• bir baska bakis acisi da friedman'dan:

    http://www.nytimes.com/…man.html?src=me&ref=general

    sondan bir onceki paragrafinda linkedin'in kurucusu hoffman'dan bir alinti var. kabaca soyle diyor: “artik 'universite mezunuyum, is benim icin bir hak, simdi birisi bana nasil bir is yaratacagini ve beni nasil egitecegini dusunsun' denilen devirler geride kaldi. hangi endustrilerin is yaptigini, onlarin nasil isledigini ve firmaya baskasinin katamadigi ne tur degerler katacagini dusunmek zorundasin. girisimciler icin gecerli olan fark yarat ya da yok ol prensibi artik hepimiz icin gecerli.”
  • hak ettikleri ünvanların daha altında bir şeye "tamam" diyemeyecek kadar burnu büyük olmalarıdır bazen ama bazen.
  • yüksek mevkilerde bir tanıdıklarının olmaması.
  • bana göre en önemli sebebi, o 4 yıl boyunca kendini geliştirmemesi, staj vs. yapmaması, bölümü hakkında yeterli çevre ve referans sağlayamaması.

    4 yıl bir şekilde bitiyor ama nasıl bittiği en önemli nokta.
  • mezun olunan universite, bitirilen bolum-fakulteyle pek ilgisi oldugunu dusunmuyorum. ben mesela bir fen edebiyat fakultesi mezunu olarak 6 aylik is tecrubemle evde kuveti dolarlarla doldurdum oyle boyle degil.

    universite mezunlarinin issiz kalma sebebi sahsi kanaatim rekabetin giderek artmasidir. bundan 30 yil once universite mezunu insan sayisi cok azken, bundan 15 sene once yuksek lisans yapmis insan sayisi azdi. bugunse herkes masallah fabrika cikisi yuksek lisansiyla geliyor.
  • memelerini yeterince işlevsel kullanmamaları.
  • üniversite dönemi boyunca kariyer günleri, geleceğin lideri olacaksın illüzyonu organizasyonu ve patron kıçı yalama sertifika programı gibi gereksiz şeylere vakit ayırmayıp üniversite kütüphanesinde başka yerde kolay kolay bulamayacakları journal'ları ve kitapları okuyarak zaman geçirmek.
  • bos adam ile kafasi calisan adam ayrimini yapamayan bir egitim sisteminin olmasidir. her onune gelene diploma verirsen olmaz o is.
  • siktiriboktan 2 yıllık okul bitirenlerin terfi aldığı, 3 dil bilen adamların işsiz gezdiği bir ülkede yaşadığımıza göre, sebebi ne dil bilmek/bilmemek, ne de kendini geliştirmek, ne de okunan bölümdür. tek sebebi işsiz olan arkadaşın arkasında afedersiniz taşaklı bir dayısının olmamasıdır. olsun da bak senin dilini, iş deneyimini, bilmemneyini sallıyorlar mı? ulan -zamanında- banka mülakatına giriyorum, heriflerin doldurtuğu formdaki ilk soru " genel müdürlüğümüzde üst düzey yönetici tanıdığınız var mı?". o da kesmiyor, birebir mülakatta da soruyorlar aynı soruyu. açık açık torpil soruluyo kurumsal şirketlerde bile. ingiltere'de master yapmış, konusunda deneyimli arkadaşa değil de, 2 yıllık süt endüstrisi bitirmiş, 20 yaşında toy çocuğa terfi geliyor... siz ne diyorsunuz ya?
  • bizim yeni yetme ergenlerin çoğu eğitimini aldığı meslekle ilgili işin altyapısını, özelliklerini, geçmesi gereken aşamaları öğrenmek yerine, önce artistliği nasıl yapılır, nasıl hava atılır bunu öğreniyor. muhtemelen sınıf arkadaşlarıyla bir cafede oturup konuşurken bir anda okulu bitiriyor, süper bir yerde işe giriyor, projeleriyle bir anda yönetici oluyor çevresinde iş ihtiyacı olanlara iş verip, sevmediklerine siktiri çekiyor, en sevdiği marka arabayı alıp en müreffeh hayatı yaşıyor sonrasında gelen "hadi kalkalım geç kaldık" sesiyle ayaklanıp hesabı ödüyor ve emekliliğin tadını çıkarırcasına yüzünde sırıtkan bir ifade ile bütünlemeye bıraktığı dersleri nasıl veririm diye düşünmek üzere evinin yolunu tutuyor...

    --- spoiler ---

    bir süre beraber çalıştığımız, boğaziçi mezunu bir arkadaşımın ayrılırken söylediği sözü de hatırlatmadan geçemeyeceğim; aaabi bizi okulda nasıl gazlamışlarsa dışarıda herşeyi yaparız diye çıktık, iş hayatı hiçte orada bize verilen gazlarda konuşulduğu gibi değilmiş yeaa

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap