valedictorian

• valla gavur oyle bi bulmus ki bu ismi, insan duydugunda ingiltere krali geliyomus hissi uyandiriyor resmen. turkce karsiliginin okul birincisi olmasi kralin yaninda icecek sorumlusu havasini verse de, okul birincisi her zaman gonullerin krali.
• valediction - veda
  valedictory - veda konusmasi
  valedictorian da veda konusmasini yapan kisi anlamina gelir.
  
  okullarda (mezuniyet torenlerinde) veda konusmasini okul birincileri yaptigi icin cogunlukla okul birincisini tanimlarken kullanilir.
  
  okul birincisi veda konusmasi yapmiyorsa valedictorian degildir. okul birincisi veda konusmasi yapinca da bir cesit valedictorian olur. yani valedictorian sadece okul birincilerini ifade etmez
  
  dugun, yemek, sempozyum, nato toplantilari gibi etkinlikler biterken bulunan topluluga karsi en son konusan, yani kapanisi (veda konusmasini) yapan kisi valedictorian olur.
  
  enteresan detay ise; valediction, valedictory ve valedictorian kelimelerinin literature gecmeleri arasinda 100 sene, 50 sene farklar olmasi. her ne kadar 1600, 1700, 1800 yillarindan bahsediyor olsak da bu kadar rahat turetilebilecek kelimeler icin boyle uzun bir zaman gerekmis olmasi sasirtici.
• akademisyenlerin biyografilerinde belirtmekten aşırı zevk duyduğu hede.
• (bkz: salutatorian)
• (bkz: the buffoon and the valedictorian)
• misyoner pozisyonundan bacaklarınızı kaldırır ve düz bir şekilde uzatırsınız (“v”).
  
  bu vulva ile iyi vücut temasına izin verir.
  
  *ayak bileklerini tutmayı dene. istikrar ve ek bir streç verebilir.