uzun yazı
-
benim için bir tür "hımmm" deme aracı. insanlar hakkında birtakım kararlar aldırıyor bana "uzun yazı"lar. adına artık ön yargı mı dersiniz, tespit mi dersiniz bilmem. elimdeki kitapları görüp "sen çok okuyorsun galiba" diyen insanlardan nefret ederim. çünkü birkaç gün sonra çok alakasız bir cümleme(basit bir ironiye, bir espiriye bile) "hep de böyle felsefe yaparlar" diyenler de bu insanlardan çıkıyor genelde.
bir masa başında siyaset, tarih, edebiyat konuşuluyor. laf lafı açıyor. "hocam sen ne dersin?" sorusuyla konuya dahil oluyorum. bir iki cümle konuştuktan sonra bu konuda yazılmış şu şu yazılar var, güzel tespitleri var okuyabilirsiniz isterseniz diyorum. "aa hocam çok iyi olur whatsapp'tan göndersene bana" deniyor. gönderiyorum. birkaç gün sonra soruyorum: okudun mu? evet deyip fikrini beyan edene çok az rastladım. ki kolay kolay bırakmam öyle insanları da. ama cevap çoğunlukla "okuyamadım hocam yaa ama okuyacağım" şeklinde oluyor. biraz daha geçiyor. soruyorum: okudun mu? "okumadım hocam........"
bakıyorum her gün meşgul olduklarına: örneğin her gün mutlaka bir hikaye paylaşır instagramında. ne bileyim son gün kendisine pasta alan öğrencileri ile çekilmiş bir fotoğrafı "sevilmek güzel şey" gibi bir yazıyla paylaşır. bir fotoğraf makinesiyle çekilmiş bir fotografını "dünya çirkindi görmezden geldik" yazısıyla paylaşır.(yani boynuna astığı canonla verdiği pozdan bahsediyorum, bir de o "fotoğraf çekerken verilen bir poz vardır ya sanırsın ara güler amınakoduğum, ondan bahsediyorum)
"zamanın su gibi geçtiği güzel dostlarım var benimmmmmm" "doğanın insana verdiği huzur" temalı fotoğraflar... daha da acısı sanki çok sikindeymiş gibi koyulan kitap fotoğrafları, "ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya" yazıları. şaka mı?
- okudun mu hocam?
- okuyamadım hocam yaa...
çok terbiyesizce bir şey değil mi bu ya? bir tek bana mı iğrenç geliyor?
"iyi biri olmaktan çok iyi biri görünmek" sanırım tam olarak bu. ve galiba şu çoğu insanın dilinde olan "edebiyat yapmak" da tam olarak bu. sorsan edebiyatı da biz yapıyoruzdur he.
kimselerin vakti yok derler(alın size edebiyat) oysa bilmezler o şiirin bir de devamı vardır.
"ah, kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya
kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı bakıp kapatıyorlar
geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
bir dev oluyorsun deniz deniz deniz sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
fındıklarımızı basıyor
neyleriz kararan tomurcukları
çocuklarımıza yalvarıyoruz: aç durun biraz tecimenlere yalvarıyoruz: bir "hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
bir banka az çiziniz bir yalvarma
bizden size ve sizden dışardakilere
karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye -evet efendim- çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
yazların motorlu çingeneleri
ah, kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya
baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
toprağa tutku, kendinden dolayı
kulaklarımızı tıkıyoruz: para para para kulaklarımızı açıyoruz: kavga kavga kavga
sorar belki biri: kavga ama neden kavga komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-bilmiyoruz neden kavga.
sonra kasabanın cezaevinde
silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
günlerimiz iterek genişletiyoruz
yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
durup ince şeyleri anlatmaya
kimselerin vakti olmasa da
okulların kadın öğretmencikleri
tatil günlerini çoğaltsalar da
kutsal nemiz varsa onun adına
gözlerimiz için bağlar dokusalar da
birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
açmaya ilkyaz çiçekleri
bir gün birileri öte geçelerden
ıslık çalar yanıt veririz"
şimdi edebiyat yapan kim bilemedim...
- okudun mu hocam?
- okuyamadım.
- niye?
- vaktim yoktu.
(ertesi gün instagramda... "ah kimseleri vakti yok durup ince şeyleri anlamaya")
- vaktini sikiyim.
ben delikanlı adamı severim. mesela en başında "abi hiç gönderme ya okumam" diyenini. adam net bir kere. böyle ol canımı ye. senin daşşaklarını bile avuçlarım işte o zaman ben. -
istediğimiz her şeyde olduğu gibi insanları ayırmaya yarayan bir yazı çeşidi. insanlar uzun yazanlar ve yazmayanlar olarak ikiye ayrılırlar. uzun yazanların aynı zamanda uzun ve gereksiz konuşmalardan hoşlandıkları, karşılarındaki kişiyi yıldırmak ve aptal olduğunu hissettirmek suretiyle taraflarına çektikleri ve kendilerini onaylattırdıkları apaçık bir gerçektir. uzun yazılardan kaçınalım. uzun açıklamalar bize aptal olduğumuzu hissettiriyor.
(yeni paragraf)
aptal olduğumuzu hissettiriyor. neden?
çünkü (burada bir sürü gereksiz açıklama.) -
(bkz: gereksiz)
-
herkesin yazamayacağı türdür. yazmadan önce fikirlerin, verilerin düzenlemesi ayrı bir uzmanlık ister.
-
bir gülümsüyorsun o anda hiç bir derdim kalmıyor seni sevmekten başka sesine o güzel sesine öyle bir dalıyorum ki tek çaremin sen olduğunu fark ediyorum. her ne kadar gözlerine hala bakamasamda gözlerinin buğusunu yıllarca izleyebilirim diye geçiriyorum her zaman içimden sana her bana böyle bakma deyişimce aslında bunu ben içimden geçiriyorum. çok şey oldun sen bana bazen baba bazen abi bazen kardeş bazen dost bazen büyütmeye çalıştığım minik bir bebeğim. bilmiyorum işte anlatılmıyor bazı şeyler kelimelerle sevgimi nasıl ifade edebilirim ki seni sakal diplerine kadar seviyorum. annemden sonra dünyanın en güzel kokusunu sende duyuyorum. ya böyle anlatmak istiyorum yürüdüğün yolları bastığın her kaldırım taşını yattığın yatağı başını koyduğun yastığı bile seviyorum. evet seviyorum sevmeyede devam edicem seni her düşündüğümde burnumun ucunun sızlaması bile özlemimin senin yanındayken bile ne denli fazla olduğunu kanıtlar ya. bazen seni bırakmak istemiyorum değil ellerini gözlerini o güzel tenini kokunu öylece bırakmak istiyorum sonra göğsümün tam ortasına öyle bir acı saplanıyor ki o ağrı saçmalama diyor bana sen kimi bırakmayı düşünüyorsun diyor sonra olmuyor zaten, olmuyor işte. senden vazgeçememek güzel sen benim ilk öptüğüm adamsın bunları yazarken bir daha sevdim seni
-
yazarken anlam kopuklugu olmamasi adina uzerine uzun uzun da dusunulmesi gerekmektedir *
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap