• bir grup farenin tüm yiyecek, içecek ihtiyacının karşılandığı, tüm avcılardan uzak kolonide tutulduğu deney.

    burada dikkat edilmesi gereken nokta bu barınak/koloni bir ütopya değil bir hapis hayatı. farelerin hiçbir amacı yok, oyuncağı yok.

    dr. calhoun zaten deneyi tekrarladığında farelerin yaratıcılığını destekleyecek görevler verdiğinde nüfusun varlığı devam ediyor.

    bu deney üzerinden insanlığa aynı sonucu yüklemek yanlış olur, çünkü bahsedilen yer farelerin doğası için dizayn edilmiş bir ütopya değil bir hapis. sınırsız yemek ve çiftleşme imkanının ütopya olmadığını ispatlıyor bu deney.

    hatta post modernizmin getirdiği amaçsızlığın etkilerini çok güzel gösteriyor denebilir.

    canlılar sadece yemek ve üremek için evrimleşmemiş sonuç olarak.
  • şuan dünyada bulunan ve modern olduğunu iddia eden insan topluluklarının durumunu ve gelecek zamanda yaşayacaklarını gösteren deney. sonucu insanı karamsarlığa sevk etse de ölecek olacağımız gerçeği ile yaşayabiliyorsak bu deney insanoğluna vız gelir.

    deneyden anladığıma göre ilkel ve vahşi dediğimiz modernlikten uzak kalabilen az sayıdaki topluluk ise komün yaşamı sürdüğü için şanslı ve modern toplum çökerse, gelecek onların olacak.

    filmi çekilirse tutacağını sanmam çünkü film zaten vizyonda ve bizler tüm doğallığımız ile oynuyoruz. sadece son sahnenin çekimine biraz daha var.
  • bir toplumun nüfus yoğunluğunun onu nasıl yok ettiğini anlatan deneydir. john calhoun tarafından 1958 yılında yapılmış olup nüfusun artışı durumunda neler olabileceğini gözler önüne seriyor. deney düzeneklerimiz şöyle:

    görsel

    bilim insanımız bu deney düzeneğini 6,5 metrekarelik taban ve 90 cm yüksekliği olan 5000 kişilik bir fare şehri tasarlıyor. bu şehre 4 dişi, 4 erkek fare koyuyor. deney süresince farelerin yaşadığı yerin tabanının temizliği ve beslenme, ısınma gibi aklınıza gelebilecek tüm ihtiyaçları sağlanıyor. bunu unutmayın sakın. tüm ihtiyaçlar deney boyunca hiçbir eksik giderilmeden sağlanıyor.

    hiçbir ihtiyacınızın eksik olmadığı bir şehirde yaşadığınızı düşünün. peki refah içinde yaşayan farelerimize neler oluyor?

    görsel

    refah düzeyinde olan farelerimiz besleniyorlar, barınıyorlar ve üreme ihtiyaçlarını gideriyorlar. 104 gün boyunca alanda kalan farelerimiz ilk yavruyu meydana getiriyor. alanda 9 fare var ve bir sıkıntı olmadığını gören fareler yavru meydana getirmeye devam ediyor. bu süreçte her 55 günde bir nüfusu ikiye katlamaya başlamış olan fareler 315. güne gelindiğinde 600 kişilik bir nüfusu oluşturmuştu. nüfusun bu kadar artmasıyla birlikte farelerin yeterince oynamamaları ve beslenememeleri neticesinde sürtüşmeler başlıyor ve birbirleri arasında bu rekabetten doğan düşmanlık birbirlerini öldürmeye başlamalarına neden oluyor. bazı fareler bulundukları alanda aynı insanlar gibi toplumda olmamak için kendi köşelerine çekiliyorlar. * bazı dişi fareler erkek rekabetinden etkilenmemek için kendilerini korumaya alarak yavrularını yemeye başlıyorlar.

