• bu deyişle ilgili olarak prof. dr. cavit sunar'ın melamilik ve bektaşilik adlı kitabında derin anlamları ihtiva eden açıklamaları vardır.
    anlatmaya çalışayım.

    uyur idik uyardılar yani alemden habersiz idik, uyardılar, yani farka getirdiler. bu uyanmak ezeli uyanmaktır
    diriye saydılar bizi diriye saydılar, zira, fark hayattır
    koyun olduk ses anladık bu ses (elestübırabbiküm) sesidir, mürşidin aşkıdır. bu sesi istidadımızla anladık. bu seste ezel sesidir
    sürüye saydılar bizi sürü, nefisdir, yani meniden çıkmakla sürüye katıldık. bütün insanlar aynı sürüdendir.

    sürülüp kasaba gittik kasaba gittik, yani feniafillah olduk; maddeten öldük, şekil değiştirdik
    kanâreyi mesken tuttuk yani ölmeden önce ölmeyi mesken tutmaktır ki böyle olan için artık ölüm yoktur.
    didar defterine yettik bizi didar defterine yazdılar, yani hak'kın huzuruna koydular.
    şükür hoş gördüler bizi gerçeğe ârif olduğumuz için de allah'ın cemaline vardık ve bu yüzden de bizi hoş gördüler.

    hâlimizi hal eyledik yani allah' ın ahlakı ile ahlaklandık
    yolumuzu yol eyledik bütün esrarı anladık, artık bilmediğimiz bir şey kalmadı
    her çiçekten bal eyledik yani her renge girdik, her şeyde göründük
    arıya saydılar bizi yani devr ettik durduk

    hak defterine yazıldık insan ezelden (levh-i mahfz)da yazılıdır
    pir divanına dizildik pir, hak'kın zuhurudur, aşıkın, zata ulaşmasını sağlayan, zattır
    bal olduk şerbet ezildik arifler, birbirlerinin balıdırlar, yani onların balı onların ilim ve irfanlarıdır
    doluya saydılar bizi artık biz bütün devran ı tamamladık ve her şeyi anladık.artık şerbet kupası doldu.

    pir sultanım haydar şunda
    çok keramet var insanda
    o cihanda bu cihanda
    ali'ye saydılar bizi. ali'ye sayılmak, ulviyete ermektir, ayni o ulviyet olmakt ır.
  • pir sultan abdal deyişi:
    uyur idik, uyardılar
    diriye saydılar bizi
    koyun olduk, ses anladık
    sürüye saydılar bizi.

    ayrıca irene melikoff'un bektaşilik üzerine yaptığı "derleme" çalışmasının adıdır.
  • uyur idik uyardılar

    uyur idik uyardılar
    diriye saydılar bizi
    koyun olduk, ses anladık
    sürüye saydılar bizi

    sürülüp kasabaya gittik
    kanarada mekan tuttuk
    didar defterine yettik
    ölüye saydılar bizi

    halimizi hal eyledik
    yolumuzu yol eyledik
    her çiçekten bal eyledik
    arıya saydılar bizi

    aşk defterine yazıldık
    pir divanına dizildik
    bal olduk, şerbet ezildik
    doluya saydılar bizi

    pir sultan'ım haydar şunda
    çok keramet var insanda
    o cihanda, bu cihanda
    ali'ye saydılar bizi
  • iréne melikoff 'un alevilik ve bektaşilik üzerine yazdığı derleme ve makalelerinden oluşan kitabı. konuyu derinlemesine araştırmak isteyenler için oldukça zengin bir kaynak.. aynı zamanda, bu iki mezhep/anlayış hakkında yerleşmiş önyargılara verilmiş cevaplar açısından da tatmin edici bir eserdir.
  • bu girdiyi yazarken iki çekinceyi baştan koymak istiyorum. ilki, cavit sunar hocanın değerlendirmelerinin anlatıldığı girdi (bkz: #23543986) yalın fakat kapsayıcı bir açıklama getirmektedir. ikincisi husus, işbu entry'nin sahibi bektaşi ve melami meşrebinden farklı bir meşrepte yetiştirilmiştir. hissettiğim kadarıyla ben de ufak bir katkı sunmak istiyorum.

