• yasunari kavabata romanı için (bkz: nemureru bijo)
  • küçük onur dizisiyle ülkemde bilinir olan kitap.

    bu onur’un bi garip halası vardı, sevgilisi olan pezevenk “ürkek güvercinim” diye severdi kızı.
    günlerce ‘nasıl dübellerim bu kızı, nasıl nasıl’ diye düşünen top sakallı pez. abimizin eline bu kitap geçiyor. nasıl okuduysa artık orası bilinmez, şöyle bir fikir geliyor aklına: “ben bu ürkek güvercine uyku ilacını dayasam ceset gibi uyur, ben de amacıma ulaşırım.” ulaşıyor da..

    sonra gelen geçene pazarlıyordu kızı..

    (bkz: doksanların akla zarar dizileri)
  • yasunari kavabata'nın ömrünün 62. yılında yazdığı; hikayede kahraman olarak henüz cinsel kabiliyetlerini yitirmemiş, fakat bunun eşiğinde olan, yazarın kitabı yazdığı yıllarda kendisiyle hemen hemen aynı yaşlarda olan bir ihtiyarın (bkz: ilginç benzerlikler), bakire kızların müşterilere uyutularak sunulduğu sıradışı bir evde hissettiği karmaşık, garip duygular, kendisiyle yaşadığı içsel mücadeleler, geçen bir ömrün bugünle özdeşleştirilmiş anıları, zihninde yaşadığı anormal çağrışımlar ve bahsedilen evde bedenen yaşadıkları anlatılmaktadır.
    "o ne yahu? ben de okuyayım şunu" derseniz, bulmak oldukça zor. beyoğlu sahaflar çarşısında 1969-varlık yayınları kopyasını denk getirebilirseniz 10tl gibi bir fiyata kitabı satın alabilirsiniz. okumadığınızda çok şey kaybetmeyeceksiniz, ısrarla "hayır evet ben de arızalıyım, japon kültürünün karanlık ve iğreti yönü hoşuma gidiyor, okurum" derseniz de bıyık altından gülerek farklı bir tarzı olduğunu söyleyebilirim. bu ilginç eseri halka kavuşturmadan edemedim. ne derece hoşa gider, ne derece gitmez, ne derece kavuşur, halk ne der bilinmez. *
    yazara ön yargıyla yaklaşmadan önce izu dansözü (1926) ve karlar ülkesi (1934) isimli kitaplarını okumak gerekmektedir diye düşünüyorum. ayrıca kendisi 1968 yılında japonya'ya ilk nobel ödülünü (bkz: nerde o eski nobel ödülleri) kazandırmıştır. 1972 yılında gaz kullanarak intihar etmiş ve ölmüştür. ufak bir araştırma sonrası karşılaştığımdan, bu entryi yazmama sebep olan şey de budur.

    kızıla ve sarıya çalan yapraklarıyla akçaağaçlar mezarının üzerinden eksik olmasın ihtiyar...
  • uyanınca hırçın oldukları için uykuda sevmeyi tercih ettiğiniz kızlar
  • ancak uyandırmayacak bir milletin mensubunun yazabileceği kitap. aynı isimde güney afrikalı hubutitu xambve isimli bir yazarın yazdığı bir fantastik kurgu kitabı da mevcuttur.
  • daha önce okuduğum iki kitapta, yanlış hatırlamıyorsam serenad ve dublörün dilemmasında ve son olarak da (bkz: benim hüzünlü orospularım)’da bu kitaptan alıntı yapılınca merak ettim ve almak istedim fakat hiçbir yerde yok. nerden bulabilirim?
  • (bkz: yasunari kavabata) 1968 yılı nobel ödüllü kitabı.

    tanıtım yazısı:
    "japonya'nın en iyi romancısı sayılan yasunari kawabata 1968 nobel ödülünü aldıktan sonra dünyaca tanındı ve bütün uygar dillere çevrildi eserleri. japon panoları gibi ince bir sanatla işlenmiş olan romanlarında insan ruhunun derinliklerine inen bir gözlemci ustalığı sezilir.

    bu kitap size onun en değişik romanlarından birini sunuyor. burada bütün olay bir evin aynı odasında geçer.

    bir randevu evinin. ama hiçbir yerde görülmemiş bir özelliği vardır bu evin. önceden uyutulmuş bakire kızların yatağına yaşlı erkekler kabul edilir. kıza zarar vermemek şartıyle işte bu meraklı öyküyü o yaşlı adamlardan birinin ağzından dinleyeceksiniz."

    daha önce okuduğum bir kitap. bana garip gelmişti. yaşlı ve artık işlevi olmayan bir erkeğin neden genç kızlarla yatmak ister diye düşünmüştüm. kitabı okuyunca farkettim. adamlar bizim ünlü atasözünü gerçekleştirmek istemiş. körle yatan şaşı kalkar atasözünün ters versiyonunu denemek istemişler. kendi yorumlarına göre; gençle yatan yaşlılığı atar minvalinde bir düşünce söz konusu. evet öyle düşünüyorlar. etkiye tepki gibi. ya olursa, ya işe yararsa, susayanın bin dereden su içmesi gibi. yaşlılık psikolojisi de denilebilir bir nebze. hani bizim insanımız bir yerden medet umar ya; ölü şeyhin kemiklerini kaynatmak, ayasofya'yı kemirmek gibi işin cılkını çıkarır ya bu da öyle bir durum. tüm amaç ya olursa...
    kitaptaki yaşlılar bizim insanımız gibi işin cılkını çıkarmıyorlar ama bir tanesi bizimkilere benziyor.
    gelelim o yaşlıların "olursa" durumuna
    yaşlılık atıldı mı?
    cevap mezarlıkta gizli.
hesabın var mı? giriş yap