• kalmaların en güzeli, her yerlere gecikmelerin, yarım yamalak yapılıp bırakılmış saçların makyajların müsebbibi.

    tanığı şiş gözler, itirafçısı çatallaşmış ses, ısrarcısı kocaman esneyen ağız, elebaşı hafifçe yana düşen baş, azmettirici başın içinde sersemce savrularak oraya buraya çarpan yorulmuş beyin.
    mecburi dinlenme tesisi, gündüz rüyası.
  • çok fena bir durumdur bazen.

    üniversite hayatımın 1. yılı. lise yeni bitmiş. çılgın eğlencelerle dolu bir üniversite hayatının önümde olduğunu sandığım zamanlar henüz. her ne kadar elektronik bölümü olması dolayısı ile sınıfta bir (1) adet bayan öğrenci nüfüsu bulunsa da umutlar kırılmamıştır. okula giden belediye otobüsüne hergün olduğu gibi binilir. en arka (körüklü, en eski hala kırmızı olan otobüslerden) karşılıklı 2 li koltukları olan bölüme geçilir. zamanında yeni işe başlanmış. sabah 7 den 4 e çalışılmakta, akşamüstü okula gidilip eve 11 - 12 gibi dönülmektedir. yorgunluktan ölmek üzereyimdir. dolayısıyla koltukta hafif hafif esnemeye başlarken tam karşı koltuğuma dizlerimin değeceği mesafeye "o" gelir. işte o. bütün kaalıc havası üzerindedir. elinde göğsüne bastırdığı kitapları, kıyafeti. bu ilah hatun tamamen aranan kişidir evet. dolayıyla hemen uyku falan toplanır. kendine gelinir. hemen muhabbete girilir, sohbet koyulaşır. aynı okula gidilmektedir. falan filaaan.

    click!

    uyanılır. otobüs şöförü beni dürtmekte, hocam kalk son kampüs burası işletme diye söylenmektedir. kafam cama doğru düşmüş, salyalarım omzumun üstünden bütün göğsüme akarak göğsümde geniş köpüklü bir ıslaklığa sebep olmuş durumdadır.

    ne zaman uyuduğum, kızın ne zaman indiği, salyaların ne zaman akmaya başladığı bir muammadır. bir daha karşılaşmamak için dua edilen 5 sene hemen geçer.
  • sabah 08:30'da kalkmam gerekirken 11:00'da uyandığımı; uyuyakaldığım için sınav kağıtlarını bastıramadığımı anlattığım arkadaşımın da dediği gibi uyuyakalmanın da bir
    üst sınırı vardır. yarım saatten sonrasına uyuyakalmak denmez; bu uykuyu seçmek, bilinçli olarak uyumak, göt büyütmektir.
  • uyuyakalmak, uyanmayı ne kadar istediğinle alakalıdır
  • "uyuya kalmak" gibi yanlış yazılımını görünce hatırlamak/hatırlatmak gerekiyor; uyuyakalmak da bütün bileşik fiiler gibi bitişik yazılması gereken bir fiil.

    tdk kuralı der ki :

    -a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek, görmek ve yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller bitişik yazılır: alabildiğine, düşünebilmek, yapabil¬mek; uyuyakalmak; gidedurmak, yazadurmak; çıkagelmek, olagelmek, süregelmek; düşeyazmak, öleyazmak; alıvermek, gelivermek, gülüvermek, uçuvermek; düşmeyegör, ölmeyegör.
  • özendiğim, imrendiğim, özlediğim, gözlediğim, beslediğim, beklediğim...
  • bana sanki hep umursamaz insanlar uyuyakalırmış gibi geliyor. hep özenmişimdir o insanlara nedense havalı görünüyorlar gözüme. birçok kez televizyonun karşısında uyuyakalmış numarası yaptım. gelip üstümü örttüler falan kendi kendime mutlu oldum. o şekilde saatlerce durduğum oldu. biri yüksek sesle konuştuğunda diğerlerinin onu susturmasını zevkle dinledim. en sonunda da hep nasıl uyudum ben ya hiç hatırlamıyorum havasında uyanmış numarası yaptım. sorunum ne bilmiyorum ama bigün gerçekten televizyonun karşısında uyuyakalıp kumandayı elimden düşürmek istiyorum. ilaç falan mı alsam napsam.
  • lüks.
  • sevgiliyle maç seyrederken omzunda veya film seyrederken boynunun altında yapılması ayrı keyif veren aktivite.
  • ne beter bir işmiş. bir uyudum hayatım değişti*, normale gelemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap