• eğer daha önce yönetmenin başka bir filmini izlememiş olsaydım, bu filmle ilgili yazacaklarımın tamamına yakını olumlu olabilirdi ancak filmin birçok sahnesi bende dejavu etkisi yarattı. politik tartışmalarda sıklıkla söylenen "biz bu filmi görmüştük" cümlesi bu filmde gerçek anlamda yerine oturuyor.

    --- spoiler ---

    filmin temel alındığı nokta babam ve oğlum ile neredeyse aynı. her iki filmde de aileyle çatışma yaşayan ve idealleri uğruna evi terk ederek büyük şehirde şansını deneyen ve sonunda bir sağlık problemi ile "asıl yuvasına" dönen karakterler olayın temelini oluşturuyor.

    ikinci olarak çağan ırmak sinemasının "ağlatma çabası" üzerine kurulmuş olması artık can sıkıcı bir hal aldı. filmin neredeyse bütününe yayılmış olan ancak finale doğru artarak ilerleyen bu ağlatma çabası artık yapay duruyor. filmlerdeki bu yapaylık izleyiciyi de filme yabancılaştırıyor, böylece murat edilen şey de gerçekleşmemiş oluyor.

    üçüncü bir nokta ise hümeyra... kendisine, sesine ve oyunculuğuna saygım sonsuz ancak cağan ırmak-hümeyra ikilisinin yan yana gelmesiyle ortaya nasıl bir oyunculuk çıkacağı artık hepimizin malumu, şaşırtmıyor, tekrar tekrar aynı şeyleri izliyoruz.

    gelelim olumlu noktalara. bir kere sahnelerim çekimlerini, renkleri çok beğendim. ayrıca şarkılar da filmin havası içinde çok etkileyici oluyor. bir diğer nokta da ışıl yücesoy'un gençliğini oynayan gözde cığacıçok doğru bir seçim gibi duruyor. kerem bursin ise biraz sırıtmış gibi. ayrıca yakışıklı bir erkek ile güzel bir kadının dost olması, dost kalabilmesi neden filmlerde imkansız hale geliyor? illa aşk mı yaşanması gerekiyor.
    --- spoiler ---

    neticede filme babam ve oğlum 2 ya da ablam ve kocam diye isim konulsa sırıtmazmış, yönetmen açısından da sanatsal takip gerçekleşmiş olurdu. izlemeye değer mi? izlenir.
  • daha dün sinemada izlediğim ve çok beğendiğim film.

    not: ilk defa çağan ırmak filmine gittim, yeni fikir edindim. hor görmeyin.
  • kaliteli bir film olmuş, hani izledikten sonra "bok yere verdik parayı sinemaya" demiyorsunuz.

    yalnız çağan ırmak aile içinde işleyecek konu bırakmadı, karı-koca, baba-oğul, dede-torun, derken şimdi de abla kardeş. kendisinden bi enişte-kayınço hikayesi bekliyorum. bi de eltili bir hikaye yapsa da elti ne ögrensem. bu arada kayınço ne ya? meksikadan transfer akraba gibi.
  • hayatıma öyle bir geçer zaman ki ile girmiş, sanat yönetimi, oyuncu yönetimi, oyuncu disiplini gibi kavramların cümle içinde nasıl kullanıldığını göstermek için yapılmış sanki bu film.

    farah zeynep abdullah, her ne kadar kıvanç tatlıtuğ karşısına yakıştırılmadıysa da, sinema perdesine çok yakışıyor bence ve dev gibi bir ayperi olmuş. sesinin güzelliğini biliyorduk, doğru yönetmen ve eğitmenlerin elinde böyle kocaman bir şeye dönüşmüş ki daha önce de dönüşmüşlüğü vardı*, elindeki bütün malzemeleri çok iyi kullanmış. -seviyorum kalp-.

    hümeyra'yı en çok çağan ırmak filmlerinde seviyorum. nedenini hepimiz biliyoruz sanki.

