• train de vie'nin yonetmeni radu mihaileanu'nun 2005 berlin film festivalinde odul almi$, etiyopya'li bir cocugun israil'e olan yolculugunu ve ya$amindaki degi$ikleri anlatan son filmi..

    http://www.vavisetdeviens-lefilm.com/
  • filmekimi 2005 kapsamında gösterilecektir, iksv sitesininde yer alan filmin konusu;

    --- spoiler ---
    yönetmen: radu mihaileanu
    oyuncular: yael abecassis, roschdy zem, moshe agazai

    fransa-israil, 2004
    35 mm. / renkli / 153’
    ibranice-fransızca-habeşçe; ingilizce ve türkçe altyazılı

    2 pazar 16.00
    6 perşembe 16.00
    2005 berlin izleyici ödülü; kiliseler birliği ödülü

    romanya asıllı fransız yönetmen radu mihaileanu’nun train de vie / hayat treni’nden sonra çektiği uzun metrajlı bu ikinci sinema filmi ırk, ırkçılık, kimlik, din ve aile gibi kavramları kimi zaman mizah tonları taşıyan ama çoklukla duygulandıran, düşündürücü ve hüzünlü bir tarzla inceliyor. 1984 yılında, açlık ve iç savaştan kaçan binlerce etiyopyalı yahudi, israil ve amerika’nın ortak düzenlediği “musa” kod adlı askeri bir operasyonla sudan’dan israil’e götürüldü. bir anne, bu karmaşanın tam ortasında, dokuz yaşındaki oğlunu uçağa ilerleyen kalabalığa doğru iter ve “git, yaşa ve öyle ol” der. çocuk yahudi değildir, ama israil’de, açlıktan kaçan bir yahudi ve bir yetim olarak karşılanır. yıllar geçtikçe yahudi, israilli, evlatlık verildiği liberal görüşlü aile sayesinde fransız kimliklerini edinir ama birçoklarının gözünde hâlâ sadece bir zencidir. dini ve batı değerlerini öğrenirken ırkçılığı ve savaşı da öğrenir. büyür, okulunu bitirir, ama sırrını kimseye söyleyemez, geride bıraktığı annesini bir gün bulma umudunu da asla kaybetmez. aşık olurken bile aynı korkuyu yüreğinde hisseder: ya yalancı olduğu ortaya çıkarsa?

    “insanlar sık sık eski ve geçerliğini kaybetmiş kimlik kalıplarıyla yargılanıyorlar: araplar, yahudiler, cezayirliler, rumenler, fransızlar ve almanlar... bu gibi kimlikler kısıtlayıcı ve yaklaşıktır. yanlıştır. kültürlerin nasıl birbirleriyle etkileşim içinde olduklarını, bireysel yolların ve kaderlerin nasıl kesiştiğini göstermezler. bana kalırsa, büyüyen bu çocuk, yüzyılımızın çocuğudur. tarihin sıçramalarıyla uzlaşmaktadır. bu çocuğun yaşamını 1984 yılında kurtaran yalan, ikinci dünya savaşı’nda hiç kuşku yok ki ona ölümü getirirdi.” –radu mihaileanu
    --- spoiler ---
  • "git*, ya$a*, ve degi$*" anlaminda fransizca cumle..

    sahane de bir film gibi duruyor..
  • birden fazla kez izlediğim az filmden olan "hayat treni"nin yönetmeninden yine olağanüstü bir mizah ve içine karışmış olağanüstü bir duygu seline sahip film.
    çok büyük bir ilgi ile karşılaşacağına dair 6 hislerim göz kırpıyor. sezonun en merak ettiğim bir kaç filminden biri. sanki çok ağlayacakmışım gibi geliyor ya bana, bilmiyorum artık, bekleyip göreceğiz...
  • bugün film ekimi sayesinde tanıştığım, israilde gerçek kimliğini uzun yıllar saklayarak devam eden etiyopyalı bir çocugun hikayesi. din ayrımının yanında, havra da yapılan bir münazarada insanların renklerinden dolayı farklı muamele görmesini de can alıcı bir konuşmayla beyinlere kazıyan bir filmdir.
  • --- spoiler ---
    ötekileştirme, kimlikler, ırkçılık konuların hümanist bakış açısı ile işleyen, oldukça başarılı kotarılmış, detay sembollerle donatılmış hoş, sıcak, başarılı filmekimi 2005 filmlerinden.

    "yahudiler neden bu kadar birbirlerine bağlıdırların" sorusunu çok iyi veriyor film; birbirlerine sahip çıktıkları için tabi ki. kalkıp etiyopya-sudan arasındaki problemler nedeniyle sorun yaşayan siyah yahudileri al, israile getir ve yeni bir hayat ver. lisan öğret, çıplak ayak/ bir örtü ile yaşayan, anne ol, baba ol. çorap giymek, masada oturmak, yatakta yatmak, duşta yıkanmak gibi en temel şeyleri bir en baştan öğret, sindir, yaşam biçimi haline getir. muazzam bir efor, her iki taraf içinde; üstelik anasından babasından memlektinden ayırdıktan sonra naparsan yap deme şansın yok !

    bir yalanı taşımanın ağırlığı, korkunç özlemi çok ama çok başarılı veremese de film gene de size hissettirmiştir; yinelenen "niye geri dönmeme izin vermedin anne" repliği ile.

    insanın aklına düşürür; yahudi olmak, bir dine sahip olmak, kimlikler nedir ? esas oğlanımız salomon -orjinal ismi neydi hatırlayan var mı ? - evet belki yahudi değildir; artık taşıyamayacak hale gelip de yavaş yavaş bunu açıkladığıında kendisine söylenen şey; sen bizden daha çok yahudisin. tevratı, onun ruhunu daha iyi anlıyor, yahudi gibi yaşıyorsun. peki ya inanç ? belki kimliklerin ikiyüzlülüklerinin altını silik de olsa çizen bir bölümdü filme dair.

    ötekileştirmeden asla kurtulamayan, etiyopyada yahudi olduğu için, israilde ise siyah olduğu için. ötesinde kızarkadaş ne sevimliydi, ne sevgi dolu, ne sıcak ne tatlı idi. sahi ya kırmızıderili. kimliklere değil yalana kızan.

    empati kurmak, başka hayatlara, başka memleketlerin de burda pek farklı olmadığına dair iyi seyredimlikti. küçük salomon gözünde öfkesi, hep başı aşağıda öfkeli haliyle çok ama çok sekerdi. o yaşta öfkeli bir çocuk nasıl olursa öyle idi.

    ödünç fikri* de eklemek gerekirse, çok duygu & konu & olay 2 saatte sığdırılmaya çalışılmış. evet ya yarım kalmış. bir kaç filmlik konu tek filme sığdırılmaya çalışınca kaçınılmaz olmuş yarım kalmış/yüzeysel kalmış duygusu
    --- spoiler ---
  • aidiyet/aidiyetsizlik duygusunun insanı nasıl kemirdiğinin işaretlerini barındıran film.
  • gereksiz uzunlugu disinda cok leziz bir filmdir. öteki olmanin altini ciziyor romen yönetmen...kendisi gibi bir göcmen olan polanski'nin filmlerinde oldugu gibi mihailenau'nun bu filminde de göcmen olmak, yabanci olmak, öteki olmak ve dislanmak gibi unsurlar basariyla islenmis. le locataire 'de yabanci misiniz sorusuna 'fransiz vatandasiyim' seklinde cevap veren roman polanski'nin söylemine yakin burada zaman zaman yönetmenin anlatim tarzi.

    oyunculuklar cok basarili denemez ama batmiyor da. bunun disinda irkcilik nedeniyle bu kadar aci cekmis yahudi toplumunun aslinda ötekine olan hosgörüsüzlüge ne kadar yakin durdugunun da bir kaniti bu film. israil'de zenci bir yahudi
    --- spoiler ---
    hatta hristiyan-
    --- spoiler ---
    olmanin nasil bir sey olduguyla ilgili ipuclari yaninda, bir yalana bagli kalmak ve bunu bir sir seklinde saklamanin hissettirdiklerini vermekte de oldukca basarili. nihayetinde gösterime girerse izlemenin kayip olmayacagi bir film kanimca.
  • (bkz: shalom)
  • beyoğlu alkazar, altunizade capitol ve nişantaşı movieplex'de pek yakında gösterime girecektir.
hesabın var mı? giriş yap