• okumaya usenmek eyleminin kriterlere kavusmus halidir. buyuk ihtimalle bu kulak galiba bir seyler anlatmak istiyora kimsenin birsey yazmamasinin sebebidir ki ne yazcaklar cok merak ediyorum.
  • sebepleri o kadar fazladir ki, anlat anlat bitmez. bu da uzun olabilir nispeten guzel sozluk yazarlari, o yuzden hazirlikli olunuz.

    genellikle tek bir cumleden olusan baslik ornekleri, diger basliklara oranlan daha cok entry cekerler. entry miknatizi basliklar fenomeni de bundan dogmus olmalidir.

    basliklarin uzun olmalarindan cok, okunmama sebepleri soyle ayrilabilir:

    1. iyi bir giris olmadigi zaman, insan gerisini de hakli olarak okumak istemez. girisin komik olmasina gerek yoktur, ancak mantikli olursa daha iyi olur.

    2. paragraflarin arasina bosluk konulmadigi, ayri konularin arasina cift bosluk konulmadigi zaman, insanlar okumaya usenirler, cunku entry goze igrenc gozukmektedir. cok da karmasik bir hal alir.

    3. cok fazla akilli bkz ve gorunmez bkz kullanmak durumunda, insan okumaktan ansizin bayabilir.

    4. anlik heyecanlar pesinde kosan sozluk yazarlari, "kokan $eyler" basliginin altinda "bok" kelimesini gorup gulmek isteyeceklerdir. baska bir maksatlari yoktur cunku.

    5. ilginc bir konu degildir basli basina. ilginc degilse kimse okumaz. zaten sevmeme hakki diye birsey var.

    6. bu insan, ilkokulda kendisine ogretilen "insanin en iyi arkadasi kitaptir" yanilgisina dusmemis, sosyal yasamayi kendine gorev bilmis ve kitaplardan olesiye nefret etmistir. bu nedenle, okumaktan hoslanmaz.

    7. asiri derecede miyop veya hipermetrop oldugu icin zaten okurken gozleri bir hal alan insan, uzun yazilari gordugunde yanlislikla satir atlayabilir.

    8. sozluk theme'iniz kotudur belki de. degistirip, yaziya tekrar bakarsaniz, belki daha okunabilir bir hal alacaktir.

    9. burasi, haberturk.com degildir. bu yuzden koca puntolarlan yazi yazilmaz. okuyun iste, isiniz ne?
  • yeni farkettigim uzere, aslinda en buyuk etkenlerden biri de efendim ile baslayan entry girme ekolu ve evet ile baslayan entry girme ekoludur.

    "evet, aslinda bu boyle!" dermis gibi, bir reality show havasi yaratir, rahatsiz edicidir. "ister inan ister inanma" gibi bir programi sunarken, cicegi burnunda, hatta herhangi bir egitim almamis sunucu modeline benzer bunlar.
  • 1- sözlük okur ve yazarlarının - uzun yazı okumakla ilgili sorunları olsun olmasın - suçlanmamaları gereken durumdur.

    2- günlük hayatta okumadan bir saniye geçiremeyen insanların internet'te uzun yazıya gelememeleri, biraz da monitör üzerinde yazı okumanın gözleri oyuculuğundandır.

    3- uzun bir yazıyı okunur kılan satır genişliği, karakterlerin serifli (tırnaklı) olma şartı, arabaşlık kullanımı, sayfalandırma, doğru ışıklandırma, kağıtla basılı malzeme arasındaki kontrast oranlarının korunumu, cümle başlarında majüskül (büyük) harf kullanımı gibi sayısız optik ve tipografik kural sözlüğün doğasıyla uyuşmadığından, derdini binlerce karakterde değil de olabildiğince özlü anlatmak elbette daha düşünceli bir davranıştır.

    4- (bütün optik ve tipografik sorunların dışında) internetin doğasının bol vuruşlu metinleri anlamsız kılması, medyaların algılanışı başlığı altında tartışılması gereken bambaşka bir konudur.
  • şu öss yi bir kazanayım hergün 100 entry girecem,diğer entrylerin de hepsini okuyacam derken yaşadığım durum.
  • uzun şukela okumaya üşenmek ile çok benzeyen durum.
  • boyle davranan insanlardansaniz, asagida hakkinizda yazilanlari hicbir zaman bilemeyeceksiniz. ben kufur mu ettim size, yoksa butun kirli camasirlarinizi ortaya mi doktum, tuttugunuz takim aleyhine mi atip tuttum, dedikodunuzu mu yaptim vs vs. asla bilemeyeceksiniz. cunku muhtemelen su satirdan itibarenini okumayacaksiniz. bu kotu birseydir. neden mi? anlatiyim.

    ama ondan once soyle kisa bir hikaye'den bahsetmek istiyorum ki, konu hakkinda durdugum yer belli olsun. hikaye bu ya, farabi'ye sormuslar "lafi uzatanlara, bir turlu sonunu getirmeyenlere nasil davranmaliyiz ey ustad" diye o da can alici su ogudunu vermis: "uzun konusani kisa dinlemeli". bu hikayeden alinmasi gereken ders nedir? tabi ki sudur; bos konusmak/bos yazmak makbul degildir, fikrinizin ozunu karsinizdakine verin yeter. iste bu benim dusuncemdir. lakin herkes boyle dusunmedigi icin bazen -gercek hayatta- cok konusana -sozlukte ise- uzun yazana denk gelebiliyoruz. aslinda ben bu isin sorumlulugunu da sozlugun kendisine atmak istiyorum. zira hayvan uzun entry kasanlar diye bir istatistik kategorisi olmasaydi uzun uzadiya entrylerin sayisinin yari yariya azalacagi cok zor gorulebilecek bir gercek degil. bilakis cok acik bu. gercek hayatta da boyle, cok konusmanin bazi getirileri (daha kolay is bulma, daha kolay terfi etme, daha kolay kiz tavlama falan filan) olmasaydi farabi'nin "kisa dinleyelim" dedigi insanlarin sayisinda da onemli oranda dusme gorulecegi kesindir. kendimden ornek vereyim; cok konusmayi sevmedigim icin kizlar beni hic sevmedi. onlar hep durmadan konusanlara "yuz" verdiler, gozlerimle gordum. burdan da sozluk ve gercek hayat iliskisini cok acik anlayabiliyoruz goruldugu gibi. kissadan hissemizi de verdikten sonra olayi baglayalim ufaktan.

    ne diyoduk. evet bi de boyle bisey vardir, konu uzadikca aptal aptal baglaclar kullanmak zorunda kaliriz "ne diyoduk", "nerde kalmistik", "efendime soyliyim" vs vs. bunlara mahal vermemek lazim, zira bu deyimler konusmanin daha yarisina bile gelmedigimizi hatta konusan dallamanin yeni yeni isinmaya basladigini gosterir. "nerde kalmistik" diyene "serefe" diyip kadeh tokusturmak, agzinin biran once dolmasini saglamak gerekir. evet, "serefe". neden? cunku kandaki alkol miktari arttikca insandaki konusma potansiyeli artar. iste bu yuzden bu tip insanlarla genelde icki sofralarinda karsilasiriz. bunlar masanin genelde en son sizan kesimini olustururlar. cunku cok konustuklari icin az icmislerdir, hatta bazilari bir kadeh rakiyi gargara yapa yapa bir gece surukleyebilir. genelde diyorum cunku bazilari da daha cok konusabilmek ugruna daha cok icerler (kandaki alkol-konusabilite korelasyonu), ictikce icerler, icerler, icerler... bir kisim sessiz kesim ise sizip bir kadeh rakiyi bir gece goturen elemanin anlattiklarini bir masal havasinda isitebilmek icin cok icerler. diger kisim ise zaten alkoliktir, onlar hep icerler. yani, icki masasinda bir tane "az alkolle cok konusan" varsa herkes cok icer. bu da cok genel, cok gecer bir gercektir.

    yukaridaki iki paragrafin isiginda alkolu kizlarla daha rahat konusabilme araci olarak kullanmak ise hepten malliktir. hicbir sonuc elde edemeyeceginizi garanti edebilirim. bi kere kizlar alkolun yarattigi rahatliktan icgudusel olarak rahatsiz olurlar; hayir zaten rahatsiz bir yapilari vardir bi de alkolun rahatlatmasinin verdigi rahatsizlik eklenince rahatsizligin daniskasi olur, olan da bizim utangac alkolige olur. demek ki, alkolun cesaretlendirici ve rahatlatici etkisi pek de olumlu olmayabilirmis. mesajin yerine ulastigini tahmin ediyorum.

    yine dagildik galiba. iste bu da cok konusanlarin cok kullandigi bir deyimdir, konudan uzaklasildigini ifade etmek icin kullanilir. konudan uzaklasmak her zaman icin tam konunun icinde bulunmamak demek degildir, anlattiginiz seylerin etkisini kuvvetlendirmek icin bazen konudan ufak sapmalar gosterebilirsiniz ki bu cok mantikli bir yontemdir. zira hep ayni seylerden bahsederek insanlari sikmak kotu birseydir. yeri gelmisken (iste, konunun dagitilmasina yonelik bir cift laf: "yeri gelmisken". neyin yeri gelmis, iki saattir bir yere gelemedik demenin kisa yolu, olayin ozunu yeniden hatirlamaya calismanin belirtisidir; dinleyenin yani sira artik anlaticinin da kopma noktasinda oldugunu gosterir misal ben bu aciklamayi yaparken neyin yerinin geldigini unuttum. allahtan konusma gibi degil de bu yazma isi geri donup okuyabilecegim. evet yazmanin konusmaya nazaran guzel bi avantajidir bu; soylediginizi/soylenilenleri akilda tutmaya kasmak zorunda degilsiniz zaten iki satir yukarida yaziyor. iste bu da yazmanin onlenemez olusunun gerekcelerinden biridir. herkesin basina gelmistir. birseyler yazarsiniz, sonra acaba ne yazmisim diye bakarken akliniza baska seyler gelir onlari da yazarsiniz, onlari gozden gecirirken bir yenisini yazma ihtiyaci duyarsiniz ve bu boyle gider. aslinda yazarken "nerde kalmistik, konu neydi, yeri gelmisken vs" gibi kaliplari cok kullanmamamizin sebeplerinden biri de budur. ote yandan bir yaziyi okurken acilan bir parantezin nerde kapatildigini gormediyseniz veya o parantez hala kapatilmadiysa yapilmasi gereken okumayi birakmaktir bence. neyse su parantezi kapatiyim, sonra devam ederiz noktalama isaretlerinin yazim dunyasindaki yerine) insanlarin sikilmalari anlaticinin genellikle dikkatini cekmez. siz bir sekilde kendinizi/sikkinliginizi belli etmek zorundasinizdir. "dunya boyle iste" demek ya da "evet abi, cozumu yok bu sorunlarin, gel hadi serefe" demek guzel yontemlerdendir.

    yok, ben toplayamayacagim bunu. zaten muhtemelen siz de okumamissinizdir. bu arada uzun yazilari okumanin basit yontemlerinden biri (evet, bu mesaji vermek icin yazmaya baslamistim; yasasin) bastaki bir kac cumleyi sonra da sondaki bir kac cumleyi okuyup gecmektir. eger ilginizi cekerse ilk ve son paragrafi yok sayip ortadakileri yeni bir yazi gibi (once ikinciyi, sonra sondan ikinciyi) okuyabilirsiniz. ilginizi cekmeye devam ediyorsa yazi uc ve sondan uc daha sonra dort ve sondan dort seklinde gidebilirsiniz. yazi tamamen bittiginde bu yontemle hicbirsey anlamadiginizi fakat yazinin ilgi cekici oldugunu farkederseniz en guzeli adam gibi bastan sona okumaktir. bu arada bu yazinin basini ve sonunu okuyan uyaniklar icin ortalarda hicbir enteresanlik olmadigini, hic kimseye kufur etmedigimi, hicbir sekilde dedikodu yapmadigimi belirtmek isterim. umarim okumaya usenmek adina birseyler verebilmisimdir, hadi serefe.
  • bana göre sebebleri aşağıdadır.

    1-entrylerin başlarında gereksiz cümle kullanımı [örnek olarak : bana göre sebepleri aşağıdadır]

    2-olayın ilk önce anlatılıp sonra detaylandırılması

    3-merak unsuru uyandırmak icin herhangi bir çaba güdülmemesi [son maddedekine benzer bir davranış]

    4-aralarda gereksiz* ve çok parçalı * * * * * *

    5- himla hataları, anlatım boznukları ne güzel şeylerdir

    6- rahat okunacağım diye

    6a - abartıp

    6b - anayasa

    6c - maddesi gibi

    6d - madde madde

    6e - entry girmek

    7- verilmesi gereken msg verildigi halde böyle saçmalamak. uzun uzun örnekler vermek.

    8 - ni ho ha ha ha ! *
  • kasan entry kasması ile paralize okuyucunun rutin kasılması arasındaki nüansı doğru ayırt etmek gerek.

    ruh hali karışmış okuyucu* her durumda kasılabilir kasan entry yakıştırmasını entrynize koyabilir.
    kasan entrylere örnek: bu başlık altına girilmiş tüm entryler
hesabın var mı? giriş yap