    öncelikle, nezih uzel'in icrasında geçen sözler üzerine yazdığımı ifade etmeliyim. sözlü edebiyatın bir parçası olduğu için derlemeler farklı olabiliyor malum.

    başlangıçta ifade ettiğim icrada her mısranın sonunda eyvallah hu denilmesinin sebebini anlatmak lazım. genel olarak ehl-i tarikat fazla tevazuyu kibrin bir işareti olarak ifade etmiştir. eğer kişi kendisinde olan bir şey ile karşılaşıyor ise eyvallah der, yok ise estağfurullah. nitekim icrada her bir mısradan sonra eyvallah denilmesi bunu anlatmak içindir. kabul ettim razıyım demektir. hadis-i şerifte hz. ebubekir'i kast ederek allah'ın sorduğu "ben ondan razıyım o da benden razı mıdır?" sorusu genel itibariyle tasavvuf anlayışında eyvallah ifadesinin önemini ifade etmek için kullanılır.

    gelelim sözlere:

    uyur idik uyardılar ile tasavvufta gaflet uykusu kast edilmektedir. nefs-i emmare seviyesindeki kişi yaşar olmasına rağmen kalbi ölü olduğu için, ölümün kardeşi olan uyku halinde olduğu kabul edilir. uyardılar kısmı kişinin nefsinin terbiye edilerek kalbini uyandırmak için dışarıdan bir etkinin olduğunu gösteriyor. yani kişinin piri, şeyhi, mürşidi uyur halini işaret ediyor.

    diriye saydılar bizi kişioğlu dergahtan içeriye girdiği * andan itibaren bir uyanma sürecine girmiştir. öyledir ki artık yaşamaya başlamıştır. burada yaşamak allah için yaşamaktır, ki kişi bu dünyaya allah'ı keşfetmek için gönderilmiştir. onu keşfettikçe yaşamaya başlar. niceleri vardır ölü gibidir...

    koyun olduk ses anladık ses kısmı daha önce açıklanmış. ben burada koyun ifadesini biraz açmak istiyorum. genel anlamıyla dinlerin neredeyse hepsinde, özelde tasavvufta özgürlük ancak bağlanmak ile olur. islam dininde, allah'ın ipine sımsıkı sarılın mealindeki ayet bunu bizlere göstermektedir. koyunun özelliği ise itaattir. başında çoban olan * sürünün bir parçasıdır. denilir ki kim sürüden ayrışır* kendisinin kurdu olan nefsine yem olur. ancak çoban kişiyi kurttan koruyabilir. sözün özü selamete ancak çoban ile ulaşacağı için koyun fıtrat gereği kendisine söyleneni yapmalıdır.

    sürüye saydılar bizi hocanın anlatımından farklı bir anlamı da dergah-ı ali'de diğerleri ile bir olmaktır. yani yolun *diğerleri ile beraber bir parçası olarak kabul edilmektir.

    hak divanına dizildik zikir için dergah-ı ali'de toplanmaktır. pir-i mugan ya merkezdedir ya da müridlerine nazar etmek için karşısına almıştır.

    pir defterine yazıldık kişi pirinin nazarına mazhar olmuş ise, pirinin gelmiş ve gelecek silsilesinin defterine * kayıt olmuştur. yol ayakta kaldığı sürece o da menfaatlenmeye devam edecektir. ahiret günü hakkın huzurunda bu defterde kayıtlı olduğu ifade edilecektir. sadaka-i cariye misali.

    bal olduk şerbet ezildik zikr-i alanın tadına vardık, yol ile allah'a ulaşmanın güzelliğini keşfettik.

    halimizi hal eyledik allah ile bir olduk.

    yolunuzu yol eyledik bir kez daha tarikatin adaplarını kabul ettiklerini ve bu yolda ilerleyeceklerini, intisabın sahih ve sarih olduğunu ifade etmektedir.

    her çiçekten bal eyledik / arıya saydılar bizi (bkz: #65740323)

    pir sultanım ne var bunda burada iki farklı hususu dile getirmek istiyorum. öncelikle pir sultan tek bir kişi değildir. pir sultan bir unvandır. pir-i mugan, mürşidi kamil demektir. bugün bile tasavvufta müritlerin mürşitlerini sultan olarak çağırmaları bir gelenektir. ayrıca, pir kelimesi pır kelimesi ile aynı anlama gelmektedir. uçmak! eren kişi allah'a doğru uçar. üstelik pir, tuğrul, er-tuğrul ya da umay ifadelerinde olduğu gibi hem yol gösterici hem de koruyucu anlamına gelmektedir. kişi meşrebinin sahibine bağlandıktan sonra onun manevi koruması altına girmiştir. hem bu dünya da hem ahirette, kanatlarının altındadır.

    çok keramet var insanda gariptir insanlar evliya, pir ya da mürşit denilince keramet aramaktadır. oysa tasavvufta yüzlerce keramet menkıbesi anlatılmasına rağmen keramet göstermek çok da doğru bulunmamaktadır. allah dostunun aslı kerameti, kendisine bağlanan kişiyi terbiye ederek hak yol üzerine kılmaktır. keramet kişinin kendisine içkindir, en büyük kerameti de allah'a ulaşmasıdır. zahirde ise çok keramet kısmı fenafilmürit, fenafilşeyh, fenefilresul, fenefillah * ve bekabillahtır. öyle ki, gök yedi katmış, yedi katın üstünde arş-ı ala varmış*. insanın kalbi arşın zeminin de yatarmış. kim ki allah'a ulaşmak ister dünyaları kalbine sığdırır, kim ki dünyayı ister altında ezilir kalırmış.

    o cihanda bu cihanda/ ali'ye saydılar bizi şimdi geldik mi zurnanın sırt dediği yere. bektaşi ve melami meşreplerin kurucusu haydar-ı kerrar hz. ali efendimizdir. amaç bu dünyada hz. ali gibi olmak ama nasıl? hz. ali'nin resulullahın yatağında yatıp onun yoluna canını koyduğu gibi, tarikate ve pirinin yoluna baş koymak ile olur. peki öbür cihanda ali'ye nasıl sayılır. üstte ifade ettiğim gibi deftere hangi meşrepte kaydedilmiş ise kişi onlarla beraber haşr olunacağı kabul edilir. kim ki hz. ali'nin yolundadır, hz. ali'nin yanında resulluha ve allah'a ulaşacaktır.

    eyvallah
  • bir çok kişi tarafından yorumlanmış pir sultan abdal eseri.
    en beğendiğim 4 yorumu paylasmak istiyorum.

    erdal erzincan & tolga sağ
    https://youtu.be/zq7jytf4esa

    ahmet aslan & kemal dinç
    https://youtu.be/shj6rieap0q

    cengiz özkan & muharrem temiz
    https://youtu.be/_a8-7gdt1ak

    deniz türkan
    https://youtu.be/ip4-fl49yhi

    ayrıca üzerine uzun çözümlemeler olduğunu görünce şaşırdığımı belirteyim.
    benim en sevdiğim kısmı " o cihanda bu cihanda ali'ye saydılar bizi" dizesidir. bu kısım için yapılan çözümlemeyi tatmin edici bulmadım. aliye saydılar bizi'den kasıt ali'den sonra gelen ali'ye tabi olan manasını taşıyor bence. tabii tasavvufta havas ve avam ayrımı vardır. alevi bir avam(!) olarak dinlerken bu şekilde düşündüğümü hissettiğimi belirteyim.
  • hurufi öğretinin temeli insanın tanrısallaşmasıdır. yaratılış, insanla kemal 'ini bulmuştur. tanrı, insandan başka yerde aranmamalıdır. onun tahtı, insanın gönlündedir. bununla birlikte, tanrı insanda ancak kemal 'in en yüksek derecelerine ulaşıldığı zaman tecelli eder. fakat ruh, eğer onu tanrı bilgisine ve kemal' e götürecek olan, kendi varlığının bilgisine ermeyi başaramamışsa, o zaman geldiği gibi, bilgisiz olarak geri dönecektir. bu kur' anın -sufilerin gizlerin kapısı ve batıni bilginin anahtarı olarak gördükleri-bir ayetinde, "korkusuz uyuma" ve "bilgiye uyanma"ya göndermeler yer alan isra süresinin, 72. ayetinde belirtilmiştir: bu dünyada kör olan, öbür dünyada da kör olacaktır. yedi büyük bektaşi şairden biri olan pir sultan abdal, tanınmış bir nefes 'in de, "uyur idik uyardılar" demektedir.
    i. mélikoff
  • sadece "pam pam pam pam pam pam" vokalleri icin bile ilkay akkayanin sesinden dinlenilesi guzel turkudur.
  • kanımca en güzel sadık gürbüz'ün seslendirdiği deyiş.
    sadık gürbüz-uyur idik uyardılar
  • uyur idik uyardılar
    eyvallah hû
    uyur idik uyardılar
    eyvallah hû

    diriye saydılar bizi
    eyvallah hû
    diriye saydılar bizi
    eyvallah hû

    canı hakk'a teslim ettik
    eyvallah hû
    canı hakk'a teslim ettik
    eyvallah hû

    ölüye saydılar bizi
    eyvallah hû
    ölüye saydılar bizi
    eyvallah hû

    halimizi hal eyledik
    eyvallah hû
    halimizi hal eyledik
    eyvallah hû

    yolumuzu yol eyledik
    eyvallah hû
    yolumuzu yol eyledik
    eyvallah hû

    her çiçekten bal eyledik
    eyvallah hû
    her çiçekten bal eyledik
    eyvallah hû

    arıya saydılar bizi
    eyvallah hû
    arıya saydılar bizi
    eyvallah hû

    pir sultan'ım nedir şunda
    eyvallah hû
    pir sultan'ım nedir şunda
    eyvallah hû

    çok keramet var insanda
    eyvallah hû
    çok keramet var insanda
    eyvallah hû

    o cihanda bu cihanda
    eyvallah hû
    o cihanda bu cihanda
    eyvallah hû

    ali'ye saydılar bizi
    eyvallah hû
    veli'ye saydılar bizi
    eyvallah hû...

    an'dan içeru dinlemeye doyamadığım...
hesabın var mı? giriş yap