    bazı fareler kendilerini kaostan korumak için güvenceye alsalar da bazıları hala açık alanda ve 560. günde nüfus 2200'e dayanıyor. işte bu noktada rekabet iyice artmaya başlıyor bunun sonucunda da fare nüfusu sadece 50 gün kadar bir sürede deneyin 610. gününde nüfusun 100'ün altına düştüğü gözleniyor. kalan fareler kendilerini evlerine kapatan elitler ve mücadelede galip gelenler. yalnız ilk 100 fare ile son 100 fare arasında ciddi farklar olduğunu görüyor calhoun. aynı yaşam şartları olmasına rağmen son 100 fare geçmişteki acı hatıralar nedeniyle aynı refah seviyesine bir daha ulaşamıyor. deneyin 650. gününde alandaki son dişinin de ölmesiyle farelerin soyu tamamen son buluyor.

    bu deney bize şunu gösteriyor ki her ne kadar isteklerimiz giderilse de eğer ortada nüfus artışı varsa ve alanlarımız azalıyorsa zamanla agresifleşiyoruz ve toplum olarak kendi kendimizi yok ediyoruz. bu deney nüfus planlaması için çok güzel bir örnek teşkil etmiştir.

    not: deneye universe 25 denilmesinin sebebi deneyin defalarca tekrarlanmış olmasından dolayı.

    kaynak 1 ve 2
    görsel kaynağı 1 ve 2
  • filminin yapılması gereken çok ilginç bir deney.

    4 dişi 4 erkek fare büyük bir kutuya konuluyor. içinde bir sürü oda var. yeteri kadar su ve besin veriliyor. bir müddet sonra haliyle nüfus patlaması yaşanıyor. fare sayıları hızla artıyor. ancak bir süre sonra huzursuzluklar baş gösteriyor. peki sonra?

    izleyelim
  • deneyde fareler kullanılsa da insanoğlunun önemli dersler çıkarmak zorunda olduğu bir deneyin adı.

    nüfus artış hızının kontrol edilemez bir noktaya geldiğinde bozulan demografik yapıyla beraber getirdiği geçimsizlik, suç, kaos, şiddet, kriz, gibi olayların nüfus artışıyla doğru orantıda olduğunu gözler önüne seren bir deney.*

    ne var ki bu deneyde gözlemlenen önemli noktalardan biri de hızla ve kontrolsüzce yükselen bir şeyin aynı hızla ters orantıda düşüşe geçmesidir.
  • insanlık tarihiyle bu kadar örtüşen bir başka deney yoktur.
  • insanlık tarihine benzemediğini söyleyenler olmuş. fareler doğal ortamında değilmiş, biz doğal ortamımızda mıyız! dünya'da kendisine özgü doğal ortamı olmayan tek canlı insandır. diğer her canlının vakko'ya gitmeden yaşayabileceği bir fizyolojik yapısı ve çevresi var.

    hatta eski ahite bakalım, tanrının sözünü dinlemeyen iki ibiş, elmayı yerler ve hop dünyaya yani doğal ortamları olmayan bir yere cennetten paketlenirler. sonra sayıları 8 milyar olur ve sürekli birbirilerini bombalarlar. ee ne fark var şimdi.
  • fareler 9-17 arası çalışsalardı bu sorunlar olmazdı. sorun nüfus artışı değil işsizlik.
  • deneydeki köşeye çekilip olan biteni seyreden elit farelerden biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, nicelik olarak üstün hale gelmeye çalıştıkça nitelik olarak dibi boyluyoruz. üstelik kendi niteliksiz farelerimiz bize yetmiyor gibi bir de sisteme dışarıdan lağım faresi ithal ediyoruz. toplum refahını boş verip bireysel refahını düşünen her farenin önü, kendisi gibi düşünen diğer bir fare tarafından kesiliyor. eğitimsizlik, torpil ve rüşvet tüm deney düzeneğimizi esir almış durumda. diğer elit fareler böyle bir toplumda üremenin anlamsızlığını düşünürken, niteliksiz fareler durmaksızın üremeye devam ediyor. defalarca tekrar edilmiş ve aynı sonuca ulaşılmış bu deneyin mutlak sonucu iyibariyle, niteliksiz fareler dahi üremeyi bıraktığında toplumsal çöküş sürecimizin de sonuna gelmiş olacağız. kim bilir? belki bir sonraki deneyde tekrar buluşuruz.
hesabın var mı? giriş yap