bir deney.*

    ne var ki bu deneyde gözlemlenen önemli noktalardan biri de hızla ve kontrolsüzce yükselen bir şeyin aynı hızla ters orantıda düşüşe geçmesidir.
  • mad max gibi bir ortam olmuş.
  • fareler nasıl intihar edeceklerini bilselerdi gerçek bir insan toplumunu tasvir edecek deneydir. cennet koşullarındaki fareler, son derece zengin insanlarla karşılaştırılabilir. ikisi de istediklerini elde eder ve yeni duygular aramaya başlarlar. son örnek, bu son derece zengin insanların, fakir insanları seks kölesi olarak satın alıdığı ve istedikleri her şekilde işkence yaptıkları "altered carbon" olabilir. ayrıca eski bir dükün avında dua etmek için para alan insanlara ilişkin, oldukça eski bir romana dayanan yeni bir film de var.

    bana göre barnes, dünya tarihi'nin son bölümünde cennetin mükemmel resmini anlattı. bunu, istediğiniz her şeyi yapabileceğiniz bir meslek olarak görüyordu, mükemmel bir sporcu olun, geçmişin ünlü insanlarıyla konuşun, güzel kızlarla yatın, lezzetli yemekler yiyin. ama sonunda mücadele ve zaman çizelgeleri olmadan hayattan sıkılırsınız, bunun bitmesini ve dünya yaşamınızın baştan başlatılmasını istersiniz.

    yine de, deneyin sonucunun insan toplumuna uygulanabileceğini düşünmüyorum, çünkü en azından kendimizi yaratıcılıkla ifade edebiliyoruz ve en azından bazılarımızın parayla ve rahat yaşamla sınırlı olmayan hedefleri var. ayrıca japonya, hindistan veya hong-kong gibi insanların yaşam alanlarının birkaç metrekare ile sınırlandırıldığı yerlerde yamyamlık eylemleri görmedim.
  • insanlık tarihiyle bu kadar örtüşen bir başka deney yoktur.
  • bir grup farenin tüm yiyecek, içecek ihtiyacının karşılandığı, tüm avcılardan uzak kolonide tutulduğu deney.

    burada dikkat edilmesi gereken nokta bu barınak/koloni bir ütopya değil bir hapis hayatı. farelerin hiçbir amacı yok, oyuncağı yok.

    dr. calhoun zaten deneyi tekrarladığında farelerin yaratıcılığını destekleyecek görevler verdiğinde nüfusun varlığı devam ediyor.

    bu deney üzerinden insanlığa aynı sonucu yüklemek yanlış olur, çünkü bahsedilen yer farelerin doğası için dizayn edilmiş bir ütopya değil bir hapis. sınırsız yemek ve çiftleşme imkanının ütopya olmadığını ispatlıyor bu deney.

    hatta post modernizmin getirdiği amaçsızlığın etkilerini çok güzel gösteriyor denebilir.

    canlılar sadece yemek ve üremek için evrimleşmemiş sonuç olarak.
  • john calhoun'un toplumsal davranışlar üzerine davranışsal olarak insanlara benzeyen fareler üzerinde yaptığı bu deneyde sonuç, beklenenden çok farklı çıkmış.

    (bkz: john calhoun)
    (bkz: davranış batağı)

    özetlemek gerekirse yapılan bu deneyde, 4 dişi 4 erkek fare, 4000 farenin normal yaşayabileceği ama kısıtlı olan bir alanda, başka hiçbir kısıt olmadan; sınırsız yiyecek-suyun bulunduğu, hastalıkların elimine edildiği bir düzeneğe bırakılıyor. ancak beklenenin aksine nüfus, idare edilebilecek sayı olan 4000'e çıkmanın aksine yok olmuştur.

    ilk başta nüfus hızlı artıyor. bu esnada kısıtlı alanın belli bölgelerinde fareler çok daha fazla yoğunlaşıyor. aşırı nüfuslu bu bölgelerde hiyerarşiler oluşuyor, bu hiyerarşide daha altta kalan, toplumda kendine bir rol ve sürekli kalabalıklar içinde bulunmaktan kendine sosyalleşebilecek bir alan bulamayan erkek fareler sosyal bağ kurma yeteneklerini kaybediyor ve amaçsızlaşarak kendilerini toplumdan geri çekiyorlar. alanlarını ve eşlerini savunma davranışında bulunmuyorlar ve kur yapma-çiftleşmeye çabalamıyorlar. bu da toplumsal bir davranış krizi yaratıyor.

    farelerin çoğunun çiftleşme ve diğerleriyle iletişim kurma davranışlarını bırakması neticesinde, nüfus artışı tamamen duruyor.

    işler buradan sonra daha da ilginçleşiyor. yeni jenerasyon fareler çevrelerinde kur yapma, çocuk bakımı gibi davranışları görmedikleri için olaydan tamamen kopuyorlar. gerginlikten ve tartışmadan kaçınıyorlar, çiftleşmeyi bırakıyorlar, toplumu ilerletmek adına hiçbir şey yapmayıp tamamen kendi alanlarına çekiliyorlar.

    calhoun, bu dönemi farelerin ilk ölümü olarak adlandırıyor. yani ruhlarının öldüğünü, ikinci sıradaki fiziksel ölümlerine kadar amaçsız şekilde yaşadıklarını belirtiyor.

    calhoun ayrıca, farelerin insanlara çok benzediğini, herhangi bir amaç, baskı veya gerilim olmadığından tüm odaklanma güçlerini, hedeflerini ve kimliklerini kaybettiklerini söylüyor. hiçbir sosyal rollerinin kalmaması neticesinde, kaynaklar da sınırsız olduğundan sadece en temel ihtiyaçlar olan yeme ve uyumayı gerçekleştirdiklerini söylüyor.

    farelerin çoğunun çiftleşme ve diğerleriyle iletişim kurma davranışlarını bırakması neticesinde, nüfus artışı tamamen duruyor. bir noktadan sonra popülasyondaki tüm fareler yaşlılıktan ölünce toplum ortadan kalkıyor.

    bu deneyi insanlığa uyarlarsak; toprakla bağı kesilmiş, beton şehirlere tıkıştırılmış insan yığınları bir de pandemiyle eve kapatılınca bu davranışsal çöküş dönemi hızlanıyor. eşcinselliğe meyil gibi davranışsal bozukluklar ortaya çıkarken karşı cinsle sağlıklı yakınlaşma, aile kurup çoğalma yetenekleri ve imkanları azalıyor.

    kaynak:
    1)https://onedio.com/…erinden-biri-universe-25-737961

    2)https://twitter.com/…rez/status/1145641120099131392
    twitter:@_agustoperez

    3)https://eksiseyler.com/…-calisma-universe-25-deneyi
  • fareler 9-17 arası çalışsalardı bu sorunlar olmazdı. sorun nüfus artışı değil işsizlik.
hesabın var mı? giriş yap