• "motor tamircisiyim ama karının allahına vuruyorum" temalı klibiyle gönüllere taht kuran bir şarkıdır.
    klişe amerikan nöbetçi cafe'lerinden birinde gerçekleşen ufak bir kesişme/flört aşamasının ardından 4-5 erkekle birlikte dışarı çıkan klodya şifır'ın başına gelenler için bir sonraki klibi bekleyiniz.
    (bkz: seroquel for a dream)
  • türk filmi gibi bir hayat vesile olmus olan sarkıdır billy joel zamanında zamanının en cıvır mankenine aşık olur onu hiç bir zaman elde edemeyecegini sanar ve ona bu sarkıyı yazar sonra gel zaman git zaman kahramanlar tanısır tanısmakla da kalmaz evlenirler.gökten 3 elma düşmüş..
  • "aptal girl, you know that you are very aptal girl." şeklinde söyleyince pek daha eğlenceli olan şarkı.
  • tam bir zengin kız fakir erkek edebiyatı örneğidir. fakat ağlak olanlarından değil, e naparsın gâvur hep iyimser...
  • ravel'in bolero'suna benzetirim bu şarkıyı. bu benzerlik dışında pop tarihinin en melodik eserlerinden biri, melodik kaygıyla yapılmış bi şarkıdır, lezizdir elbette. kötülemek için benzetmedim zaten.
  • billie joel zamanında evli olduğu top model christie brinkley için yazmıştır bunu.
  • neşelendiren, gülümseten billy joel klibi.
    biraz çabuk bitiyor sanki. westlife versiyonunda pek fark yok gibi ama nedense aynı havayı vermiyor.
  • http://www.youtube.com/watch?v=hcumwrfxg4e&nr=1

    klibiyle birlikte izlendiğinde nostsalji yapmaya yarayabilir. gülümsetebilir. güldürebilir. aman diyim.
  • vay be meğersem kraliyet opera binası'nda bir gösteri sonrası prenses diana'nın sürpriz bir şekilde sahneye çıkıp prens charles'a doğum günü hediyesi olarak sergilediği dans performansında fon müziği olarak kullandığı billy joel eseriymiş efendim.

    (bkz: the crown)
    (bkz: dizilerden öğrenilenler)
    (bkz: dumur)
  • sevimli bi amerikan banliyosunde karsilikli olarak dizilmis tatli evlere dogru iner kamera. yeterince alcaldiginda da bu evlerden birinin ikinci katindaki hafif aralik pencereye yaklasir. kamera, agac dallarinin arasindan gecip pencereden ıceri girdiginde daginikliginda ilginc bir cekicilik olan bir odayla karsilasiriz. los bi isigin belli belirsiz aydinlattigi odanin ortasinda bir golden retriever uyumaktadir huzurla. kosedeki buyukce ve hardal sarisi rengindeki deri kanepede de kot pantolon ve kirmizi oduncu gomlegiyle yuz ustu uyuyan kahramanimizi goruruz. atmosfer oylesine huzur vericidir ki iliklerimize dek isler bu sukunet. ıste o sahnenin tamaminda, arka planda ve kisik bir sesle calan sarkidir uptown girl. mukemmel bir sekilde tamamlar her seyi.

    birazdan telefon calacak, kopek tatli bi sekilde havlayarak kahramanimizi uyandiracak ve hikayemiz boylece baslayacaktir...
hesabın var mı? giriş yap