• 2016 word brewers cup şampiyonu tetsu kasuya, v60 ile filtre kahve hazırlarken kahvenizin asidite ve yoğunluğunu nasıl ayarlayabileceğinize dair bir teori geliştirmiş. kasuya'nın iddiasına göre, kullandığımız suyun ilk %40'lık bölümü asiditeyi, kalan %60'lık bölümü ise yoğunluğu belirliyor. ilk %40'lık bölümü iki seferde, kalanı da 2 ilâ 4 seferde döküyoruz.

    20 gr kahve / 300ml su oranıyla gittiğimizi düşünelim (kasuya da 1/15'lik bu oranı öneriyor): buna göre, 300ml'lik suyun %40'ını yani 120ml'sini kahvenin asiditesini, %60'ını yani 180ml'sini ise yoğunluğunu ayarlamak için kullanıyoruz.

    standart kabul edeceğimiz ilk demlemede, suyumuzu 60-60-60-60-60 gr şeklinde 5 eşit parçada döküyoruz ve her dökme işleminden sonra 45 saniye kadar bekliyoruz. eğer ortaya çıkan kahvenin tadını ve sertliğini beğendiysek ne âlâ, bu şekilde devam.

    eğer daha düşük asiditeli bir tat istiyorsak, ilk iki dökme işleminde gramajı ilk döküm daha az olacak şekilde değiştiriyoruz. mesela 50-70 yapabiliriz. (veya 40-80, damak tadınıza göre). burada teorinin dayandığı nokta, ilk döküm işleminin aynı zamanda çiçeklenmenin gerçekleştiği aşama olması ve oradaki suyun miktarıyla oynayarak asiditeyi belirliyor oluşumuz.

    daha asidik bir tat istiyorsak, yine ilk iki dökme işleminde gramajı bu kez ikinci döküm daha az olacak şekilde değiştiriyoruz. örneğin 70-50 gr. (veya 80-40, damak tadınıza göre)

    son 180ml'lik kısım ise kahvenin sertliğini ayarlamamıza yarıyor ve bu kez bu miktarı kaç seferde dökeceğimize göre ayarlama yapıyoruz.

    eğer 60-60-60'lık yöntemde elde ettiğimiz kahveden daha yumuşak bir kahve istiyorsak, bu kez 180gr'ı iki seferde, yani 90-90 şeklinde döküyoruz.

    eğer daha yoğun bir kahve istiyorsak, bu kez 180gr'ı dörde bölüyoruz ve 45-45-45-45'lik bir dökme işlemi yapıyoruz.

    afiyet olsun.
  • antalya'da bir mekanın 3. nesil kahve yaptığını duyduğumda bir arkadaşımla heyecanla gitmiştik ve şöyle bir diyalog olmuştu.

    -kardeşim... falanca yöreden vi sikstiy alabilir miyim?

    che guevara dövmeli, gayet güzel kalıplı, saçları falan özenle taranmış garson bana ters ters baktı ve:

    -efendim?
    -vi sikstiy.
    -vi sikstiy ne lan? ve altmış desene... hey allahım...

    çok pis azar yemiştim resmen ama bu sanıyorum ki solcu dostumdan dersimi almıştım. bundan sonra fish burgere balık burger diyeceğim, ısrarla ve altmış diyecektim. sonra işte aylar aylar sonra bir sonbahar günü galatada yorgunca oturdum, arkama yaslandım ve laptobumu açtım. yine yalnız değildim. menüyü evirdim çevirdim, sözde kahve gurmesiyim ya... kahveyi ben seçecektim.

    -kardeşim bize filanca yöreden ve altmış göndersene.
    -efendim?
    -ve altmış.
    -vi sikstiy diyecektiniz galiba.

    garsona yakın olan elimde bir kasılma hissettim, orada boğacaktım ibneyi. kızın yanında düştüğümüz duruma bak. fau zehzig mi deseydim? ve suvesunt mu? sadece lanet olasıca bir v60 istiyordum dostum.

    -her neyse getir işte ondan...

    işte böyle bir şeydir bu demleme metodu. hiç istemeyin daha iyi, dandik porselen şekillerine 200 lira ödeyin yine de istemeyin kafede falan.
  • filtre kahve demlettirgeci.

    eşim kampta kullanayım diye değişik bir v60 almıştı zamanında. sadece kampa gittiğim zaman kullanıyordum ve kahve inanılmaz lezzetli geliyordu. ulan herhalde ortamdan öyle geliyor falan diyordum kendi kendime. sonra geçenlerde eve gelen temizlikçi abla filtre kahve makinesinin demliğini kırdı. yeni makine alana kadar v60 kullanayım dedim. her yaptığım kahve birbirinden güzel olmaya başladı. sonra gittim 400lira verip delonghi'nin bir modelini aldım. makinede yapıyorum, standart filtre kahve oluyor. aynı kahveyi v60ta demliyorum efsane bi lezzet çıkıyor ortaya. aynı su, aynı ölçüler ama aradaki fark dağlar kadar. sonra çiçeklenme denen bir olay keşfettim. o da v60 ile demleme yaparken oluşan köpükler. sebebi ise kahvenin içindeki gazlar. bu gazların çıkışına ne kadar çok izin verirseniz o kadar güzel oluyor kahvenin tadı.
  • james hoffmann'ın v60 tarifi:

    100 derece su, (koyu kavrulmuş kahvelerde daha soğuk da olur)
    60g/l (16.6:1 oranı)

    1. kağıdı yıkayıp ekipmanı ısıtıyoruz

    2. kahveyi koyuyoruz ve ortasını parmaklayıp kuş yuvamsı bi şekil oluşturuyoruz

    3. zamanlayıcıyı başlatıp kahve miktarının iki katı kadar su koyuyoruz (30g kahve - 60g su)

    4. v60'ı elimize alıp bütün çekirdeklerin ıslandığından emin olmak için sağa sola sallıyoruz (hay allahım swirl kelimesi için de türkçe kelime uyduramamışız)

    5. 30-45 saniye arası bekliyoruz ve kahvemiz "çiçekleniyor", gazını mazını salıyor

    6. toplam suyun %60'ı kadar su koyuyoruz (500g suyun 300gsi)

    7. 30 saniyelik falan bir süreçte yavaş yavaş geri kalanı da ekliyoruz, james diyor ki ısı kaybı istemediğimiz için hep dolu dursun şu v60

    8. minicik saat yönünde minicik tersine karıştırıyoruz, yine swirl ediyoruz.

    bütün su aktığında kahvemizin düz bir yatakçık oluşturmuş olması gerek, kağıda da büyük büyük kahve parçacıklarının yapışmamış olması gerek. bütün bu işlemin de 3-4 dakika gibi bir şey tutmuş olması gerek.

    afiyetler olsun.
  • yaklaşık iki senedir hobi olarak başlayıp, geçen zaman için de bir tık üst seviyeye çıktığımı düşündüğüm kahve demleme yöntemidir. genel olarak üçüncü nesil kahve demleme diyerek de adlandırılmaktadır.

    demlemede ki en önemli parametrelerin başında uygun ekipmanlar ki bunların en başında kahvenizi öğütmek için iyi bir el değirmeni geliyor. sırasıyla kahve / su oranı, seçilen çekirdeğin türü ve doğru kalınlıkta ki öğütüm ile şüphesiz demleyeceğiniz suyun sıcaklık derecesi takip etmektedir.

    daha sonra ise kahve yatağına suyu döküş hızınız ve demleme süresine uyma. bazı zamanlar çekirdeğin kendi profili ( damakta bıraktığı ilk ve sonrasında gelen tadlar ) ortaya çıkması için çok kahve çekirdeği harcamışlığım vardır. doğru sonuç elde edildiğinde iste damakta adeta kahve değilde meyve suyu içiyormuşsunuz gibi tadlarla karşılaşabilirsiniz.
  • sizi en lezzetli filtre kahveye ulaştıran müthiş zamazingo.içtiğiniz kahveyi toplayan zencinin silüeti bile canlanır gözünüzde
  • marketlerden alabileceğiniz filtreyi şu şekilde katlayınca nur topu gibi bir koni filtreniz oluyor. iş görür mü görür.

    görsel
  • cam, metal, seramik, plastik, bakır modelleri olan bir demleme yöntemi.

    plastik modelin en büyük avantajı diğer modellere göre sıcaklığı daha iyi muhafaza etmesi, seramik ve cama kıyasla kırılmaya daha dayanıkı olması ve çok daha ucuz olması.

    seramik modelin en büyük avantajı bence görüntüsü. en şık gözüken model seramik diyebilirim fakat tabii ki kişisel bir görüş bu. plastiğe kıyasla bazı sıcaklık problemleri var fakat etkisinin fazla olduğunu düşünmüyorum. ayrıca diğer modellere kıyasla daha kolay temizleniyor ve iz tutmuyor.

    cam model kahve hazırlanırken oldukça hoş bir görüntü oluşturuyor fakat daha kırılgan.

    metal ve bakır modellerini kullanmadım fakat gördüğüme göre pek önerilmiyor. avantajları dayanıklı olmaları fakat bunun yanında diğer modellere göre daha pahalılar, özellikle bakır model. ayrıca bakır modelin içindeki nikel katmanının zamanla soyulduğundan şikayetçi olanlar da var.
  • bim ölücüsü olarak plastik bir v60 demleme seti gelmiş hem de 10 tl koştum aldım hemen. seramik ve cam modeller işsiz günlerimde almak el yakarken evde frenchpress, mokapot ve makineden sonra 4. seçenek de olsun istedim. iyi ki almışım en rafine demleme yöntemi bu olsa gerek. şimdi filtre kağıdı bitti onu da almam lazım migroslarda satıyorlardı ama bu corona günlerinde migrosa sırf kağıt filtre almaya gidecek göt yok o yüzden yolum doğal yollardan migrosa düşene kadar bugünkü keyifle idare etmem gerekiyor.
  • iki tıklama ile ne anlama geldiğini bulamayacak kadar cahil mallar bok atmaya gelmiş yine.
    "v" şeklinden, "60" da v şeklinin açısının 60 derece olmasından gelir. drip kahve yapmanın en güzel yoludur. bazı amk cahil yavşakları anlamayabilir, sorun değil.
hesabın var mı? giriş yap