    ışıl yücesoy'u çemberimde gül oya'dan beri tüylerim diken diken ola ola izliyorum, çok acayip bir oyuncuya sahibiz, keşke daha çok kıymetini bilsek.

    ve bu filmin en önemli şeylerinden biri tabi ki sanat koluydu, adını anmadan geçemeyeceğim bir insan kendisi, soydan kuş, seninle gurur duyuyorum.

    kamera arkası, kamera önü, yanı vs. hepsinin emeklerine sağlık, dilerim çok daha güzel işlerle yolları hep açık olur.
  • şahane bir film, şahane bir anlatım, oyuncular harika, çekimler ve müzikler enfes, sapka cıkarmak yetmez kafa kazıtmak lazım cagan ırmak'a.

    --- spoiler ---

    bugün bir tanıdıgımın kendini astığını öğrendim, hem ona hem ablaya hem kardeşe ağladım bol bol.

    aldığım haber ve bu film birleşince bu akşam şu sonuca geldim: hayat beklemez. kimseyi beklemedi, seni de beklemez. ya elinden geleni yapıp çırpınıcaksın ya da gençliğinin elinden gitmesini film izler gibi izleyeceksin.

    --- spoiler ---
  • yönetmeni çekip bitirdikten sonra soluğu arjantin'de almış. hala daha fotoğraf yüklüyor oralardan.

    böyle bilgilendirir mahiyette bir entari giydireyim de yapış yapış sözlükçü saçmalıklarından sıyrılayım istedim bir yerde.

    yoksa yakında buralar hep kağıt mendil dolacak.
  • ağlamaktan kanser edebilecek filmlerden biri daha.
  • dikkat bu entry spoiler icerir!

    cagan irmak'in butun filmlerini izledim. artik filmin ismini illa da filmdeki bir replikte kullanmaya calisma cabasina bir son vermeli. bu prensesin uykusu'nda da, bana sans dile'de de, tamam miyiz'da da bu filmde de vardi. artik bekler olduk ne zaman kullanacak filmin adini diye ama alzheimer oldugunu duyar duymaz filmin sonunu tahmin ettim.

    yine filmin sonuna dogru aglatmaya calisma cabasina devam ama bu kadar basit, banal bi konuya film cekmek sacma geldi bana. ayni konuyu alzheimer olayini atarsak cogu yesilcam filminde izledik zaten. artik koyden sehre gelip sohret olan genc kiz hikayesi sıkmadı mı? ben izlerken sıkıldım. bi kere genc oyuncularin yasli halleri olmus mu? goz var izan var? humeyra ile farah zeynep abdullah ne alaka? hani isil yucesoy okey dedik hanife'nin goz renginden dolayi? peki kerem bursin'in yasliligi ne alakaydi? bence hic yaslanmadan aradan bi kac sene gectikten sonra da boyle bi hastaliga yakalanabilirdi oyle daha cok zevk verirdi kanimca. az da olsa duygulanmadim mi? duygulandim ama fazla begendigimi soyleyemem. haddime degil ama puan verecek olsam 6/10 o da humeyra, isil yucesoy ve farah zeynep icin.

    bu arada soruyorum mehmet gunsur'e ne yaptiniz?
  • filmin ikinci yarısı boyunca hiç durmadan ağladım. şu an kenan doğuluyu ve çağan ırmağı bulsam kafa göz dalarım. ayıptır arkadaşım.
  • hiç hüzünlü filmleri sevmememe rağmen yine arkadaş kurbanı olarak gideceğim film. bakalım baya ısrar ettiler de cidden beğenirim umarım. neyse film dönüşü editlerim zaten.

    edit:çok da hüzünlü filan değilmiş ya. bir kere gözlerim doldu o kadar. ya da ben mi çok duygusuzum bilemedim şu an.
hesabın var mı? giriş yap