• iki hafta önce taksimde başıma gelen ve yanımdaki kız arkadaşımla beraber dakikalarca gülmemize neden olan, çevredeki insanların bize acayip şekilde bakmasını sağlayan bir doğa olayı.
  • bir yerli dizide komik bir şekilde işlenmiş konu. dizide güvercin yemi satan kişiyle milli piyango bileti satan kişi ortak bir çalışma yaparlar. güvercin yemlerine müsil ilacı katan kafadarlar bu sayede kuşların daha çok sıçmasını ,dolayısıyla daha fazla insanın bilet almasını sağlamaktadırlar. ardından da kazanılan parayı aralarında kırışırlar. türk zekası burda da kendisini göstermiştir bizlere. hepberaber alkışlıyoruz. (bkz: yürü be kocum kim tutar seni)
  • kusun ishal oldugu anlamina gelebilir:

    http://www.komikaze.net/default.asp?gun=20040108
  • eskiden şans göstergesi olan bu olay şimdilerde kuş gribine merhaba demenizi ve bok yoluna gitmenizi sağlayabilir.
  • istanbula gelir gelmez, burnunuzda tuten bogaz manzarasi ve havasi icin kic donduran soguga ragmen vapurda disari oturursunuz. once yaniniza vapurun bacasindan daha beter tuten bi grup oturur, bogaz havasi yerine bol bol karbonmonoksit alirsiniz. bu da yetmezmis gibi onunuze resim cekme bahanesiyle bi sirik dikilir, manzara da hikaye olmustur artik. tam bundan daha kotusu olamaz derken cevrenizdeki onca adam yerine bir marti tam sag omzunuzun ustune birakiverir**. artik elden bisi gelmez, guler gecersiniz. istanbuldasinizdir ya. derdi bile ayri guzel olur.
  • pisliği temizlemek derdinden önce ''griplimidir acaba'' korkusuyla apışıp kalmaya neden olur.* kısmet filan değil resmen dert getirmiştir. bol su ve sabun bulunacak ortamı temin edene kadar kuş bokuyla gezmek zorunda kalınabilir.
  • minicik bir umit de olsa sans getirecegine inanilmasa cekilmeyecek olan durum. uste basa, geldimi birsey degil. beyazli yesilli diskinin bir de adamin yeni yikadigi tertemiz saclarinin tam ortasina dusmesi var, boyle soguk " shlopp " diyen bir sesle. insan gayri ihtiyari omuzlari kaldirip ensede dikilmis butun sinirlerin ayaklanmasiyla basi geriye dogru atiyor o an lakin nafile, asil dert ondan sora basliyor. igrenc olarak tabir edilicek duygu.
  • evden temiz pak süslü püslü çıkılır. saç iki saatte şekillendirilir ve giyime kuşama herşeye özen gösterilir, zira sevdicekle buluşulacaktır ve de ayrı bir itina edilir haliyle. o cehennem gibi uzun gelen yolları yürüyüp tam sevdiceğe sarılmaya yaklaşık on saniye kala kafaya lap diye birşey düşer, hem sıvı gibi hem de sıcak gibi bişey... yağmur da yağmıyordur ki umursamayıp yürüyesin... aynanı çıkarıp bakarsın ama yoktur görünürde bişey. heralde birşey damladı diyerek es geçersin ve de sevdiceğine doğru yürürsün. o da bişey farketmez, ancak beş dakika sonra el saça götürüldüğünde yabancı yeşil bi sıvının saçına tutkal gibi yapıştığını farkedince basıverirsin çığlığı. herkesin arasından seni seçmiştir işte hain kuş. lavaboya koşup zamk gibi tutunmuş o sıvımsı şeyi çıkarmak için kendi kendine söylenerek saç tellerini koparmak suretiyle temizlersin uzun bi müddet. tabi bu zaman sürecinde alt tarafaı bi ufak güvercinin bu kadar ne yemiş olabileceğini ve kuş gribi olma ihtimalini de akıldan geçirip çeşitli duygu hezeyanlarına da kapılırsın. sevdiceğin kahkahalarla gülüp eğlenirken sen mutsuz olursun. ancak daha sonra, böyle durumlarda "şanstır şans" diyip sempatikçe gülümseyen pıtırcık insanları akla getirip mutlu olmaya çalışırsın. en azından burnumun ucuna ya da gözüme gelmedi diyerekten teselli edersin kendini, bir daha kuş gördüğünde kaçmaya yemin ederek...
  • üstünden bir kuş geçen** herkesin başına gelebilecek hadise.
  • kimi batıl inançlara göre şans getirdiği inanılsa da bi sikim olmayan aktivite.

    ortaokulda lgs'ye hazırlanmak için gidilen haftaiçi dersane programında derse yetişmek için evden temiz pak şekilde çıkılır. dersane sokağına girildiğinde dersin başlamasına 10 dk kalmıştır. seri şekilde yürürken börekçinin önünde olay vuku bulur. en sevilen svit'in üzeri bok olmuştur. sıçan kuşun annesiyle ilgili düşünceler içten dile getirilirken dersane kapısına doğru koşmaya başlanır.

    tuvalete gidilip svit musluk altında yıkanır ve içimize giyilen tişört ile derse girilir. elimizdeki ıslak sviti kaloriferin üzerine kuruması için bırakılırken hocanın ve diğer arkadaşların merak dolu bakışlarına maruz kalınır.olay anlatılır ve ufak çaplı bir yarılma ve peşine kısa çapli piyango al şans getirir geyikleri yapılır.

    dersler biter ve kurumuş svit üzerimize giyilerek eve doğru yol alınır. öğle vakti yaşanan kaza yerinden geçerken tedbir olarak yukarı bakılarak yürünür. nereden çıktığını anlayamadığım orospu çocuğu kumru hayvanı ne olduğunu anlamama fırsat vermeden kafamın arkası, svitin arka tarafı ve çanta üçlemesini hedef alıp üzerimi bir güzel pisler.

    be amına koyduğumun evladı, be kanadını siktiğimin kuşu ne istersin 12 yaşında dersanelere giden bir sübyandan!? gerisingeri dersane tuvaletine dönülür ve sabah ki kazayı anlattığımız rehber matematik öğretmeni ile tekrar karşılaşılır ve küfürler eşliğinde gözler sulu sulu olay anlatılır. kızgınlığımı maruz görüp ettiğim küfürlere kızmayan anlayışlı hocam sağolsun beni yıkayıp paklayıp arabasıyla eve birakmıştır. allah muhafaza eve gidene kadar üstüme atmaca falan sıçabilirdi. aynı gün içersinde iki kuşun sıçması tesadüf olmadığına kanaat getirip sayısal loto oynadım ertesi günü, üç tane bile tutturamadık.
hesabın var mı? giriş yap