• yazık ki güvenlik önlemleri sebebiyle mikro kameralı yüzüğüm, bluetooth iletişim cihazlı kolyem, sınav görevlilerini etkisiz hale getirmek üzere bayıltıcı dart oku fırlatan anahtarlarım, uzay teknolojisi kullanarak içine yine mikro çipler yerleştirdiğim bozuk paralarım, beynime telepati yöntemiyle veri aktarımını sağlayacak olan metal kemerimle giremeyeceğim sınav. pes ediyorum çocuklar, fena yakaladınız beni.
  • sadece ankarada yapıldığı için önce canımı sıkmış ama daha sonra ulan her sınav ankarada olsun be dedirtmiştir. ankarada tek başıma 9 saat sıkılmadan nasıl gezdim onu ben de bilmiyorum, otobüsten iner inmez kalacağım otele yerleştikten 1 saat sonra kızılay'ın coşkun kalabalığına attım kendimi. harika bir cumartesi gecesi insanlar çıldırmış, kafeler barlar sokaklar ağzına kadar dolu, ama yarın üds var.. ulan nasıl içilmez ki? ankarada yalnız başına içmeyip ne yapacaksın? yok ya içmemem lazım, sabah uyanamam.. otele döneyim yoruldum, ama önce bi kahve..
    -alo kıtır diye bi bardan bahsediyodun, nerde orası?
    -haha tunalıya çıkıcaksın nerdesin şu anda?
    -bilmiyorum
    -etrafında ne var?
    -şu var.. bu var..
    -kızılaydasın hala, bak şimdi bla bla..
    ..yürü yürü bitmiyor kızılay, cadeddeki insanların da yarısına sorduktan sonra bardayım, evet kahve söyleyeyim şimdi, sade olsun..
    -bi tane miller verir misin?
    çakır keyif olarak 1 saat kadar sonra ayrılıyorum, taksiyle otele dönüş, hoop sabah kalk, sınava gir, ver, çık.
    tekrar kızılaydayım, aynı şehirden gelip farklı yerlerde sınava giren diğer arkadaşlarla buluşyorum, daha otobüsün kalkmasına 6 saat var, kahve, yemek, kitap, cd alışveriş vs.. 2 saat daha geçiyor, arkadaşların otobüsü benimkinden önce kalkacak, onlar gidiyor.. ankarada 4 saat daha yalnızım.
    -alo tenedos diye bi yer var diyodun nerde orası?
    -bilmem ne camii'nin karşısında , kime sorsan gösterir.. haa unutmadan, gizemli süt iç.
    -tamam,eyvallah
    kafenin elemanlarından biri beni 20 yıllık arkadaşıymışım gibi karşılıyor, alt kata iniyorum, kalabalık, herkes grup halinde, bir gizemli süt, bir de cheese cake istiyorum. gazete, dergi vs.. derken 1 saat de orda geçiyor, gitme zamanı yaklaşıyor tekrar kızılay'a inip metroya binmem gerek. metroya doğru yürürken bir kafenin üst katına gözüm takılıyor, izmitten yakın bir arkadaşıma çok benzeyen birisi oturuyor.. o mu değil mi? telefon.. çaldır, telefona bakarsa odur, bu kadar. evet o, barış?? ama barışın yanında 5 tane ilahe var.
    -abi ne iş?
    -gençlik programı hesabı bu 5 sırp hatunu yanıma verdiler, kamptayız ben 1 haftadır ankarayı gezdiriyorum bunlara.
    ..ahh ah be otobüse 1 saat kala olur mu lan bu, adaletin bu mu dünya?
    tanışıyoruz hepsinin isminin sonu a harfi ile bitiyor, ama sadece bir tanesinin ismi:
    -hi. i'm milita, but not militia :))
    ..esprisi yüzünden aklımda kalıyor
    -oh yea? :))
    yea ya, sktimin salaa az önce üds den çıktın, nooldu? sen de yapsana espri, nooldu doktora bilmem ne? hatunları görünce dilin tutuldu di mi?
    eğlenceli geçen 1 saatten sonra sırbistan'a da davet ediliyorum. "oraya gelemem, oralarda benim oymağımı skerler" cümlesini ingilizceye çevirmeye kasmamak için sadece "sure" diyip kıza tebessüm, barışa da küfür ederek mekandan ayrılıyorum. yol boyu "5 tane lan, 5 lan 5 beşş" diye sayıklayarak izmite dönüyorum..
    ha sınav değil mi? üds den bahsediyorduk.
    kazanmışım..
  • üds'nin ne olduğunu, nasıl sorular sorulduğunu bilmeyen kişilere, sınava girmeden önce kılavuzu okumalarını tavsiye ederim. çünkü sınava bir tane deneme bile çözmeden girince, 50 sayfalık soru kitapçığındaki 240 sorunun hepsini çözmeye kalkıp, cevap kağıdındaki yerlerin bunun hepsine yetmeyeceğini gördükten sonra sadece sınava girdikleri alanın sorularını çözmeleri gerektiğinin farkına geç de olsa varan kişiler olduğu duyulmuştur, görülmüştür.
  • bu da bi sistem. yani demek değildir ki siz üds den 60 aldınız diye ortalamanın biraz üzerinde ingilizceye sahipsiniz. harika ingilizce konuşup, rahatlıkla yazışmalar yapabilecek düzeyde ingilizceye sahip olabilirsiniz ama sınavı daha önce görmediyseniz, ilk kez girmişseniz tahmininizden daha düşük alacaksınızdır muhtemelen.

    iyi yanı şu ki, sistemli çalışıldığında -her ösym sınavı gibi- rahatlıkla istediğiniz puanı alabilirsiniz. eğer oturup bu zamana kadar çıkmış soruları art arda çözdüyseniz, siz de hemen hemen aynı isimlerin, fiillerin, bağlaçların, sıfatların ve zarfların kullanıldığını göreceksiniz. hatta bazen öyle bir olacak ki, soruyu okumadan sadece şıklardan cevabın hangisi olabileceğine dair tahmin yürütebileceksiniz.

    en başa dönersem, şunu demek istiyorum: örneğin çalışmadan, taktikleri öğrenmeden girdiğiniz sınavdan 60 aldınız. sonra denemeleri çözdünüz, taktikleri öğrendiniz ve tekrar sınava girdiğinizde 72 aldınız. işte bunun anlamı siz artık ingilizceyi daha iyi biliyorsunuz değildir, bunun anlamı sınav sistemine aşina olmuşsunuz demektir. eğer ki tamamen sistemi çözerseniz de gelsin 90 lar 98 ler...
  • almanca/fransızca/ingilizce bilenlerin değil, üds'yi çözmeyi bilenlerin yeterli puanı alabildiği sınav.
  • bahar dönemindeki sınavında sınavı girilirken yanına hiç bir şey almama olayını abartarak nüfus cüzdanını da yanıma almayışımdan dolayı giremediğim sınavdır. önceki yılların sınav sorularından gördüğüm kadarıyla (fen bilimleri için) kelimeler pek zorlayıcı değil fakat gramer açısından dikkatli olunması gereken sınav. he bana sorarsanız kpds,üds falan ingilizcenizi ölçmek için doğru sınavlar değil biraz pratik biraz da test tekniğini kapınca yüksek puan alınabilir.
  • birazdan çalışacağım sınav. son geceye bıraktım bakalım ne olacak diye. teletubbies ile başladığım ingilizce öğrenimime, how i met your mother ile devam ettiğim için kendime güvenim tam.
  • sınava çok kısa süre kalmış olmasına karşın beginner düzeyi ingilizcemle 50 sınırını aşmayı hayal ettiğim sınav. umudumu en çok da 40 altın kurala bağlıyorum. bir kaç yerde de bunun gümüş olanını görmüştüm.
  • çanta, cüzdan vs bırakın para bile götüremeyeceğiniz, muhtemelen antalya gibi sadece kart kullanılan şehirlerdeki otobüs kartlarını bile içeri kabul etmeyen sınav. ee geceden başlarsam yürümeye, sabah okula varırım heralde. uykum açılır en azından, bu da bir şey.
  • ösym nin süre cimriliğinden ödün verdiği tek sınav.80 soruya verdiği 180 dakikadan artanını aleste kullanabilsek hoş olur.
hesabın var mı? giriş yap