uyanık

• uyumaz halde olan
  
  bi de "acikgoz olan" anlami vardir.(bkz: cin)
• bir gözü önde giderken öbürü arkadan parsayı toplayan insan tipi. bir kulağı seni dinlerken diğeri geçmiş yankıları tekrarlar.
  
  (bkz: tanrıdan uyanık kul olma tripleri)
• az konuşur.
• sürekli ellerini ovuşturan sinek modelidir. yapıştı mı, yapıştırmak gerekir.
• uyanık insanların günü kurtarmaya çalışan, ileriye yönelik plan yapmayan, çıkarcı ve küt kafalı modeli en can sıkıcı olanıdır. uyanık olmaya kasmak, uyanık olmak övülmesi gereken bir durum değildir. düpediz kıroluktur. zeki ve çalışkan insanın uyanık olup da küçük çıkarlar peşinde koşmasına gerek yoktur. insanın arkadaşlık ilişkilerinde bu tarz cin olmadan adam çarpan tiplerin oyunlarıyla muhatap olmak zorunda kalması canını sıkabilir. yani sizin asla düşünmek zahmetinde bulunacak kadar basitleşemeyeceğiniz şeyler, bazılarının hayatını idame etmesinde survival bir önem taşıyor olabiliyor... bunlar tersten okuma, sol gösterip sağ vurma gibi taktikleri hala kullanabilmekte akılları sıra şirinlik de yapabilmektedirler. oh la la.
• uyanık eylemin olmazsa olmaz sıfatı. ayıkla karıştırılmamalıdır...
• (bkz: uyanikspor)
• aynı zamanda denizli'nin sarayköy ilçesine bağlı bir köy.
• (bkz: ali uyanık)
• kendi çocuğumu yetiştirirken memleketimin en büyük sorunlarından birini görebildim:
  ebeveynler olarak büyük çoğunluğumuz zeka ve (kurnaz ve cingözlük anlamındaki) uyanıklığı birbirine karıştırıyoruz.
  baba veya anne kişisi çocuğu bir uyanıklık yaptığında bunu övüyor ve çocuk ta böyle şeyler yaparak zekasını gösterebildiğini sanıyor. böyle bir çocuk ta büyüyene kadar pek çok kurnazlığı, küçük oyunları karakterine yedirmiş oluyor.
  
  işte zamanında bu kadar büyük medeniyetlerin doğduğu bu topraklara rağmen böylesine organize olma sıkıntısı, değer üretme sıkıntısı yaşayan bir ülkede yaşıyor olmamızın nedeni de hep buradan, bu küçücük sevimli gibi görünen ayrıntıdan geliyor:
  çocuk arkadaşının oyuncağını elinden alıyor ve onu itiyor, anne bunu sevimli buluyor ve gülüyor, -1 puan.
  
  bu eksi puanlar belki de sadece -100'e bile ulaştığında artık çocuğumuz birkaç seviye düşüyor ve toplumuna çevresindekilere biraz daha az yararlı olabiliyor.
  
  arkadaşlar gelin buna siz de dikkat edin de beraber 15-20 senede daha güzel bir toplum yaratalım. kendi hatalarımızı çocuğumuza taşımayalım. uyanıklığın/kurnazlığın/cingözlüğün içindeki kötü anlamları çocuklarımızın da görebilmelerini sağlayalım, bunları onlar da görsün ve yeri geldiğinde cezalandırsınlar.
  
  aslında artık nüfusumuzun bu kadar yoğun olması belki de bir avantaja dönüştürülebilir. bir zincir hareket hızlı şekilde sağlanan etkileşimlerle topluma yayılabilir.
  
  bu mesajı her çocuk yetiştiren tanıdığıma aktarıyorum. böylece en azından çocuğumun etrafında böyle bir çevre oluşmasını sağlamaya çalışacağım. sizler de yapın, tamam mı?