• 2.selim'in eşi, kanuni sultan süleyman ve hürrem sultan'ın gelini, 3.murat'ın annesi nurbanu afife sultan bu unvanı ilk kullanan osmanlı sultanıdır.
    nurbanu sultan "valide-i atik sultan" unvanını almıştır. eski anlamında gelen "atik" kelimesi, bu unvanda ilk ve en büyük valideyi kastetmektedir.
    (bkz: nurbanu valide sultan)
  • konya'da bir fırın. sultan kurabiyesine ve yağlı gevreğine* doyum olmaz.
  • bilindiği gibi tahta çıkan padişah için kardeş katli yasaldır. padişaha tehdit unsuru olabilecek herkes öldürülür, sadece tek bir erkek veliaht bırakılır valide sultana. padişah öldüğü yada padişahın çocuğunun olmadığı -soyunun devam edemeyeceği- durumlarda bu çocuğu başa geçirmekle yükümlüdür.
  • konya'da istasyon'un arka caddesinde unlu mamüller üreten bir fırın. ekmeği güzel, kaymaklı ve haşhaşlı gevreği de harika. limonlu kurabiyesini de seviyorum, üçlü paketler yapıyorlar. mis...
  • padisah eslerinin, eger dunyaya getirdigi evlatlarindan biri padisahliga yukselirse aldiklari unvan. aksi takdirde kadin efendi olarak anilirlar.
  • osmanlı imparatorluğunda yüzyıllar boyunca devlet yönetiminde büyük etkileri olmuştur. haremde padişahın gözdesi olan kadınların en büyük istekleri padişaha bir erkek evlat vererek günün birinde valide sultan seviyesine ulaşmaktır. böylece sadece haremi avuçlarının içine almakla kalmazlar. doğurdukları çocuk padişah oldukları andan itibaren devlet yönetiminide ele geçirirler.
    osmanlı padişahlarının genelde birden fazla kadın efendisi olduğu için her dönemde kadın efendiler arasında bir çekişme olmuştur ki tarihde bahsedilen nerdeyse tüm velihat katletme olayları bu hatunların başının altından çıkmıştır.
  • anneye takilacak hatta anneyi cagirirken kullanilacak guzel isimlerden biridir . hos bazi anneler kucuk emrah in tonlamasinda "annem anam benim " gibi soylemlerden haz duysa da soylenisi guzel anneyi ozel kilan bir seslenistir.
  • genelde bazı sıkıcı osmanlı tarihçileri bunların yönetimde söz sahibi olmalarının osmanlıyı zayıflatan nedenlerden biri olduğunu söyler..leslie peirce da konu üzerine harem-i humayunu yazar..
  • kelime anlamı "valide olan sultan" gibi anlaşılmaya müsait olsa da aslında "sultanın (padişahın) annesi" anlamına gelen "valide-i sultan" tabirinin dönüşüme uğramış halidir.

    oğlu tahta geçen kadınefendilerin kullandığı unvandır. haremin en üst yetkilisi valide sultandır. kanuni'nin hürrem sultan'a olan ilgisi ile başlanan haremin topkapı sarayı'na taşınma süreci 3. murat devrinde tamamlanmıştır. topkapı sarayı' na taşınmadan önce padişahın ailesi beyazıt'ta bulunan eski saray'da ikamet etmekteydi. taşınma sonrası eski saray devrik ya da ölen padişahın eşleri, kızları ve hala hayattaysa annesi ile bunların maiyetinin yaşadıkları yerdi. 1.ahmet döneminde kardeş katli kaldırıldıktan sonra ölen veya devrik padişahın şehzadeleri ise topkapı sarayı'nda harem bölümündeki şimşirlik dairesine kapatılmıştır. bu şehzadelerden biri tahta çıktığında, hala yaşıyorsa eski saray' da ikamet eden validesi "valide alayı" ile topkapı sarayı'na getirilirdi. böylece devlet içerisinde bir kadının gelebileceği en üst mertebede hayatlarını sürdürürlerdi.

    valide sultanlar 17. yüzyılda, padişahların erken ölümleri sebebiyle çocuk yaşta tahta çıkan oğullarının naibeli vasıtasıyla devlet işlerini bizzat idare etmiştir. kösem sultan, turhan sultan örneklerinde olduğu gibi. osmanlı'nın farklı dönemlerde de valide sultanların padişah oğulları üzerinde nüfuzu olduğunu söylemek yanlış olmaz. örneğin nurbanu sultan, safiye sultan, gülnuş emetullah sultan gibi. hatta bazen bu durum halk tarafından tepkiyle karşılanmış ve turhan sultan döneminde valide sultanın evlendirilerek saraydan uzaklaştırılması dahi halk arasında dile getirilmiştir. ancak "ümmü'l müminin" anlayışından dolayı tüm müslümanların annesi kabul edilen valide sultanların tekrar evlenmesi mümkün değildi. bazen valide sultanların maiyetindeki ağalar dahi devlet üzerinde etkin bir nufüza sahip olmuştur. örneğin mihrişah sultan zamanında kethüdası yusuf ağa, padişah ve valide sultan üzerindeki etkisiyle devlet işlerine müdahil olmuş ve ciddi bir servet edinmiştir. dönemin karunu olarak nitelendirilmesi de bu durumu destekler.

    valide sultanlar gerek hasekilik dönemi gerek valide sultanlık dönemlerinde hayır işlerinde bulunmuş, bu amaç için vakıflar kurmuştur. çift minareli camii inşa ettirmek yalnız padişahın tasarrufunda olmasına rağmen bazı padişahlar validelerine hürmetlerinin göstergesi olarak bu imkanı tanımıştır. kanuni sultan süleyman'ın validesi hafsa sultan'a bu imtiyazı tanıması örnek gösterilebilir. yine 3.murat da validesi nurbanu sultan'a böyle bir imtiyaz tanımıştır.
  • sultanların anası,dünyayı da yönetseniz sizi küçücük bir bebek gibi görüp hep korumaya çalışacak tek varlık, başımızın tacı.
hesabın var mı? giriş yap